İnfaz mı, intihar mı?

Abdurrahman Dilipak

Yine bir intihar ve yine komplo teorileri..

Solak bir adam, sağ elle kendi kafasına silahı dayayıp tetiği çekebilir mi?

Çekmiş demek ki.. Hani iddiaya göre sarhoştu ya, sağını solunu karıştırmış olabilir..

Oğluna göre babasının intihar etmiş olması imkansız.. Özel Harekat Dairesi Başkanı Behçet Oktay'ın oğlu Burak Oktay, babasının ölümünden sonra çıkan haberlere ilgili "Babamla ilgili haberleri yapanların babamın hayatını iyi araştırmalarını isterdim" dedi.

Oğlu diyor ki: “13 yıl boyunca kaç hükümet değişti, kaç İçişleri Bakanı değişti, babam hep görevine devam etti. Babam kaç operasyona katılmış, kaç göreve gitmiş ve bunların karşılığında kaç madalya almış, bunların yazılmasını istiyordum. Olaydan sonra araçtan kaç silah çıkmış? Sağ elle mi sol elle mi ateş edilmiş? Bir de adli tıp doktorunun beyanını hatırlatmak isterim. Beyanda 'bitişik atış yapılmıştır ancak bunun intihar olduğunu söyleyemem' deniyor. Doktorun beyanı bu yönde. Ben bunların araştırılmasını ve yazılmasını istiyorum.”

Rivayetler muhtelif. Önce arkadaşları ile içiyor, sonra birlikte yaşadığı ileri sürülen bir kadının evine gidiyor, kapıyı çalıyor, açmıyorlar, arabasına gidiyor, arabası kara saplanınca kafasının tası atıyor ve intihar ediyor.

Lokantada arkası arkasına Ahmet Kaya’nın “sıkar da giderim” şarkısını istemiş.

Başarılı bir polis şefi ve mutsuz bir aile hayatı..

Peki şimdi son durum ne?

İnfaz mı edildi, intihar mı etti?.

Kimine göre, adı Şahin olayına karışmıştı, Ergenekon soruşturmasına dahil edilebilirdi, çok şey biliyordu ve sonunda susturuldu..

Zaten bir süreden beri Ergenekon içinde iç hesaplaşmanın çok yakın olduğunu söyleyip duruyordu. Birileri birilerini susturacaktı..

Acaba birileri düğmeye mi bastı?.

O zaman bunun arkasının gelmesi gerek.

Kim bilir, belki de birileri birilerine gözdağı vermek istemiştir. En azından birileri bu olayı bu şekilde kullanacaktır..

İnfaz edilme korkusuna ilişkin geçenlerde Özbek'le ilgili bir haber düşmüştü ajanslara.. Metal İş'de JİTEM toplantıları yapıldığı iddiası bir ailenin hayatının kararmasına sebeb olmuştu..

Bu arada, epey zamandır konuşmayan Tuncay Güney yine konuştu ve bu defa CİNER - AĞAR ilişkisine gönderme yapan açıklamalarda bulundu. Tam da Haber Türk gazetesinin yayına gireceği günlerde Ağar-Şahin ilişkisi de yeniden gündeme taşındı. Hem de İsrail'le bağlantılı olarak.. Ve tabii kayıp silahlar konusu da yeniden gündeme geldi..

Sahi Türkiye İsrail ilişkilerinin ivme kazandığı dönemi hatırlayın. Terörle mücadelede öne çıkan ülkeler, kişiler kimlerdi?! “1993 yılı Eylül sonunda daha sonra Susurluk'la ilişkisi konuşulan Mehmet Ağar, bugün Ergenekon zanlısı, Özel Harekatçı İbrahim Şahin, Korkut Eken ile İsrail hükümeti tarafından, MOSSAD ile istihbarat konusunda işbirliği için davet edildiler. Maksat anti terörle ilgili gelişen teknolojiyi ve tatbiki çalışmaları yerinde görmekti... O devrede Türkiye ile İsrail arasında resmi bir yakınlaşma yoktu. Ancak Amerika, İsrail ve Türkiye'ye ayrı ayrı tavsiyelerde bulunarak yakınlaşmalarını, bölgede müşterek bir güç oluşturmalarını, Mısır ile birlikte bir emniyet üçgeni sağlamalarını istiyordu..”

Son olarak Behçet Oktay adı, İbrahim Şahin'in özel bir birim oluşturmayla ilgili işbirliği içinde olduğunu söylediği kişi idi..

Bugün ABD ve İsrail'e, Batıya ateş püsküren Ulusalcı Ergenekoncuların bugün sanık sandalyesinde oturan arkadaşlarının girişimleri ile Türkiye ile İsrail arasında “ilkler” yaşanmaya başlanmış ve dönemin İsrail Cumhurbaşkanı Ezer Weizman 25 Ocak 1994 günü Türkiye'yi ziyaret ederek, iki ülke arasındaki ilişkileri resmen başlatmıştı. Yoksa zaten gayri resmi olarak Menderes döneminden beri devam ediyordu..

Ergenekonun daha Mason ayağı deşifre olmadı. İsrail ayağı da. ABD, AB, NATO ayağı da..

Bu işin Emniyet ayağındaki iki önemli isim: Ağar ve Şahin. Tuncay Güney, Ağar üzerinden Ciner'i işaret ediyor.. Ve buradan bir kol İsrail'e uzanıyor..

Ergenekon daha çok askeri cenahın üzerine yıkılmıştı. Şimdi Emniyet ayağından İsrail'e uzanan bir kol öne çıkmaya başladı.

Öte yandan asker üzerinden Hürriyet / Doğan Media üzerine daha fazla gidiliyordu, bir yandan Karamehmetler ve oradan da TURKCELL, öte yandan Ciner’in adı telaffuz edilmeye başlandı..

Ergenekonda bir süredir bir soluklanma arası verilmişti sanki. Belki de seçime kadar bu konu biraz daha ikinci planda kalacak gibi idi ama yeniden piyasa kızışmaya başladı.

Beklenen ek iddianame henüz mahkemeye intikal etmedi.. Doğan mediaya kesilen ceza daha çok gündemde şimdilik. Ama önümüzdeki günlerde sanki, İsrail bağlantısı ile birlikte yeniden Yener Yermez olayı gündeme oturabilir..

Ergenekoncular, tam da İsrail'le işlerin gerginleştiği bir zaman, seçim arefesinde ve Nisan ayında Ermeni soykırımı iddialarının oylanması için Ermeni lobisinin yanına İsrail lobisini de alarak Türkiye'yi köşeye sıkıştırmaya çalışacağı günler yaklaşırken, ETÖ davasını baskı altına almak için bir şeyler yapıyor olmasınlar sakın!

Paşalar GATA'da istirahate çekilirken, Ergenekonun emniyet içindeki uzantıları sanki daha fazla öne çıkartılacakmış gibi bir hava var içimde..

Bir de sanki çete içinde iç hesaplaşmanın da ayak seslerini duyar gibiyim.

Selâm ve dua ile..

VAKİT