İmam katili PKK için sonun başlangıcı

Ekrem Dumanlı

Mübarek bir Ramazan sabahı. Abdestini almış, huşu içinde camiye doğru yaklaşan bir imam. Biraz sonra ezan okuyacak. Ne var ki hain eller arkadan ateş ediyor.

Sekiz kurşun. Altı yetim. Otuz yıldır Hakkâri'de imamlık yapan Aziz Tan, ezan okuyamadan Rabb'ine yürüyor. İftar yapamadan şehadet şerbetini içiyor. Belki de iftarı ab-ı kevserle yapıyor. Allah, ruhunu şâd eylesin...

PKK, ilk defa bu kadar aleni bir şekilde bir din adamını hedef alıyor. Oysa bugüne kadar din adamına ilişmekten hep geri durdu. Dine saygısından dolayı mı? Dindara karşı duyduğu sempatiden dolayı mı? Hayır! PKK, Marksist Leninist bir örgüt olarak kuruldu. Dinle, diyanetle arası hiçbir zaman iyi olmadı. Komünizm ve komünist örgütçülük çökünce kimliklerindeki bu baskın karakterde bir aşınma yaşandı; ancak bu durum, PKK'lıları dine yaklaştırmadı. Hatta kendi yaptıkları ve yayımladıkları bir ankete göre PKK militanlarının en yakın durduğu din Zerdüştlük. Sonra Hıristiyanlık, daha sonra Müslümanlık. Bu araştırmayı kendileri yaptıkları, kendileri neşrettikleri halde bu gerçeğin söylenmesinden rahatsız oldular. Hatta Zerdüşt ve Hıristiyan imajından rahatsız olsa gerek ki Müslüman Kürtlere şirin görünecek aktiviteler (!) yaptılar. Yine de o malum anketlerini unutturamadılar. O ankete göre Hazreti Muhammed, sevilen liderler arasında bir hayli geride gözüküyordu. Kürtlerin neredeyse tamamı Müslümanken PKK militanları nasıl bambaşka bir vadide dolaşıyordu ve hangi halk için mücadele veriyordu?

Her neyse... PKK, dine sataşmaktan, dindar kitlelerle çatışmaktan hep kaçındı. Kendileri açısından doğru bir stratejiydi bu yaklaşım. Çünkü dine ve dindara karşı verecekleri savaşta halkı yanlarında bulmaları mümkün değildi. Özgürleştirmek için mücadele ettiğini söyledikleri halk, bu çapulcuları terlikle kovalayacak kadar sağlam Müslüman'dı. Geleneği sağlamdı, göreneği sağlamdı, hürmeti sağlamdı... Tam da bu sebeplerle PKK yönetimi halkın medrese dediği, tekke gözüyle baktığı ve müdavimlerini molla diye tabir ettiği kişilere saldırmaktan kaçınmıştı. Ta ki birkaç gün öncesine kadar...

Örgütün HPG kanadı tarafından haziran ayında ölüm listesine alınan imam Aziz Tan, cami yolunda öldürüldü. PKK cinayetle ilgili olarak hala bir açıklama yapamadı. Eceli gelenin cami duvarına yanaşması gibi bir noktaya kayıyor örgüt. Şu ana kadar asker ve polisle girdiği çatışmaya bazı mazeretler buluyordu. Maalesef o bahaneleri doğrulayan olağanüstü dönemlere ait bazı uygulamalar da vardı ve halk, devlet karşıtı kampanyalara belli bir oranda hak verebiliyordu. Ne var ki şimdi karşımızda elinde silah olmayan, silahlı bir mücadeleye asla girmeyen, halkın sevdiği, tanıdığı bir insan var. Örgütün hangi kanadı bu hain pusuyu kurmuştur, bu saldırı yeni ve genel bir politikanın ürünü müdür; bunu bilemiyoruz. Örgütün bir kanadı imam avına mı çıktı; henüz o konuda da bir şey söyleyemiyoruz. Ancak korkunç hadisenin referandumla ilişkisi olduğuna dair ciddi şüpheler var.

Son dönemde halka baskıyı artırıyor PKK. Sandığı boykot edebilmek için var gücüyle çalışıyor. Bu haliyle MHP ve CHP'ye yakın bir duruş sergiliyor gibi. Bu görüntü örgüt tabanında bile rahatsızlık oluşturuyor. Bu duruma aldırmayan örgüt 'evet' oyu verecek kanaat önderlerini ve vatandaşları korkutmak için eylemler yapmayı da ihmal etmiyor. Bakmayın siz büyük şehirlerde yaptıkları 'PKK'nın oyları evete kayıyor' şeklinde yapılan ters propagandaya. PKK hâlâ yol kesiyor ve herkese hayır demeyi telkin ediyor. Son dönemdeki hırçınlıkları derin ilişkilerde suçüstü yakalanmalarından da kaynaklanıyor. Örgüte sempati duyanlar da bu ilişkiyi sorguluyor artık. Militanlar dağdan inmek istiyor. Dünya Stalinist metotlarla yönetilen bu örgüte artık destek vermiyor. Lojistik destekleri kesildikçe, her kafadan bir ses çıktığı için 'önderlik' kutsamasının da işe yaramadığı bir süreçten geçiyor PKK. Kuşatılmışlık, yenilmişlik havası içinde dine, dindara, muhafazakâr kitlelere karşı açtıkları yeni cepheler örgütün sonu olur; bundan kuşkunuz olmasın. Bu gerçeği göremeyen örgüt yanlış bir yola girmiştir, orada mesafe almaya devam ederse bu, tükenişin başlangıcıdır. Dünya tarihi buna şahit; dine savaş açan hiçbir otorite başarılı olamamıştır; çünkü karşısında bizzat halkın kendisini bulmuştur... e.dumanli@zaman.com.tr

ZAMAN