İlker Başbuğun İfadelerindeki Çelişkiler...

"İlker Başbuğ’un savunmasındaki ifadelerinde olgularla desteklenebilecek bir tane bile doğru yok."

"İnternet Andıcı" ve "İrtica İle Mücadele ve Eylem Planı" hakkında ifade verdikten sonra tutuklanarak Silivri Cezaevi'ne gönderilen eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un, savcılıktaki ifadeleri çelişkilerle dolu. İşte bu çelişkileri Emre Uslu madde madde yazdı:

İlker Başbuğ'un Çelişkileri

Emre Uslu / Taraf

Bu yazıyı İlker Başbuğ’un mahkemedeki ifadesini değerlendirmek için bir olgu karşılaştırması (fact check) yazısı olarak planlamıştım. Amacım Başbuğ’un mahkemede ileri sürdüğü savunmasının ne kadarı olgularla örtüşüyor ne kadarı çekişiyor şeklinde bir yazı yazmaktı. Ancak karşılaştırmayı yapınca İlker Başbuğ’un söylediklerinde olgularla desteklenebilecek bir tane bile doğru bulamadım.

İşte çelişkiler:

• Başbuğ: “4 Şubat 2009 tarihinde internet siteleriyle ilgili bir haber yayınlandı. Bu haber üzerine incelenme emri verdim. İnceleme sonucunda şekil ve teknik açıdan bu sitelerin kanuna uygun olmadığı bilgisi bana verildi ve siteleri kapattırdım.”

Çelişki: Ancak soruşturmadan da anlaşılacağı gibi siteler bizzat Başbuğ’un emriyle Nisan 2009’da yeniden açılmış.

• Başbuğ: “30 Ağustos 2008 ve Şubat 2009 tarihleri arasında bu sitelerde hiçbir işlem yoktur.”

Çelişki: Başbuğ’un söylediklerinin aksine siteler bayağı faal çalışmış. Veri girişleri yapılmış bu sitelere. Sadece benimle ilgili Başbuğ’un sitelerde hiçbir işlem yoktur dediği dönemde en az beş psikolojik harekât kampanyası “haber” var. O dönem, Odatv üzerinden dolaşıma sokulup, Akşam gazetesine yerleşmiş bir kısım yazarların yazdıklarıyla aleyhimde yürütülen psikolojik harekât kampanyası ne tesadüftür ki İlker Başbuğ döneminde irtica.org’da yer bulmuş. 6 Aralık 2008’de irtica.org’da aleyhimde çıkan haberler şunlar: BAKALIM CEMAATİ EMRULLAH USLU’YU KORUYABİLECEK Mİ?, KOMİSERİ CEMAAT Mİ KORUYOR?.

Kuşkusuz haberler benimle sınırlı değil. Kuran’dan AKP ye geniş yelpazeden örnekler sunuyor irtica. org o dönem: KADINLARIN YÜZDE 70’İ KAPALI.. TÜRKİYE BU HALE NASIL GELDİ?, KUR’AN İRTİCADAN ŞİKAYETÇİ!, DİNCİ TV’LERE DESTEK PLANI. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik de nasibini almış kara propagandadan: ATATÜRK’SÜZ “ÖĞRETMENLER GÜNÜ” MESAJI.

Yani İlker Başbuğ bu iddiasında da yalan söylüyor.

• Başbuğ: “Andıç bana arz edilmedi. Bir kişi bile andıcın üstünde komutanın imza ya da parafını gördüm demedi.”

Çelişki: Aynı davanın sanıklarından Yüzbaşı Murat Uslukılıç: “Andıcı taslak olarak hazırlayıp Dursun Albay’a gönderdim. Bildiğim kadarıyla andıç, Genelkurmay 2. Başkanı (Hasan Iğsız) tarafından Genelkurmay Başkanı’na (İlker Başbuğ) arz edildi. Genelkurmay Başkanı onayladıktan Dursun Albay andıcı bize getirdi.’’

• Başbuğ: “Komutana arz diye sunulan belge kesinlikle bana arz edilmedi. Arz edilmiş olsa imza veya parafım mutlaka olurdu. Bu andıç 2. Başkan tarafından 1 Nisan 2009 tarihinde paraflanmış. Bana 14 Nisan 2009 tarihinde arz edildiği ifade ediliyor ama andıcın 2 Nisan 2009 tarihinde karargâh içinde işleme konulduğunu görüyoruz.

Çelişki 1: Başbuğ aynı ifadesinde kendi kendisiyle çelişiyor. Zira bu ifadeyi vermeden birkaç paragraf önce Başbuğ şunları söylüyor: “Şubat 2009’dan sonra 4 sitenin kurulması konusu burada konuşulan andıcın konusudur. Hazırlık aşamasında olan bu siteler de 19 Haziran 2009 tarihinde kapatıldı. Bu siteler aktif edilmemiş haber dahi yapılmamıştır.”

Çelişki 2: Bu ifadede ilginç bir şekilde kendi döneminde TSK’nın alt kadrolarına hâkim olduğu söylenen Başbuğ Genelkurmay ikinci başkanını suçluyor ve onay almadan internet andıcını işleme koyduğunu, andıçtan kendisinin haberi olmadığını iddia ediyor. Ancak İlker Başbuğ’un bana arz edilmedi dediği ifadeyi bizzat çalışma arkadaşları yalanlıyor.

Murat Uslukılıç’ın açıklamalarını yukarıda hatırlatmıştım. Şimdi diğer sanıkların ifadelerini hatırlayalım:

Dursun Çiçek: “İnternet Andıcı’nın gerçek bir belgedir deyip, belgenin emir-komuta zinciri içinde hazırlandığını söyledi. Çiçek, Korgeneral Mehmet Eröz, Korgeneral İsmail Hakkı Pekin ve Tümgeneral Hıfzı Çubuklu’yu kastederek, ‘Sıralı amirler benim kadar sorumludur’ dedi.”

Genelkurmay Adli Müşaviri Tümgeneral Hıfzı Çubuklu: “Bizdeki işlem sadece hazırlıktır. Parafladığım andıçta hukuka aykırı bir şey yok. Bu andıç, 5651 sayılı yasaya göre hazırlanmış gerçek bir evraktır. Benim parafımdan sonraki işlem, belgeyi hazırlayan başkanlığa aittir. Bu da komuta katının imzasından sonra olur.”

Orgeneral Hasan Iğsız: “Sayın komutana arz demek, bu kişinin, yetkilisinin o olduğunu gösterir. Ona arz edilmeden hiç kimse kalem oynatamaz, işlem tamamlanamaz. Eğer bir tasarrufta bulunma ihtiyacı ortaya çıktıysa böyle bir konu en üst makama sunulmadan karar alınması mümkün değildir.” Iğsız İnternet Andıcı’nın yayımlanmasıyla ilgili en yetkili makamın hangisi olduğu yönündeki soruya ise “Genelkurmay başkanı” olduğunu söylemişti.

Korgeneral Mehmet Eröz de yapılanların emir-komuta zinciri içerisinde olduğunu söylemişti.

Bu ifadeler kendisine sorulduğunda Başbuğ “Bu beyanlar sadece değerlendirmedir. Aynı kişilerin daha sonraki beyanlarında imzamı görmediklerini ifade etmişlerdir” şeklinde savunma yapmış ama bu kişiler bu beyanlarını mahkeme huzurunda veya savcılığa verdikleri ek ifadeler ve dilekçelerde yüksek sesle ifade etmişlerdir. Yani İlker Başbuğ’un bu beyanlar karşısındaki savunması tutarlı değildir.

Savunmasının bir yerinde Başbuğ Andıç için de tevil etmeye çalışmış:

“Andıç bir karargâhtaki faaliyetleri başlatan bir eylemdir. Bu andıç ile 4 sitenin kurulması işlemi başlatılmıştır. Ancak bu sitelerin aktif hale gelmesi için andıç yeterli olmaz. Ayrıca uygulama emir yayınlanması gerekir. Ancak öyle bir şey sözkonusu değildir.”

Oysa Başbuğ bu paragraftan önce “Andıcın 2 Nisan 2009 tarihinde karargâh içinde işleme konulduğunu görüyoruz” diyor. Bu durumda ortaya çıkan manzara şu: Karargâhta Genelkurmay 2. Başkanı başkanlığında bir cunta ekibi oluşmuş ve Başbuğ’dan habersiz, AKP’yi ve diğer insanları, bu arada beni de, hedef alan kara propaganda faaliyeti yürütmüş. O zaman Başbuğ cuntanın kimlerden oluştuğunu açıklamalı. Yok, değilse zırva tevil götürmüyor...

 

Yorum Analiz Haberleri

Camiler Ermeni, Rum ve Yahudilere de satılmış
Sosyal medyanın aptallaştırdığı insan modeli
Dünyevileşme ve yalnızlık
Cuma hutbelerindeki prangalar kırılsın
Batı destekli spor projeleri neye hizmet ediyor?