İnsan düşmanı hayvan severler!

İstanbul Fatih’te yaşanan bir hadise "hayvan sever" olarak nitelenen kimselerin düşünme tarzları hakkında fikir veriyor!

HAKSÖZ HABER

Hayvanlar yeryüzünü birlikte paylaştığımız üzerimizde “hakkı” olan canlılar. Burada hak yalnızca hukuki bir durumdan kaynaklanmıyor. Hayvanların çeşitli meziyetlerinden faydalanan insanlar onlara göz kulak olmak durumundalar. Yani hayvanların yeryüzünde bize emanet edilmiş olduklarını unutmamak gerekiyor!

Bu bağlamda misal olarak köy insanının hayvanlarla kurduğu ilişki incelenebilir. Köylüler hayvanlarla kendi doğallığı içerisinde bir ilişki kurarlar. Güvenlik, yiyecek, içecek ve giyecek ihtiyaçlarını karşıladıkları hayvanların aynı şekilde yiyecek ve bir bakıma güvenlik ihtiyaçlarını karşılayan köy insanının evcil hayvana sahip olduğunu göremezsiniz. Zira tabiatı gereği “evcil” olmaması gereken bir şeyi evcilleştirmek haliyle gayri tabi bir şeydir.

Buradan varmak istediğimiz hadise oldukça trajik. Köy insanının bu doğal ilişkisinin aynısını kent yaşamında görmek mümkün değil. Bir kere kedi ve köpeklere takılan tasmalar dahi bir canlı için oldukça alçaltıcı olma özelliğine sahip. Tüm bunları bir kenara bırakıp "hayvan sever insan tipi" hakkındaki gözlemlerimizi İstanbul, Fatih’teki meşum bir hadise üzerinden sizlerle paylaşmak istiyoruz.

Fatih Camii’nin avlusu çocuklu aileler için oldukça elverişli bir ortamdır. Genişliği bir yana yeşillikleri de bulunan avluda çocuklar oyun oynarken yetişkinler ise kendi aralarında muhabbet etme imkanına kavuşuyor. Bilenler bilir bir de avluda meşhur kediler vardır. Malta Çarşısı esnafı başta olmak üzere Fatih Camii’ni ziyarete gelenler tarafından da beslenen kediler epey sevilen canlılar. İlgi gördükleri için olsa gerek kediler de avluyu seviyorlar.

Çocukları kedilerle oynayan bir anne hayvan severlerle çok tatsız bir münakaşa yaşıyor. Münakaşa hafif kaçar aslında bildiğiniz sözlü saldırıya maruz kalıyor. Çocuklar kedilerle oynarken üstten bakan bir üslupla çocuklara tepki gösteren hayvan sever kişimizin bunu yapmasının bir sebebi var. Ancak sorun yaptığı şeyden ziyade yapma tarzı ile alakalı. Özellikle kedi yavruları insanlarla temas kurduklarında kendi habitatlarına uyum noktasında sıkıntı yaşayabiliyorlar. Bunun ötesinde kokularında yaşanan değişim sebebiyle anne kedi tarafından dışlanma riski yaşıyorlar.

Tabi ki tüm bunlar çocuk yaşta insanlar tarafından henüz bilinmesi mümkün olmayan şeyler. Öğrenme imkanları ise hayvan severlerin “hastalık bulaştıracaksın!” ikazı sonrasında oldukça ertelenmiş olmalı. Pekala güzellikle anlatılabilecek olan bu konuyu kibirli, üstten bakan bir şekilde yapan hayvan sever kişinin böyle yapmasının sebebini de birazdan öğreneceksiniz.  Zira tartışma bununla sınırlı değil. Hayvan severin çocuklara sert bir şekilde uygun olmayan bir tarzda gösterdiği tavır haliyle çocukların annesi tarafından tepkiyle karşılanıyor.

Tartışma büyüyünce zabıta geliyor. Hayvan sever kişimiz hemen kendisine saldırıldığını yalanını ortaya atıyor. Anne şaşkınlıkla durumu izah etmeye çalışırken asıl kendi çocuklarına sözlü saldırı olduğunu söylüyor. Ardından hayvan hakları derneğinde yönetici olduğunu öğrendiğimiz kişi gerçek niyetini ortaya döken şu sözle meşum bakış açısını gözler önüne seriyor: "Sen zaten başörtülüsün!"

Bu iğrenç ifade Türkiye’de bir kesim tarafından her olayda kullanılır. Başörtülü insanlara yönelik ayrımcı sözler esaslı hukuki düzenlemelerle cezalandırılmadığı için bu kadar pervasız davranabilen kesimlerin içinde kendisini hayvan sever olarak takdim edenlerin de olduğunu öğrenmiş olduk! Yani hayvan sever ama insan sevmez kesimler! 

Ardından üstten bakan kibirli tutumunu devam ettiren ve insanların huzurunu kaçıran "hayvan sever"  zabıtalara “bunlar bir daha buraya gelmesin” diyerek emirler yağdırıyor. Zabıta ise tüm bu yaşanan ayrımcı-ötekileştirici tavırlara karşı başörtülü anneye “siz anlayışlı bir insana benziyorsunuz lütfen mesele uzamasın” diyerek karşılık veriyor.

İşin özünde zabıtanın tavrının da kabul edilmez olduğunu ifade etmek gerek. “Hayvan severlerle uğraşamadıklarını” ifade eden zabıta görevlilerinin eğer ki az evvel ki ötekileştirici sözleri duydularsa farklı bir tavır takınmaları gerekiyordu!

Netice olarak gördükleri bu yersiz ve sert tepki yüzünden çocuklar olaydan oldukça kötü etkileniyorlar.  Hayvan severlerin insanlara yönelik ayrımcı ifadeler kullandığı bu hadise hayvan sevgisi olanların insan sevgisinden mahrum olabileceğinin kanıtı!

Çocukları hedef alan "hayvan sever" çocuklara bakarken arkada kadraja girmiş...

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!