İnsan Görünümlü Şeytanlar

Ahmet Varol

 

Yüce Allah, Kur'an-ı Kerim'in son sûresi olan Nâs suresinde şöyle buyurur: "De ki: "İnsanların Rabbine sığınırım. İnsanların hükümdarına, insanların ilahına, O sinsi vesvesecinin şerrinden. Ki o, insanların göğüslerine vesvese verir. Gerek cinlerden, gerek insanlardan (olur)." (Nas, 114/1-6)

Tefsirlerde bu sûrede geçen "el-vesvasi'l-hannas (sinsi vesveseci)" sıfatıyla kastedilenin, önce insanları gaflete düşüren, doğru bilgiden yoksun bırakan sonra da kafasına yanlış bilgiyi sokup onu yanlış yola sevk eden şeytan olduğu ifade edilir. Buna göre "hannas (sinsi)" kelimesiyle kastedilen "gaflete düşüren", dördüncü âyetteki "vesvas" ve bir sonraki âyette geçen "yuvesvisu" ile kastedilen de zihnine hatalı bilgiyi sokarak kafasını bulandıran ve onu yanlış yola yöneltendir.

Fakat burada asıl dikkat çeken, onun hem cin hem de insan görünümünde olabileceğine işaret edilmesidir. Dolayısıyla bazıları insanın karşısında görünmeden kafasını bulandıran vesveseciler, bazıları da karşısına çıkarak onu kötüye, çirkin işlere teşvik eden şeklen insan görünümlü ama gerçekte şeytanın görevini yerine getiren fertlerdir. Bu gibiler tarihte yaşadıkları gibi günümüzde de mevcutturlar. Hatta bazıları bedenen dünyadan göçmüş ama ideolojileriyle, düşünceleriyle, sistemleriyle yaşıyorlar. Böylece geriye bıraktıkları sapık düşüncelerle kafaları bulandırmaya devam ediyorlar.

İnsan yaşayış çizgisini, anlayışını ve ahlâkî ölçülerini seçerken dikkate alması gereken hususların başında gelenlerden biri de "ma'ruf" ile "münker" arasında seçim yapmaktır. Ma'ruf ile insanın fıtratına, bozulmamış tabiatına, fert ve toplum sağlığına uygun, münker ile de buna aykırı olan kastedilir. Kur'an-ı Kerim'de buna birçok yerde dikkat çekilir ve kitap ehline Hz. Muhammed (s.a.s.)'in peygamberliğini tanımalarını sağlayacak özelliklerinden birinin onun marufu emredip, münkeri nehyetmesi olduğu hatırlatılır. "Onlar, kendi yanlarındaki Tevrat'ta ve İncil'de yazılı buldukları okuma yazma bilmeyen, kendilerine iyiliği (marufu) emredip kötülükten (münkerden) sakındıran, temiz şeyleri onlara helal kılıp pis şeyleri haram eden, ağır yüklerini ve daha önce üzerlerinde bulunan bağları indiren o haber verici elçiye iman ederler. Ona iman eden, saygı gösteren, yardımda bulunan ve onunla indirilmiş olan nura uyan kimseler işte onlar kurtuluşa erenlerdir." (A'raf, 7/157)

Şeytanın özelliği ise insanlara her zaman münkeri emredip, onları maruftan uzaklaştırmaya çalışmasıdır. "Ey iman edenler! Şeytanın adımlarına uymayın. Kim şeytanın adımlarına uyarsa (bilsin ki) şüphesiz o hayasızlığı ve kötülüğü (münkeri) emreder." (Nur, 24/21)

Fakat tarihte olduğu gibi günümüzde de insanları fitneye sokmak, onların kafalarını bulandırmak ve ortalığı karıştırmak isteyen insan görünümlü şeytanlar sürekli hedeflerine tüm insanlığa "iyiliği emretmek ve kötülüğü yasaklamak" üzere gönderilmiş peygamberi yerleştirmişlerdir. Çünkü rolleri birbirinin zıddıdır. Bu yüzden Hz. Muhammed (s.a.s.)'in peygamber olarak görevlendirilmesinden sonra şeytanlar ne zaman bir savaş cephesi açsalar hedeflerine en başta Hz. Muhammed (s.a.s.)'i yerleştirmiş, çirkin ve aşağılayıcı üslûplarla ona saldırmışlardır.

İslâm insanların tümüne, Allah'a eş koşmalarını yasaklayarak O'na kulluk etmelerini isterken, Müslümanlara başkalarının kutsallarına hakareti yasaklamıştır. Ama şeytanın yolundan gidenler için böyle bir engel olmadığı gibi aksine insanları kötüye sevk edebilmek için bunu teşvik ederler.

Çağdaş emperyalizmin başını çekmeye devam eden ABD'nin, Hz. Muhammed (s.a.s.)'e hakaret içerikli filmin hazırlanmasına ve gösterilmesine imkân tanıması şeytanın kirli yolunun siyasi mekanizmasını oluşturduğuna delalet eder.

Başkanlık seçiminin arka planında duran hesaplar, yeni seçimlere yön vermeye çalışan siyonist lobinin oyunları vs. gibi etkenler olayın stratejik boyutunu oluşturuyor. Tabii bunları gözden uzak tutmamalı ve özellikle siyonist lobinin ABD'de yeni döneme şekil verme konusunda izlediği stratejiyi dikkate almalıyız. Çünkü bu ülkede siyonist lobinin siyasi çizgiye yön vermede etkin rol oynadığı gözden uzak tutulamayacak bir realitedir. Fakat bu lobinin stratejisinde şeytanın politikasını ve taktiklerini kullanması da dikkat çekici.

YENİ AKİT