BDP, 'masaya oturmak' için 'İmralı kapatılmalı, Öcalan müzakere koşullarına kavuşturulmalı, KCK sürece dahil edilmeli, halkla diyalog kurması sağlanmalı' koşullarını açıkladı.
MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın ardından yeni yılın hemen ertesinde BDP Batman Milletvekili Ayla Akat ile Mardin Bağımsız Milletvekili ve DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk'ün İmralı'ya gönderilerek Abdullah Öcalan'la görüşmesi ile başlayan "Yeni İmralı" süreci ile ilgili gerek hükümetten, gerekse sürece dahil edilen BDP kanadından gelen açıklamalar, sorunun çözümü konusunda "net yol haritası"nı ortaya koymuş değil.
Geçmiş Oslo ve Habur deneyimlerinin yarattığı "hayal kırıklığı" nedeniyle BDP çok daha "temkinli" bir yaklaşım ortaya koyarken, hükümet kanadı da "Öcalan'a ev hapsi yok, genel af yok, Bağımsız Kürdistan ve demokratik özerklik yok" açıklamalarıyla, "kırmızı çizgilerini" bir anlamda kamuoyuna deklare ediyor.
Akat ve Türk aracılığıyla kendilerine gönderilmiş bir "yol haritası, çözüm planı" olmadığını ısrarla vurgulayan BDP kanadı ise -varsa bile- çözüm formülleri konusunda bilgi vermezken, gerek iç değerlendirmelerinde gerekse kamuoyuna yaptıkları açıklamalarda "müzakere masasına oturma" koşullarını açıklamakla yetiniyor.
BDP Genel Başkanı Demirtaş'ın grup toplantısında "İmralı kapatılmalı, Öcalan müzakere koşullarına kavuşturulmalı, KCK sürece dahil edilmeli, halkla diyalog kurması sağlanmalı" diye açıkladığı koşulların doğrudan Öcalan'ın talebi olduğuna dikkat çekiliyor.
Demirtaş, grup toplantısından sonra gazetecilerle yaptığı sohbette bu mesajlarını daha da açarak, sürecin asıl aktörlerinin BDP, Kandil, yani PKK ve Abdullah Öcalan olarak görülmesi, hükümetin de doğrudan "KCK'yi muhatap alıp görüşmesi" gerektiğini belirtti.
İKİNCİ HEYET
Demirtaş'ın verdiği önemli bir başka bilgi ise "ikinci bir heyetin" İmralı'ya gideceğini açıklaması oldu. Demirtaş, "BDP Eşbaşkanları da İmralı'ya gitmeli" diyerek, ikinci heyette yer alma isteğini de ortaya koydu. BDP Eşbaşkanının verdiği dikkat çekici bir başka bilgi ise kendisini ziyaret eden Norveç'in Ankara Büyükelçisi'yle yaptığı görüşmenin içeriğiydi. Her ne kadar geçmiş "Oslo görüşmeleri"nin hüsranla sonuçlanması nedeniyle yeniden Norveç'in bu görüşmelere evsahipliği yapamayacağı hükümet ve BDP tarafından dile getirilse de, Büyükelçi Janis Björn Kanavin, Demirtaş'a yeniden görüşmelere "evsahipliği yapabileceği" mesajını verdi.
***
CNN Türk’te 360 Derece programında Şirin Payzın’a konuşan Selahatin Demirtaş şunları söyledi:
“Biz parlamentoda grubu bulunan Türkiye'nin 4. büyük partisiyiz. 6 yıldır parlamentodayız. Parlamento ile ilgili bir deneyimimiz var. Anayasa komisyonun aynı zamanda içerisindeyiz, parlamentodaki bütün komisyon çalışanlarının içerisindeyiz. Sürecin nasıl işlediğini, nasıl işleyeceğini biz biliriz. Biz bu konuya hakimiz. Yine bununla birlikte hükümetin yaklaşımları, yargının yaklaşımlar, bürokrasinin yaklaşımlarının doğrudan muhatabıyız, gözlüyoruz. Bütün bunları iyi tahlil ediyoruz.
Bütün bu gözlemlerimize, deneyimlerimize dayanarak çözüm sürecinin veya süreçlerinin nasıl işleyeceğine, nasıl sağlıklı olacağına, ayaklarının sağlam olarak nasıl yere basacağına dair bizim fikirlerimiz var ve biz bunun İmralı'ya gittiğimiz de tabi ki de kendisi ile tartışırız, fikirlerimizi ifade ederiz. Kendisi kafasında olgunlaşmış fikirler, projeler gerçekleştirirken bizim bu önerilerimizi, fikirlerimizi emininki dikkate alır. Çünkü sonuçta biz bu sürecin bir aktörüyüz, mahatabıyız, demokratik, siyasal alanlarda faaliyet yürüten çok önemli bir siyasi parti, oluşumuz.
Bizim sadece bu sürece ilişkin dinleyici olmaktan öte mutlaka ki katılımcı olarak söyleyeceklerimiz vardır. Ben eminim ki hem hükümet, Sayın Öcalan ve KCK tarafı bizim söyleyeceklerimizi dikkate alırlarsa, sürecin sağlıklı işlemesi açısında çok daha katkı sunucu bir pozisyona kavuşuruz ve daha başarılı oluruz diye umuyorum.”