Abdülhakim Beyazyüz’ün yazısından bir bölüm:
النفس- En –Nefs, sözlükte; ruh, akıl, insanın şahsı, ceset, kan, azamet, izzet, görüş, kötü göz, bir şeyin cevheri, hamiyet, arzu, murat anlamlarına gelmektedir.
Kur’an’da nefis kelimesinin kendisinden türediği kökün, sadece iki yerde farklı olarak kullanıldığını görmekteyiz. Bunlar; وَالصُّبْحِ اِذَا تَنَفَّسَ“Nefeslendiği (ağardığı) an sabaha (kasem olsun) ki,”(81/18) ayeti ve ~~83.26~
خِتَامُهُ مِسْكٌ وَفٖى ذٰلِكَ فَلْيَتَنَافَسِ الْمُتَنَافِسُونَ “Onun (içiminin) sonu bir misktir (ağızda misk gibi koku bırakır). İşte yarışanlar, bunun için yarışsınlar.(83/26)" ayetidir.
Kur’an’da ise nefis kavramı ayetlerin tümünde kişilerin şahsiyetleri/zatları anlamında kullanılmıştır. Bu ayetlerden bazı örnekler verelim: (…)