HAKSÖZ HABER
Modernliğin şekillendirdiği bir dünyada bireyselleşme insanın temel arayışı haline geldi. İnsan bir başına kaldıkça yozlaştı, yozlaştıkça da özünden daha fazla koptu.
Bugün tüm dünyada dindar insanların aileye yaptıkları vurgu biraz buradan güç alıyor. İnsanın cinsiyetinin dahi tartışmaya açılabildiği zamanlarda aile ve cemaat ifsada karşı kale görevi görüyor.
Ramazan günleri ise birlik ve beraberlik duygusuyla hareket edilen günler olma özelliğine sahip. Bu açıdan bakıldığında Ramazan ayında yapılan her şey modernliğin kurduğu ifsad düzenine çomak sokmak anlamına geliyor. İftarlarda bir araya gelen namazlarını ve teravihi cemaatle eda eden Müslümanlar mukabelelerde tabir-i caizse zırhlarını güçlendiriyorlar.
Evimiz ise bizi biz kılan hasletlerimizi inşa edip geliştireceğimiz ve bizden sonra gelenlere aktaracağımız yuvalar olma özelliğine sahip. Bu bağlamda eşlerin birbiriyle olan ilişkilerini doğru ve meşru zeminlerde inşa edebilmeleri için Ramazan günleri büyük imkanlar barındırıyor.
Başından sonu olan bayrama kadar Ramazan ailece yapılabilecek ibadetler ve etkinlikler iklimi oluşturuyor. İnsanın zamanla anne ve babasından bile daha fazla yakınlık kurduğu eşlerin bu iklimin fırsatlarını değerlendirebilmesi gerekiyor.
Ebu Davud’da geçen bir rivayette Allah Resulü (sav) insan için en kıymetli hazineyi şöyle tanımlıyor:
"(Ey Ömer!) Bir insan için olabilecek en kıymetli hazinenin ne olduğunu sana söyleyeyim mi? O, saliha/iyi kadındır. Kocası ona baktığı zaman içini sevinç kaplar, kocası ondan bir şey yapmasını istediğinde yapar, kocası yanında olmadığı zaman (onun haklarını ve saygınlığını) korur.” (Ebu Davud, Zekat, 32)
İnsanın en nihayetinde eşi dışında huzur bulacağı başka bir yer yoktur. Eşlerin aralarındaki sevgi bağını Allah’ın inşa ettiği gerçeğini göz ardı etmeden göz aydınlığı olan eşlerimizin kıymetini mübarek Ramazan günlerinde daha fazla bilelim!