HAKSÖZ HABER
Geçtiğimiz gün Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kamuoyuyla paylaşılan ‘İnsan Hakları Eylem Planı’ tartışılmaya başlandı. Türkiye’nin 15 Temmuz sonrasında içine girdiği ‘hukuk’ krizi, planın kapsamına dahil edilen konular incelendiğinde cari hükümet tarafından da dolaylı olarak kabul edilmiş oluyor.
En bilenen örnek olarak gösterilen yargısız tutuklamalar adaleti ve vicdanları yaralıyor. İnsanları devlet karşısında aciz duruma düşüren sorgusuz sualsiz tutuklamalar hukukun kapsamını daraltırken güvenlikçi devlet politikalarının merkeze alındığına işaret ediyor. Bu konu hakkında bir düzenleme ihtiyacı görülmesi kayda değer bir konu.
İnsan Hakları Eylem Planı şuan için bir tasarı olarak önümüzde dursa dahi acil bir takım başka konular hakkında da önemli olabilecek çözümler içeriyor. Mülteci çocukların vesayet/vasilik konularından kaynaklanan mağduriyetlerini giderme yolunda açıklanan pakette şu madde yer alıyor: Uluslararası koruma ve geçici koruma kapsamındaki kimsesiz çocukların bakım ve gözetiminin daha etkin sağlanabilmesi için tüzel kişi vesayet sistemini hayata geçiriyoruz.
Mülteci çocuklar savaşta anne babalarını kaybetmiş olmaları sebebiyle vesayet altında bulunmuyorlar. Birinci dereceden akrabalarının da işleyişten haberi olmadığı için 18 yaşının altındaki birçok mülteci çocuk temel haklarından dahi yararlanamıyor. Eğitim, sağlık vb. konularda devlet nazarında vasileri olmadığı için işlemde de bulunamayan çocuklar gayri insani şartlara mahkûm olmaktalar.
Prosedür engelleri ve dil sorunu başta olmak üzere mülteci çocukları türlü problemlere mahkum eden bu durumun yeni düzenleme ile aşılması ihtimali ortaya çıktı. Artık anne babası olmayan veya birince dereceden akrabaları sürece dâhil olamayan mülteci çocuklara bu konuda çalışmalar yapan STK’lar da vasilik yapabilecek.
Mülteci çocukların haklarını koruyan ve onları güvence altına alması ihtimalini barındıran yeni tasarı detayları belli olmamakla birlikte bu konuda gelecek adına umut vadediyor.