CUMHURBAŞKANI Erdoğan ilk kez, “İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) Başkanı” sıfatıyla İSEDAK 30. Toplantısı’na başkanlık yaptı.
Kuran-ı Kerim’in okunduğu açılışın ardından konuşmasına besmele çekerek başlayan Erdoğan, “Bazı üye ülkelerimiz kişi başı milli gelirde dünyada en üst sıralarda yer alırken, birçok üye ülkemiz de en alt sıralarda yer alıyor” diyerek, “Hepimiz hesap gününe inanıyoruz. Kendimize, nefsimize, vicdanımıza izah edebilsek bile böyle bir gelir uçurumunu hesap gününde o yüce mahkemede izah edebilmenin asla ve asla yolu yoktur. Hepimiz günde birkaç hurma ile açlığını bastıran bir peygamberin ümmetiyiz” ifadesini kullandı.Cumhurbaşkanı Erdoğan özetle şunları söyledi:
MESCİD-İ AKSA: En emin yerler olması gereken mescitlerimiz, türbelerimiz, ne yazık ki yine bizzat Müslüman olduğunu iddia edenler tarafından alçakça, barbarca, vahşice katliam mekânlarına dönüştürülüyor. Kendi mescitlerimizi, kendini Müslüman olarak tanıtan canilerden emin hale getiremediğimiz için işte en kutsal mekânlarımızdan biri Mescid-i Aksa gözlerimizin önünde barbarlarını postallarıyla çiğneniyor. Sesimiz çıkıyor mu, konuşabiliyor muyuz? Hayır.
SADECE BİZ ÇÖZEBİLİRİZ: Bizim sorunlarımızı dışarıdan birileri gelip çözmeyecek. Bizim sorunlarımızı sadece ve sadece biz çözebiliriz. Açık açık söylüyorum. Dışarıdan gelenler İslam coğrafyasının petrolünü, altınların, elmaslarını seviyorlar, ucuz işgücünü seviyorlar, çatışmalarını, kavgalarını, anlaşmazlıklarını seviyorlar. İnanın bizi sevmiyorlar. Dışarıdan gelenler, yüzümüze dost gibi görünenler; bizim ölümüzü, bizim çocuklarımızın ölüsünü seviyorlar. Buna daha ne kadar seyirci kalacağız? Daha ne kadar sabredecek, daha ne kadar tahammül edeceğiz?
ÖLÜMLERDEN KAZANAN: Şii olmak; Suriye’de öldürülen çocukları, katledilen 300 bin masumu, yerinden edilen 7 milyon insanı seyretmeye bahane olabilir mi? Sünni olmak; türbelere yapılan saldırıları, terör örgütlerini, seçilmiş yöneticilerin darbeyle görevden uzaklaştırılmasını, hakkını arayanların sokakta vurulmasını meşrulaştırabilir mi? Bütün kalbimle, samimiyetimle ve hasbiliğimle, İslam coğrafyasının tamamına, hangi mezhepten olursa olsun tüm Müslüman kardeşlerime bir çağrı, bir davet yapıyorum. Ne olur, şöyle kenara çekilelim ve manzaraya bir bakalım. Kim kazanıyor, kim kaybediyor? Ölümlerden kazanan kim?
HEDEF YAPTILAR: 2 hafta önce Amerika kıtasına Kolomb’dan önce Müslümanların ulaştığını söyledim. Bilimsel gerçeklere dayalı bu tezi sadece tekrar ettiğim için Batı medyası tarafından, aynı zamanda maalesef içimizdeki yabancılaşmış kompleksliler tarafından hedef yapıldım. Bizim tarihi gerçekleri, medeniyet, bilim tarihini, siyasi, askeri, ilmi tarihi hatırlatmamızdan çok rahatsız oluyorlar.
"DÜNYA ŞU AN 5'E MAHKÛMDUR"
-İİT, 57 ülke ve 5 gözlemci ülkeyle BM’den sonra, dünyada üye sayısı en çok olan örgüt. BM çocuklarımızın akan kanına seyirci kalırken, İİT de seyirci kalamaz.
-BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerinden bir tanesinin “Hayır” demesi bütün meseleleri kilitlemeye yetiyor. Daimi üyelerin içinde bir tane İslam ülkesi var mı? Mezhebi, dini anlamda yapı, tek yapı.
-Şu anda Irak’ta, Suriye’de, Ortadoğu’da yaşananlara baktığınız zaman hiçbir an oradan bir olumlu ses çıkmıyor. Çıkmaz, bunu boşuna beklemeyelim. BM Genel Kurulu’nda da söyledim. Unutmayın dünya 5’ten büyüktür. Dünya 5’ten büyüktür ama ne yazık ki dünya şu an 5’e mahkûmdur. Önce dünyayı bu mahkûmiyetten kurtarmamız gerekiyor.
Umut TÜTÜNCÜ / HT GAZETE