Suriye’de Rusya destekli Beşşar Esed güçleri tarafından gerçekleştirilen kimyasal saldırıların ardından Han Şeyhun’da yaşam tam anlamıyla durmuş durumda. İnsanlar cenazelerini defnettikten sonra kentten uzaklaşıyor.
Katliamın tanıklarından Ziyad Pelevi saldırıların sabah 6.40 saatlerinde gerçekleştirildiğini söylüyor. Patlamadan sonra evlerden yardıma koştuklarını ifade eden Pelevi, “Kurtarma çalışması başladı ama müdahale etmeye çalışanlar da yavaş yavaş bayılmaya ve ölmeye başladı.” diyor.
“Yardım Ekipleri Yaralıların Üzerine Düşüp Ölüyordu”
Pelevi, o günü şu sözlerle anlattı:
“Ne olduğunu dahi anlamadık. Nefes almakta zorluk çekmeye başladık. Arama kurtarma ekipleri yaralıların üzerine düşüp ölüyordu. Bir süre sonra patlamanın kimyasal bombadan kaynaklandığı anonsu yapıldı. Geri çekildik. İnsanlar 1 saatten fazla bir süre yerde nefessizlikten, can çekişerek yavaş yavaş öldüler.”
Jetler Havada
Gazın etkisi geçtikten sonra evleri tek tek kontrol ettiklerini söyleyen Pelevi, “Yataklarında ölen insanlar vardı. Odalarının ortalarına düşüp can verenleri kaldırdık. Çok korkunç bir gündü.” dedi.
Pelevi’yle bunları konuşurken Han Şeyhun semalarında savaş uçaklarının sesleri duyulmaya başlandı. Birkaç gün önce vahşi bir katliama imza atan bu uçaklar yine halkın tepesindeydi. Han Şeyhunlular bizi güvenli bir noktaya geçmemiz gerektiği yönünde uyarınca, katliamın yaşandığı gün hedef olan sivil savunma merkezine gittik.
“Bu Savaş Suçu Değil mi?”
23 yaşındaki Hamid Kuteyni 4 yıldır Han Şeyhun’daki sivil savunma merkezinde görev alıyor.
Kentteki sivil yerleşim yerlerinin daha önce defalarca bombalandığını söyleyen Kuteyni, “Han Şeyhun’da ilk kez kimyasal silah kullandılar. Bir gün önce buraya yakın bir ilçede kullanmışlardı. Yaralıları buraya taşıdıktan sonra iki Rusya uçağı burayı da bombaladı. Burası hem hastane hem de sivil savunma merkezi. İş makinelerimiz, ambulansımız ve hastanemiz kullanılamaz duruma geldi. Yarın yine kimyasal kullanılırsa müdahale edebilecek araçlarımız kalmadı. Bu savaş suçu değil mi? İnsanlar korku içinde yaşıyor. ‘Acaba uyursam uyanabilir miyim?’ diye düşünüyorlar.” ifadelerini kullandı.
Bir Aile Tamamen Yok Oldu
Zaman geçtikte katliamın yaşandığı beldedeki trajik öyküler de gün yüzüne çıkıyor. Onlardan biri Han Şeyhun yakınlarında yer alan Morek’teki evlerini Esed güçleri tarafından gerçekleştirilen saldırılar nedeniyle terk eden Bedşeyip ailesi.
Yerel kaynaklar, Bedşeyip ailesinin bombardıman başlayınca atılanların normal bomba olduğunu düşünerek sığınağa kaçtığını ancak burada zehirli gazları solumaları nedeniyle öldüklerini söyledi. Saldırıda bu 7 kişilik ailenin tamamı hayatını kaybetti.
Orası Tarım Deposu
Rusya’dan yetkililer Han Şeyhun’da direnişçilerin kimyasal silah üretim merkezi olduğunu ve buranın vurulduğu için insanların öldüğünü iddia etmişti. Ama bombanın düştüğü yer tarım deposu.
Yakınlarını Defnedip Gidiyorlar
Kimyasal katliamın yaşandığı ilçe koca bir cenaze evine dönmüş durumda. Katliamda hayatını kaybeden siviller defnedilmeye devam ediliyor. Katliamdan sağ kurtulmayı başaran halk, cenazelerini defnettikten sonra kentten ayrılıyor. Yüzlerce kişi Atme’deki çadır kampına veya başka ilçelerdeki akrabalarının yanına yerleşti.
Her Yer Cenaze Evi
Han Şeyhun’da sıra sıra dizilen mezarlara her gün yenileri ekleniyor. Önceki gün hayatını kaybeden Abdulgafur Marati buraya defnedildi.
Can kaybı sayısının artacağını söyleyen Han Şeyhunlu Ahmed Huseyn, “Çok sayıda yedek mezar kazdık. Daha çok kişi ölecek. Zehirli gaz çok sayıda kişinin ciğerlerine yapıştı. Boş mezarları hazır bekletiyoruz.” dedi.
Kaynak: Cihat Arpacık / Yeni Şafak