İnkılâb’da “İslami Mücadelenin Yeni Dili” Konuşuldu

İstanbul Fatih’te bulunan İnkılab Kitabevi’nde Hamza Türkmen son kitabı olan “İslami Mücadelenin Yeni Dili”nde işlediği konularla ilgili özet bir sunum gerçekleştirdi.

Hamza Türkmen, vesayet’in ve Ümmet Coğrafyası’nın ne demek olduğunu anlattıktan sonra coğrafyamızın I. Dünya Savaşı’ndan bu yana Fas’tan Orta Asya’ya kadar işgal ve vesayet altında olduğunu hatırlattı. Türkmen, mağlubiyetimizin Batı emperyalizmi kadar iç hastalıklarımızla ve İslam ümmetinin nimeti yitirmesi ve Kur’ani ölçülerinin diriliğinden uzaklaşmasıyla da alakasını kurdu.

Türkmen’e göre ümmet coğrafyası I. Dünya Savaşı’ndan bu yana ilk defa var kalmak, Batılılaşmayı ve yabancılaşmayı engellemek için mücadele etmekteydi. Aynı zamanda da ümmeti yeniden diriltmek için özellikle Urvetu’l Vuska önderliğinde geliştirilen ıslah hareketleri önemliydi ve bu hareket İslam’ın yaşayan gücü idi. Hicri 1318’de yazılmaya başlayan Manar Tefsiri’nde de ıslah çabalarının ve öze dönüş gayretlerinin kavramsal ve usuli perspektifi işlenmişti.

İki aya kadar 14. Cilt halinde çevirisi ve basımı bitirilip piyasaya sürülecek olan Manar Tefsiri’nin ve ayrıca Urvetu’l Vuska’nın Cezayir Ulema Hareketin’den Tunus Zeytuniye ihya çalışmalarına , Mısır’da İhvan-ı Müslimin’den Hindistan-Pakistan’da Tercümanü’l Hakikat’e, Bilad-ı Şam’da Hizbüttahrir’e kadar, hatta İran’da inkılabı ateşleyen usuli çalışmalara kadar bir canlılık ve İslami mücadele sürekliliği sağladığını belirten Türkmen; gerek Manar Tefsir’inde gerek Seyyid Kutub’un Yoldaki İşaretler kitabında yapılan acilcilik ve iktidar merkezli değişim hayallerinin yanlışlığının yeni yeni anlaşıldığını belirtti.

İslami uyanışta Fethullah Gülen’in Hizmet Hareketi’nin biricik model olarak gösteren Ali Bulaç’ın yanılgısı üzerinde duran Türkmen, bizim modelimiz sünnetullahı ve şahitliği gözeten, Allah’ın ayetlerini örtmeyen ve İslam düşmanlarına müdahane etmeyen açık ve itikada-amelde vahyi ölçülere dayanan bir kimlik inşasıyla oluşmaktadır dedi.

Fıkhi ihtiyaçlarla ilgili zaruriyat, haciyat, tahsiniyat safhalarını ümmetin diriliş ve yeniden varoluş mücadelesiyle irtibatlandırabileceğimizi söyleyen Hamza Türkmen,  henüz İslami hareketler veya ıslah çabalarının zaruriyat aşamasında olduğunu belirtti. Her aşamada üzerimize düşen bilinç ve şahitliği gereği gibi yüklenmeden, ümmet olarak, devlet olarak, medeniyet olarak varız demenin aldatıcı olacağı belirtilen konuşmada, gerçekleştirmemiz gereken öncü şüheda kimliğimizle toplumu gereğince vahiyle uyaracak ve dayanışma örnekliği sunacak bir mücadele ve tebliğ modelimiz hissedilir hale gelmeden, diğer alanlarda branşlaşmayı ifade eden haciyat aşamasına geçemeyeceğimiz belirtildi.

Türkmen, ümmet coğrafyasında içinde bulunduğumuz aşamayı “Tevhid, Adalet, Özgürlük” sloganının oldukça iyi tanımladığını vurguladı; şüheda denilebilecek tebliğ ve mücadele modelimizi tüm resullerin ortaya koyduğu örneklik gibi eğitim ve eylem birliği içinde nasıl inşa etmemiz gerekliliği ile açıklamalarda bulundu.

Sunumdan sonra uzun süren soru-cevap şeklinde bir sohbet hali yaşandı.

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Gazze nöbeti devam ediyor
Çocuklar "Hayat Namazla Güzeldir" sloganlarıyla yürüdü
Aksa Tufanı ve kazanımları
Özgür-Der Üniversite Gençliği programlarına başladı!
Diyarbakır Özgür-Der Gençlik Çalışmaları başladı