İlhan Ömer’in Duruşu ve Antisemitizm Kılıcı

Yazısında ABD’de de İlhan Ömer’e karşı yaşanan tahammülsüzlüğe dikkat çeken Ahmet Varol, antisemitizmin Ömer’i itibarsızlaştırmada bir kılıç olarak kullanıldığını söylüyor.

Ahmet Varol’un Yeni Akit gazetesinde yayımlanan konuyla alakalı köşe yazısı (09 Mart 2019) şöyle:

İlhan Ömer’e Karşı Antisemitizm Kılıcı

ABD Temsilciler Meclisi antisemitizm yani yahudi karşıtlığı, İslamofobiya yani Müslümanlara karşı ayrımcılık ve azınlıklara karşı diğer ayrımcı muameleleri kınayan bir tasarıyı 23’e karşı 407 oyla onayladı. Böyle bir kınama tasarısının Temsilciler Meclisi’ne getirilmesinde, Somali asıllı Kongre üyesi İlhan Ömer’in ABD’deki İsrail lobisinin Amerikan siyaseti üzerindeki etkisine dair eleştirilerine karşı oluşturulan tepkinin önemli rol oynadığı biliniyor. Ancak tasarıyı hazırlayanların, işi tamamen ‘İsrail veya İsrail lobisi karşıtlığına’ indirgememek için bir denge sağlamaya çalıştıkları ve işin içine İslamofobiyayı ve azınlıklara karşı ayrımcılığı da dâhil ettikleri gözlemleniyor. Asıl amaç Kongre’de siyonist lobilerin ABD’nin dış politikası üzerindeki etkisine karşı başlatılan mücadelenin önünün kesilmesi.

Böyle bir kınama tasarısının çıkarılmasında İsrail hesabına çalışan ‘İftiraya Karşı Gerçekle Savaş Ligi’nin Kongre üyelerine yaptığı çağrının ve gönderdiği yazıların etkili olduğu söyleniyor. Böyle bir kınama tasarısının çıkarılmasının arka planında da siyonist lobinin yer alması bu lobinin Amerikan siyasetine nasıl şekil ve yön verdiğini göstermesi açısından düşündürücüdür.

Ancak işin ilginç tarafı siyonist lobilerin bu etkilerine ve yönlendirme faaliyetlerine karşı tepkinin karşısında hemen ‘antisemitizm’ kılıcının kullanılması. Demokrat Parti’nin listesinden Kongre’ye giren İlhan Ömer, Amerikalı Kongre üyelerinin İsrail’e desteğinin İsrail lobisinin yönlendirmesi ve mali desteğiyle olduğunu, İsrail’in ABD’deki dostlarının Kongre üyelerinin yabancı bir ülkeye bağlılık yemini etmeleri için baskı yaptığını dile getirmişti.

Onun bu konuda söyledikleri aslında bir gerçeğin cesaretle dile getirilmesinden öte bir şey değildi ve kesinlikle antisemitizm çerçevesinde ele alınacak bir yanı yoktu. Çünkü amacı yahudi düşmanlığı yapmak değil Amerikan siyasetine siyonist lobinin yön vermesi gerçeğini gündeme getirmek ve bu etkinin nasıl kendini gösterdiğine dair bilgi vermekti.

ABD’deki İsrail lobisinin Amerikan siyasetinde etkili olan kişileri satın alması gerçeğini gün yüzüne çıkarmanın yahudi düşmanlığıyla, antisemitizmle hiçbir ilgisi yoktur. Fakat uluslararası siyonizm, gerek ABD’de ve gerekse Avrupa’da kendisine veya onun beslediği siyonist işgal rejimine karşı siyasi bir faaliyette bulunulmasının önünü kesmek, buna fırsat vermemek için hemen antisemitizm kılıcına başvuruyor. Bu aamaçla İsrail ve siyonizm ile yahudiliği tamamen özdeşleştiriyor. Oysa bu, en başta yahudiliğe zarar verir. Çünkü İsrail bir zulüm ve vahşet yönetimidir. Onun arkasında duran siyonizm de bu zulüm ve vahşeti benimsemiş bir ideolojik akımdır. Bunun yahudilikle özdeşleştirilmesi yahudiliğin de bir din olarak aynı kimliğe ve sıfatlara sahip olduğunun kabullenilmesi anlamına gelir.

Fakat ABD’deki siyonist lobi organları İsrail’i dokunulmaz hale getirmek için sürekli antisemitizm kılıcından yararlanmışlardır. Bu, ABD’nin resmi siyasetine de aynen yansımaktadır. Şimdiye kadar ABD adına hazırlanan antisemitizm raporlarında sürekli İsrail karşıtı, İsrail’in zulüm uygulamalarını, katliamlarını, yıkımlarını, cinayetlerini eleştiren faaliyetler hedef alınmıştır. Dolayısıyla ABD’nin resmi siyasetine göre antisemitist olmamak için İsrail işgal rejiminin gerçekleştirdiği bütün cinayetleri alkışlamak gerekiyor. Eleştirenlere, tepki gösterenlere hemen ‘antisemitist’ damgası vuruluyor. O yüzden İlhan Ömer’in ABD’deki siyonist lobilerin Kongre üyelerini satın almasına ve Amerika’nın dış siyasetini bu lobilerin yönlendirmesine yönelttiği eleştiriler kendisine karşı antisemitizm kılıcının çekilmesinin gerekçesi olarak kullanılmıştır.

Yorum Analiz Haberleri

Yapay zeka statükocu mu?: ChatGPT'de cevaplar neye göre değişiyor?
Devrim ile derinleşen kardeşlik: Suriye & Türkiye
Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm