İnsanlık Açısından Utanç Verici Durum: Çalışanları Ekmekleriyle Siyasal Fikirleri Arasında Tercihe Zorlamak 

Tarkan Zengin, Kılıçdaroğlu’nun yıllar evvel işten çıkarılanlar için “Bunlar nasıl geçinecekler?”  sözünün üzerine şimdi, İBB bünyesinde çalışan binlerce kişinin nedensiz işten çıkarılmasına göz yummasını eleştiriyor.

Açık Görüş/ Tarkan Zengin

Bedeli emekçilere ödetmek

İşçilerin AK Parti üyesi oldukları, bankamatik memuru oldukları ve iki seçim arasında işe alındıkları gerekçesiyle işten çıkarıldıkları iddia ediliyor. Bu iddialar çeşitli platformlarda dile getirilse de işçilere yapılan fesih bildirimlerinde bu gerekçeler yok. Yasaya göre bir partinin üyesi olmak, iki seçim arasında işe alınmak ise işten çıkarılma nedeni olamaz.

31 Mart seçimlerinde el değiştiren belediyelerde işten çıkarılanların sayısı her geçen gün artıyor. Seçimlerden önce CHP Genel Başkanı ve bugün belediye başkanı olan CHP adayları hiç kimseyi işten çıkarmayacaklarını, hiç kimsenin aşıyla, işiyle oynamayacaklarını söylemişti. Ancak bugün itibariyle özellikle CHP-HDP belediyelerinde yaklaşık 6 bin işçinin işten atıldığı, yüzlerce sözleşmeli memurun işten atıldığı, 30 bin işçinin ve 8 bin memurun baskıyla sendikalarından istifa ettirildikleri gerçeğiyle karşı karşıyayız. 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait MEDYA AŞ., İSPARK, İSTAÇ, BELTUR, İSTGÜVEN gibi şirketlerden binlerce işçi çıkartıldı. Adana, Antalya ve birçok belediyede işçi kıyımları yaşanıyor. Yeni işçi çıkarma çalışmalarının da yapıldığı söyleniyor. Gerekçesiz olarak işten çıkartılan işçiler geçen hafta İBB önünde oturma eylemine başladılar. İşçiler kendilerine gönderilen bir cep telefonu mesajıyla işten atıldıklarını öğreniyorlar. Herkesi kucaklama iddiasında olan, dilinden sevgi sözcüğünü eksik etmeyen Ekrem İmamoğlu, işten attığı işçilere ise sanal ortamdan atıldıklarını bildirmeyi layık görüyor.  

Üstelik yasaya göre geçerli bir neden belirtmesi gerekirken hiçbir gerekçe belirtilmeden işçiler kapının önüne konuyor. İşten atmalara geçerli bir neden bulamayınca bu sefer İBB Sözcüsü devreye girerek bir algı operasyonuna imza atıyor. Sözcü, “İBB’deki iş akdi fesihleri ile ilgili bir kısım medyada kamuoyunu yanıltıcı bilgiler yer almaktadır. Kurumumuzdan 1244 kişinin ilişiği kesilmiş olup, bu kişiler iki seçim arası ya da seçimden hemen önce yapılan alımlardır” diyerek atılan işçilerle ilgili kamuoyunu yanıltmaya çalıştı. Madem işçiler iki seçim arasında alındığı gerekçesiyle işten çıkarıldılar, o zaman bu gerekçe neden yazılı olarak işçilere tebliğ edilmedi? Kaldı ki yasalarda seçim döneminde işe alınanların işten atılmalarını geçerli neden olarak gören bir hüküm yok. İBB sözcüsünün twitter hesabından yaptığı paylaşım işten atma gerekçesi değil tam tersine işçilerin işe iade edilmesinde kullanılacak en önemli gerekçe olacaktır. Hem insanları ekmeklerinden edip hem de haklarında gerçek dışı isnatlarda bulunarak yandaş sıfatıyla etiketlemek ayıptır. 

‘CV bırakın’ 

İBB’den atılan işçilerden seçilen üç temsilci İmamoğlu ile görüşüyor. Ancak İBB Başkanı “işinizin ehli olduğunu düşünüyorsanız CV bırakın değerlendirelim” diyor. İşten atılan işçilerle dalga geçer gibi CV bırakın değerlendirelim demek çok vahim. Atılan işçiler işinin ehli ise neden çıkarıldı? İşten atanlar işçinin işinin ehli olup olmadığından habersiz ise durum daha vahim. 

Ekrem İmamoğlu seçim sürecinde İBB’de bin 700 adet fazla makam aracı olduğunu, bu israfı gözler önüne sermek için de söz konusu araçları belediyenin önünde sergileyeceğini söylemişti bugün ise belediyenin önüne işçileri koydu. Belediyelerde işten çıkarılan işçilerin İş Kanunu çerçevesinde önemli hakları var. İş kanununa göre işten çıkarmalarda; işverenin işten çıkarmayı yasada belirtilen geçerli bir sebebe dayandırması, fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmesi ve fesih bildirimini yazılı olarak yapması zorunludur. İşten çıkarılan binlerce işçiye yapılan tebligatlarda yasanın öngördüğü geçerli nedene henüz rastlanmadı. İşçilerin AK Parti üyesi oldukları, bankamatik memuru oldukları ve iki seçim arasında işe alındıkları gerekçesiyle işten çıkarıldıkları iddia ediliyor. Bu iddialar çeşitli platformlarda dile getirilse de işçilere yapılan fesih bildirimlerinde bu gerekçeler yok. Yasaya göre bir partinin üyesi olmak, iki seçim arasında işe alınmak ise işten çıkarılma nedeni olamaz. 

İşçiyi yasada belirtilen geçerli bir nedenle işten çıkardığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İddia ettikleri gibi işçilerin bankamatik çalışanı oldukları, iki seçim döneminde işe alındıkları ya da başka gerekçeleri ispat etmek işveren olarak belediye yöneticilerinin yükümlülüğüdür. Bu davalar ivedilikle sonuçlandırılır. Mahkemece verilen karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde, bölge adliye mahkemesi ivedilikle ve kesin olarak karar verir. 

Arabulucuya başvurmalılar 

İşten atılan işçilerin ilk yapması gereken şey 30 gün içinde mutlaka arabulucuya başvurmalarıdır. İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde işe iade talebiyle, İş Mahkemeleri Kanunu hükümleri uyarınca arabulucuya başvurmak zorundadır. 2018 yılından itibaren arabulucuya gitmeden işe iade ve işçi alacak davaları açılamıyor. Bu nedenle önce arabulucuya gidilecek, sonra taraflardan biri anlaşmayı kabul etmezse dava açabilme imkanı var. Arabulucu görevlendirildiği tarihten itibaren üç hafta içinde başvuruyu sonuçlandırmak zorunda. Arabulucunun bu süreyi zorunlu hallerde en fazla bir hafta uzatılabilmesi mümkün. 

İşverenin işçileri çıkarmasının geçerli bir nedene dayanmadığına karar verildiğinde, işçi bir ay içinde işe başlatılmak zorundadır. İşveren işçiyi bir ay içinde işe başlatmaz ise, işçiye en az dört aylık ve en çok sekiz aylık ücreti tutarında tazminat ödemekle yükümlü olur. İşten çıkarmalar neticesinde arabulucu ve mahkeme masrafları ile işe iade kararı verildiğinde işe başlatmama tazminatları olarak belediyeler çok büyük meblağlarda tazminat ödemek zorunda kalacak. Zira işten çıkarmaları geçerli kılacak hiçbir neden gösterilmediği için işe iade kararları çıkacaktır. Her fırsatta israfı önleyip tasarruf edeceğinden bahsedenlerin burada milletin milyonlarca lirasını siyasi hırsları uğruna heba etmesi tutarsızlıktır. 

Arabuluculuk ücreti işçi-işveren arasında eşit olarak ikiye bölünerek ödeniyor. 35 bin TL’lik bir alacak için ödenmesi gereken arabulucu ücreti 2019 yılında en az 2 bin 100 TL’dir. Konusu para olmayan işe iade davalarında işe ilk üç saate kadar 170 TL, takip eden her saat için ise 120 TL’dir. Bunun yanı sıra mesele mahkemeye intikal ettiği vekalet ücretleri ortaya çıkacaktır. Mesela ortalama 3 bin TL ücret alan işçinin işe iade edilmesi durumunda eğer işçiler işe başlatılmazsa Belediye her bir işçi için 8 aylık ücreti olan 24 bin TL, 2000 işçi için ise 48 milyon TL yalnızca tazminat ödeyecek. Buna ilaveten en az 10 milyon arabulucu ve vekalet ücreti ödenecektir. 2000 işçiyi gerekçesiz olarak işten çıkarmanın bedeli olarak belediyenin kasasından yaklaşık 58 milyon çıkacaktır. 

“Bunlar nasıl geçinecekler?” 

Seçim dönemlerinde demokrasinin erdemlerinden ve farklılıklara tahammül etmekten bahsedenlerin emekçilere uyguladıkları baskılara bakınca sadece söylem düzeyinde demokrat oldukları ortaya çıkıyor. Emekçileri ekmekleriyle siyasal tercihleri arasında tercihe zorlamak doğru değil. İnsanları emekleriyle, alın teriyle ve ekmekleriyle tehdit etmek yasal olmadığı gibi insanlık açısından utanç vericidir. 

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Geçtğimiz yıllarda yaşanan bir işten çıkarma hadisesine binaen, grup konuşmasında şunları söylemişti: “480 işçinin günahı ne hangi gerekçe ile 480 işçiyi işe başlatmıyorsun. Ve buradan sendikalara da sesleniyorum. Neden bu işçilerin hakkına sahip çıkmıyorsunuz? Neden bütün yükü benim sırtıma getirip yüklüyorsunuz? Neden çıkıp itiraz etmiyorsunuz? 480 kişi, 480 hane. Bunlar nasıl geçinecekler?”. İşçilerin, ailelerinin ve toplumun temel beklentisi gerekçesiz olarak işten çıkarılan işçilerin işe iade edilmesidir. Kılıçdaroğlu’nun belediye başkanlarına sadece attığınız işçileri geri alın demesi yeterli olacaktır. Bu talimat Kılıçdaroğlu’nun sırtına yüklenen çok ağır bir yük olmaz herhalde. Eğer bu talimat ağır bir yük ise işten atılan binlerce emekçinin vebali nasıl taşınacak? 

Yorum Analiz Haberleri

Devrim ile derinleşen kardeşlik: Suriye & Türkiye
Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...