Mavi Marmara gemisi uluslararası sularda seyrederken, İsrail askerlerince gemide şehit edilen 9 insanımızın hesabı sorulmaya dün başlandı.
Kimilerince “komik” bulunan, kimilerince “Gücünüz yetmez” denilen ceza davası açıldı, ilk duruşmaya başlandı bile..
Oysa hatırlayın, olayın sıcaklığı sürerken, bizim içimizdeki İsrail sempatizanları, ne yaygaralar koparıyorlardı..
“Biz zamanında söyledik, ‘İsrail’le oyun oynanmaz’ dedik, dinletemedik. Haydi bakalım, İsrail’den nasıl hesap soracaksınız, görelim” diyen mi dersiniz..
“İsrail’in Gazze ambargosunu delmeye çalışarak, büyük yanlış yaptık. Yardım gemisinde can verenler, öldükleri ile kalacaklar. İsrail’e hiçbir şey yapamayacağız” diyenler mi dersiniz.
Daha somut örnekler verelim..
2 Haziran 2010 tarihli Sözcü gazetesi, bakın ne diyordu:
“Tayyip’te laf çok, icraat yok! İsrail’in yaptığı yine yanına kar kalacak.”
Gazetenin spotu ise şöyle: “İsrail’in saldırısından sonra gözler ‘One minute’ kabadayısı Erdoğan’a çevrildi. Ancak o bol bol konuştu, elle tutulur bir yaptırım açıklamadı.”
Evet, bugünlerde ulusalcı kesilen Sözcü’nün o günlerdeki manşet haberi böyle idi..
“Milli birlik” içinde olmamız gereken bir olayda bile, ülkenin başbakanını hakaretvari sözcüklerle aşağılıyor, böylece İsrail’e dolaylı destek çıkıyordu..
Bugünlerde, karısı 10 Kasım gösterileri için hazırlanan Emin Çölaşan da, 3 Haziran 2010 tarihli Sözcü’de şöyle yazmıştı:
“Ankara’da İsrail elçiliğinin resmi konutunun karşısındaki parka dün sabah hükümetin ve Ankara Belediyesi’nin göz yummasıyla çadırlar kuruldu. Parka ses düzeni yerleştirdiler. Hoparlörden Kur’an okunuyor. Tekbir getiriliyor.”
İsrail’in 9 Türkü şehit etmesine verilen tepkiden duyduğu rahatsızlığı, böyle ifade etmiş Çölaşan.
Dersiniz ki İsrail elçisi kendisi.
Dersiniz ki, onun konutunun önüne çadır kurulup, tepki verilmiş.
Dersiniz ki, Çölaşan’ın konutunun önünde, “Kuran okunma”ya başlanmış!
O gün İsrail’e böyle destek veriyorlardı..
Çaktırmadan..
Ustaca..
Sinsice..
Beklediler ki, Mavi Marmara gemisinde şehit edilen insanlarımız için hiçbir şey yapılamasın.
Bir-iki ay sonra, Türk hükümeti olayı unutsun.
“İsrail’le başedemeyiz. En iyisi olayı unutturmak” desin..
İsrail hükümeti ile kol kola girip, sarmaş dolaş olsun..
Bunu bekliyorlardı..
Bunun altyapısı için, Mavi Marmara gemisindeki sivil aktivistleri, teröristlikle bile itham ettiler..
Ama görüyorsunuz işte..
Türk hükümeti, “özür, tazminat, ambargonun kakması” şeklindeki üç talebinden, milim taviz vermedi..
İsrail muhipleri, şaşkına döndü..
Esas şaşkınlığı ise, katliam emrini veren ve yöneten İsrailli komutanlar hakkında açılan ceza davası ile yaşadılar.
2.5 yıl sonra geldiğimiz noktada, katliamı yapan askerler, artık sanık sandalyesindeler.
Evet fiziken değil ama, isimleri dosyada, sanık olarak yer almış durumda.
Güçlülerden hesap sorma, hep böyle başlar.
Önce ismen sanık saldalyesine oturtulurlar.
Sonra sonra..
Yavaş yavaş kendileri de fiziken o sandalyeye otururlar.
Ceza yargılamasında, İsrailli komutanların ifadeleri alınmadan, aleyhlerine bir karar verilmesi tabii ki mümkün değil.
Tazminat açısından ifade alınmadan da, sadece tebligat gönderilerek bir karar vermek mümkün de...
Ceza yargılaması açısından, bu mümkün değil.
Peki, dün başlayan ceza davasında karar nasıl verilecek?
Büyük ihtimalle birkaç duruşma sonrasında, sanıklar hakkında yakalama kararı verilecek.
Evet o karar da, ilk aşamada sadece Türkiye içinde uygulanabilecek bir karar olacak.
Ama Türkiye ağırlığını koyarsa, uluslararası alanda da bu kararın infazı mümkün olabilir.
Sonrasında da, sanıkların herhangi bir uluslararası seyahate çıkmaları halinde, yakalanıp Türkiye’ye teslim edilmeleri mümkün olabilecek.
İsrailli sanıkların hukuki durumları bu.
Ya; yazımızın girişinde hatırlattığımız, Türkiye’deki İsrail avukatlarının hali ne olacak?
İsrailli katliamcılar sanık sandalyesinde ama.
Onların destekçileri için, henüz açılmış bir dava yok.
İsrailli katliamcılara dolaylı destek verenler, yine fitne fesatlarını, bugün de sürdürüyorlar.
Daha cılız sesle de olsa.
Daha utanarak da olsa..
Ama eminim; İsrailli komutanları sanık sandalyesine oturtan savcılık, o katliamcıları masum göstermeye çalışanları da, yakında sanık sandalyesine oturtacaktır..
Yeter ki, halkımız bu konuda duyarlılığını kaybetmesin!
YENİ AKİT