HAKSÖZ HABER
Kuşatma altında tutulan ve kesintisiz bir şekilde bombardımana maruz bırakılan Suriye’nin Halep kentinde yaşanan zulümler İmam Hatipli Gençlerin çağrısıyla Fatih Camii’nde protesto edildi.
İmam Hatipli Gençler adına sunuculuk yapan Muhammed Enes Yıldırım, Amacımız Kardeşlik duygusunu yaşatmak ve Ümmet olduğumuz gerçeğini bir kez daha hatırlatmaktır. Suriye ve Halep’teki kardeşlerimiz için büyük bir şey yaptığımızı iddia etmiyoruz. Maalesef, Ümmet onlar için bir şey yapmıyor, Müslümanlar suskun, Dünya suskun, bizler suskun…
Yıldırım, “İmam Hatip’li Gençler olarak bu suskunluğa bir “DUR!” demek istiyoruz. Kardeşlerim,İnsanların İmam Hatip’li Gençlerin neler yapabileceğini de görmesi gerekiyordu. İnşallah bunu da göstermişizdir. İmam Hatip nesli öncü bir nesil! İmam Hatip nesli önder bir nesil! İmam Hatip nesli lider bir nesildir!” dedi ve ardından Kuran tilavetinin okunması için Albian Çerkini davet edildi.
Gıyabi Cenaze namazından sonra Adem Özköse ve Fatih Yazıcı; Kuşatma altında olan Suriye ve Halep’te yaşanan katliamlar hakkında bilgiler verdi ve Akabinde İmam Hatipli Gençler adına Basın açıklamasını okumak üzere Talha Erdem Koluoğlu davet edildi. Okunan basın açıklamasının ardından sözü dua etmesi için Ahmet Selim Bekci’ye verdi.
Basın Açıklamasının Tam Metni:
Müslümanlar!
Suriye'de her gün yüzlerce, binlerce insan Suriye, Amerika, Rusya, İran devletleri ve ne olduğu belirsiz maşa örgütler tarafından hunharca katlediliyor. Özellikle bugün Halep'teki kuşatma günden güne artıyor ve bu güçler her gün yaşlı, çocuk, genç demeden katliamlarını arttırıyorlar. Bugün insanlığın gözü önünde Halep yok oluyor. Son 15 günde Halep'te 700'ü aşkın insan öldürüldü, 2500'ü aşkın insan yaralandı. 300.000'den fazla insan 30 kilometrekarelik alanda açlık ve susuzlukla ölümle burun buruna bırakıldı.
Müslümanlar!
Üzülerek söylüyoruz ki bu manzara karşısında tüm dünya, insanlığını unuttu ve sessiz bir şekilde Suriye'nin yok olmasını izliyor, bundan da utanmıyor. Öte yandan biliyoruz ki ikiyüzlü Amerika, Rusya, AB ülkeleri ve onların uşaklığını yapan mezhepçi İran bu katliamın baş destekçileridir. Günü gelince bu zulümlerinin hesabını Allah katında en ağır şekilde ödeyeceklerdir. Ancak unutmamamız gerekir ki vakit ağlayıp sızlanma vakti değildir. Bugün en büyük yük biz Müslümanların omuzlarındadır. Allah bizi Nisa Suresi 75. ayette "Size ne oluyor da Allah yolunda ‘Ey Rabbimiz! Bizi halkı zalim olan şu beldeden kurtar ve rahmetinle bize sahip çıkacak bir koruyucu ve destek olacak bir yardımcı gönder.’ diye yalvaran güçsüz erkekler, kadınlar ve çocuklar için savaşmıyorsunuz?" diye sert bir şekilde uyarıyor. Rabbimizin bu uyarısına nasıl olur da kulak vermeyiz?
Ümmet olarak Kuran ve Sünnet’e sıkıca bağlanıp bu gidişata artık son vermeliyiz. Dün Filistin, Irak, Bosna, Libya, Ürdün idi; bugün Suriye, Arakan, Bangladeş; yarın Türkiye… Her gün genişleyecektir bu zulüm halkası. İslam'a, “sapasağlam kulp” olan Kur’an’a sımsıkı sarılmazsak bu zulüm halkası bizi de içine alacaktır.
Ey Müslümanlar!
Bugün biz, yolların ayrılış noktasında bulunuyoruz. Müslümanlar olarak bir var oluş yok oluş savaşı içindeyiz. Ya öleceğiz ya dirileceğiz! Ya susup kahrolacağız ya da hakkı haykırıp özgürleşeceğiz. Durmanın, ağlamanın, susmanın zamanı değil şimdi! Lüzumsuz, basit tartışmalarla birbirimizi hırpalamanın zamanı değil. İşte zalimler yanı başımızda! İslam coğrafyasının hemen her yerinde kardeşlerimizi öldürüyor, kadınlarımıza el uzatıyor, çocuklarımızı katlediyorlar! Daha neyi bekliyoruz, daha ne duruyoruz?
İmam Hatipli gençler olarak bu zulmü ve zulme sessiz kalanları bir kez daha lanetliyor, Suriye’de onurlarıyla mücadele eden mücahit kardeşlerimize Rabbimizden yakın bir zafer diliyoruz.
“Allah bize yeter, o ne güzel vekildir!”
İmam Hatipli Gençler