HAKSÖZ HABER
Habertürk yazarı Fatih Altaylı, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın Anadolu Ajansı’nın (AA) Editör Masası programında kullandığı “Biz Türkiye ve Suriye’de 9 milyon Suriyeli kardeşimizin hayatını kolaylaştırıyoruz” ifadesine inanamadığını yazdı.
“Türklerin hayatını kim kolaylaştıracak!” başlıklı yazısında Fatih Altaylı Milli Savunma Bakanı’nın sözlerine o kadar şaşırmış ki inanmak için yoğun çaba göstermiş. Teyit etmek için AA’nın sitesine girmiş. Bakmış ki orada da var "kesin AA’nın sitesini birileri hackledi” diye düşünmüş. Ardından TRT’de de görmüş ve anca öyle inanabilmiş…
Fatih Altaylı’nın inanmakta zorlandığı sözlerde Suriyelilere “kardeş” denildikten sonra “hayatlarını kolaylaştırma” ifadesi yer alıyor. Savaş mağduru binlerce insana kucak açıp temel ihtiyaçlarını gidermenin verdiği kıvançla konuşan Hulusi Akar’ın sözlerinden duyduğu rahatsızlığı dile getiren Altaylı ne kadar kalitesiz bir insan olduğunu da kanıtlıyor. Bu sözlerde "inanamayacak" bir şey yok! İnsanlığını kaybetmeyen herkes bu sözü ayakta alkışlar!
Irkçıların kafası basit analojilerle çalışır. “Suriyeliye yardım ediyorsun ama Türkiyelilerin yardıma ihtiyacı yok mu?” benzeri ucuz kıyaslarla ırkçılar insanların akıllarını karıştırmaya çalışıyorlar. Türkiye’de yardıma muhtaç birileri muhakkak vardır. Ama bu demek değildir ki Suriyelilere yardım etmeyeceğiz. İhtiyacı olan herkese yardım etmek aslolandır. Vaziyetin zorluğu ise sadece yardım sıralamasını etkiler...
Suriyeliye yardım etmeyenin Türkiye’de yoksulları önemsediği falan düşünülmesin. “Suriyeli kardeşlerimizin hayatını kolaylaştırıyoruz” diyen Hulusi Akar’a “Türklerin hayatını kim kolaylaştıracak!” şeklinde bayağı bir üslupla karşı çıkan Fatih Altaylı mı Türkiye’deki garibanları önemsiyor? Buna en çok mazlumlar güler!
Fatih Altaylı'nın yazısının ilgili kısmı:
İktidarın artık oyu Suriyelilerden beklediği daha açık ve net itiraf edilemezdi.
Milli Savunma Bakanı emekli orgeneral ve eski Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar şöyle demiş:
“Biz Türkiye ve Suriye’de 9 milyon Suriyeli kardeşimizin hayatını kolaylaştırıyoruz.”
Okuyunca gözlerime inanamadım.
“Yok canım dememiştir” dedim.
“Bu muhalif basın da çok ama çok kötü niyetli. Türkiye Cumhuriyeti’nin bir bakanı böyle bir lakırdı etmez” diye düşündüm.
“Onca devlet görevinde bulunmuş, onca yüksek rütbe ve makamı işgal etmiş birisinden bu söz çıkmamıştır” diye inanmak istedim.
Bu yüzden de bir Bakan’ı karalamak için maksatlı haber yapan muhalif basına değil, devletin resmi kaynaklarına yöneldim.
Açtım Anadolu Ajansı'nı.
İnanamadım.
Demiş.
Hem de Anadolu Ajansı’nın editör masasına konuk olmuş, orada söylemiş.
Yine inanmadım.
“Anadolu Ajansı'nı hacklemiş olabilirler” dedim.
İktidarın bir başka güvenilir haber kaynağına yöneldim.
TRT Haber’e baktım.
Aaaa.
Vallahi de demiş, billahi de demiş.
Tam “Türk vatandaşlarının oylarıyla seçilip, Suriyelilerin hayatını kolaylaştırmak da neyin nesi. Suriyelilerin hayatını kolaylaştırmak uğruna bizim hayatlarımızı perişan ettiniz” diye yazacaktım ki, hatırladım.
Zaten seçilmedi.
...