Açıklamanın tam metni:
Basına ve Kamuoyuna;
Bangladeş’teki dikta rejiminin muhalefeti ve özellikle de Cemaat-i İslami hareketini sindirme amaçlı baskı ve zulümleri çılgınlık boyutuna varmış bulunmaktadır. Kurulan uyduruk savaş mahkemesinde yapılan sözde yargılamalarla verilen idam kararları pervasızca icra edilerek hareketin lider kadrosu aşamalı bir planla yok edilmektedir. Son olarak hareketin lideri Mutiurrahman Nizami ,halkın tepkisi ve infialine rağmen idam edilmiştir. Hukukla izahı mümkün olmayan tamamen siyasi ve keyfi karar ve uygulamalara imza atan dikta rejimi, cüret ve cesaretini kamuoyunun meseleye duyarsız ve ilgisiz kalmasından almaktadır.
Olağanüstü hallerde, savaş durumlarında bile örneğine az rastlanacak hak ihlalleriyle, hukuksuz uygulamalarıyla mazlum Bengal halkını zulüm cenderesine alan, legal siyasi faaliyetin önünü tıkayarak pervasızca cinayet işleyen diktatör Hasina yönetiminin engellenmesi noktasında sivil toplumun, kamu vicdanının harekete geçmesinin önemli olduğunu düşünüyoruz.
İnsan hakları ve demokrasi anlayışlarını kendi bakış açılarına ve menfaatlerine göre şekillendiren batı kamuoyunun vurdumduymaz ve hatta teşvik edici tavrı şu ana kadarki çifte standartçı yaklaşımlarından biri olarak yorumlanabilir. Ancak İslam ümmetinin cılız birkaç açıklama dışında olaya ciddi tepki vermemesini anlamlandırmak mümkün değildir. Saygın kişiliği ve alim sıfatıyla halkının önemli bir kesimi nezdinde lider konumundaki Mutiurrahman Nizami’nin zalim, zorba dikta rejim tarafından katledilmesini son birkaç asırdır İslam ümmetine yönelik yürütülen bilinçli planların bir icrası olarak görüyoruz. Bu zulüm ve haksızlığı tüm ümmete yapılmış olarak kabul ediyor ve tel’in ediyoruz.
Dünyanın her neresinde olursa olsun yapılan zulüm ve haksızlıklara karşı mazlumun yanında yer almanın insani bir duruşun gereği olduğuna inanıyor, mazlumca katledilen Mutiurrahman Nizami’ye Allah’tan rahmet; yakınlarına, ailesine ve mazlum Bengal halkına baş sağlığı diliyoruz.
İnsan Hakları Cemiyeti Genel Merkezi