İlker Başbuğ’dan Çok Derin Analiz!

Laik cenahın cumhurbaşkanı adayları arasında ismi zikredilen İlker Başbuğ’un, PKK ve Öcalan üzerine “ilk defa açıklıyorum” girişiyle yaptığı yorum, Türkiye’de askeri bürokrasinin en tepesine çıkmış bir ismin düşünce derinliğini ortaya koyuyor!

Haksöz Haber

Hürriyet gazetesinde kendisiyle röportaj yapılan Genelkurmay eski başkanı İlker Başbuğ’un sözleri bugün hemen tüm medya organlarında manşet olmayı başarmış görünüyor. Medyada büyük mütefekkir ve uzman konumuna oturtulan Başbuğ’un sözleri aslında gayet basit bir çıkarsamaya dayanıyor ve son derece yüzeysel bir içeriğe sahip. Ama sözden ziyade sözün sahibini önemseme, dikkate alma yaklaşımı burada da devreye girmiş ve Başbuğ’un yorumunu tartışmak, eleştirmek yerine medyanın tamamı sanki büyük bir sırrın ifşaatı muamelesine tabi tutmuş.

Özetle İlker Başbuğ “ABD Öcalan’ı verip PKK’yı kontrolü altına aldı” demekte. Hürriyet’te ABD’de geçen hafta konferans verip çeşitli temaslarda bulunduğu da vurgulanan eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un konuya ilişkin sözlerini aynen okuyalım:

“İlk defa bunu size söyleyeceğim. ABD, 1999’da Abdullah Öcalan’ı neden Türkiye’ye teslim etti? Hatırlayın dönemin başbakanı rahmetli Bülent Ecevit’in bir açıklaması vardır. ‘Neden teslim etti bunlar ben pek anlayamadım’ demişti yanlış hatırlamıyorsam. Esasında bunu bir düşünmek lazım. Tabii bu benim kişisel değerlendirmem ve ilk defa açık bir şekilde ifade ediyorum. Öcalan 1979’da Suriye’ye gidiyor. Çıkışına kadar 20 yıl orada. Suriye’de kendisine bağlı bir Kürt yapılanmasını oluşturduğu süreç de odur. Şam’da yaşarken Öcalan kimin kontrolü koruması altındaydı? Esad rejimi... Daha açık konuşalım El Muhaberat. Tabii Rusya’nın da bir ölçüde etkin olduğunu söyleyebiliriz. O dönemde Öcalan, Muhaberat’ın kontrolü ve koruması altında. Peki siz onu Suriye’den çıkarttınız ve Türkiye’ye teslim ettiniz. Örgüt Suriye’nin kontrolünden uzaklaşmış oldu ve Amerika’nın kontrolüne girdi.”

Bu sözlerden ne anlamak lazım? ABD Türkiye’ye kazık mı atmış? Peki Öcalan’ın Suriye’den çıkartılması sürecinde bugüne dek hep büyük bir başarı hikayesi olarak anlatılan dönemin Kara kuvvetleri Komutanı Atilla Ateş’in Suriye sınırında yaptığı tehdit konuşmasını da acaba ABD mi organize etmiş?

Soruları devam ettirelim: Öcalan Suriye’nin kontrolündeyken daha mı iyiymiş? Garip değil mi, mesele Öcalan’ın şahsıyla alakalı ise ve Öcalan Suriye’deyken örgütü Suriye muhaberatı kontrol edebiliyorsa, Türkiye’de hapishanedeyken neden Türkiye kontrol edemiyor?

Tamamen konjonktürel gelişmelere abanarak yapılan bir değerlendirme ve komploculukla zihni uyuşmuş medyanın önüne arkasına bakmadan saçmalığa balıklama atlaması hali var karşımızda. Soru yok, sorgulama yok! Bugünkü manzaradan kalkılarak dönemlerin bir çırpıda atlayıp geçilmesi ve geçmişin en yüzeysel bir tarzda yorumlanması hadisesi var sadece!

Gerçekten tam bir sığlık, yüzeysellik! Böyle analiz mi olur, böyle yorum mu yapılır? Bu kadar basit bir yaklaşımın bu kadar itibar gördüğüne şahit olunca “yazık bu ülkeye” dememek mümkün mü?

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!