Üzer Filistin mücadelesinin ümmeti dirilten yönüne değindiği sunumunda şunları söyledi:
Gazze olayı ‘Varlık ve İnsan’ üzerine yeniden düşünmeyi gerektiren bir hadisedir. Müslümanların varlık dünyası ile ilişkilerini nasıl gördüklerini ortaya koyması açısından önemli. Zaman telakkisi açısından belirleyici. Varlık alemi içindeki ilişkisini ortaya koyuyor. Her şeyin yeni baştan sorgulanabileceği bir fırsat sunuyor Gazze.
Üzer, Filistin konusunu , müslümanları da aşan evrensel bir boyuta sahip olduğunu dile getirdi. ‘İnsanoğlunun uyanışı için ödenen bedel gerçekten büyük. Yaşananlar bir fotoğraf karesinin taşıyamayacağı denli büyük, somut ve gerçek. Hayatı ciddiye almanın anlamı dünya hayatına dört elle sarılmak demek değil.
İnsanoğlunun konfor ve mutluluk arayışı değil, bizde meydana getirdiği sorumluluk belirleyicidir. Sarsıcı hadiseler karşısında müslümanların sarsılma katsayısını dikkatle takip etmek gerekir şeklinde konuştu. Tek bir kişinin acısına dahi alışmama gerektiğini dile getirirken, müslümanların birlikteliğinin hem hayırlı hem kaçınılmaz olduğuna değindi.
7 Ekim’e dair değerlendirmesinde ise Üzer, İzzettin Kassam’ın yetersiz görüntüsünden sıyrılmasını sağladğını belirtti. Üzer, operasyona ilişkin, ‘1200 kişiyle operasyon yapılıyor, Mossad’ın istihbaratını gafil bırakıyorlar. Yahya Sinwar ilk aşamada israil’e çalışan kimseleri temizledi. Eyleme katılan Hamas mensuplarının, planı ancak 7 Ekim sabahı öğrendi,’ dedi.
Direnişin daha geniş alana yayıldığını ve çok aktörlü hale geldiğini anlattı. Düşman stratejilerinden biri olarak, kutuplaştırma siyaseti uygulandı. ‘Ya bizdensiniz ya onlardan şeklinde ayrıştırıcı siyasetini’ devreye soktuğunu hatırlattı. Müslümanların mücadele alanlarını birbiriyle uyumlu hale getirerek istifade eder kılmanın uygun olacağını dile getirdi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Hamas terör örgütü değildir,’ demesi Bushvari ‘Ya bizdensiniz ya onlardansınız,’ diyalektiğini özellikle NATO ülkesi olarak kırmasına yol açan belirleyici bir etki yarattığına dikkat çekti.
Bütün propaganda aygıtlarının aleyhte işlemesine rağmen Hamas’ın hem savaşı, hem rehine krizini yönetmede özellikle rehinelerin salıverilme görüntüleriyle olağanüstü tebliğde bulunma fırsatını yakaladı ve kullandığına dikkat çeken Üzer, ‘Almanya’ya gelene kadar birkaç Avrupa ülkesinde Filistin bayrakları, keyfiyeler gördük. Bütün bunlar toplumsal ve siyasal kültürün değişmesi açısından münbit bir zemin oluşturdu’ tespitinde bulundu.
İsrail ürünlerine boykot konusunu öncelememekle beraber, boyutun bugün geldiği kıvam -müslüman olsun olması- geniş kesimleri kuşattığını ifade etti Üzer, ‘Süreç içinde boykotun özellikle çocukların duyarlılğı ve bilinci açısından kurucu öneme sahiptir’ dedi. İsrail katliamı karşısında eli böğründe çaresiz kalmak yerine, insanların küçük gibi de gözükse de duyarlılıkları keskinleştirdğine dikkat çekti.
Üzer, Türkiye’nin Filistin halkına istihbarat desteği başta olmak üzere askeri desteğin dışında omuz vermesi gerektiğini ifade ederken, İran’ın eline bakmaktan kurtarılmasının doğru adım olacağının altını çizdi.
Almanya’daki konuşmasında Üzer, Gazze’deki direnişin bereketi fiziksel kayba, türlü türlü fedakarlıklara rağmen, ümmeti yeşertici yönünü vurgusunda bulundu.