“İlelebet yaşayacak” sözü ne kadar anlamsız bir klişe!

Gerçek Hayat’ın hilafet çağrısı karşısında ortaya konan tepkiler de en az çağrının kendisi kadar makuliyetten uzak!

HAKSÖZ HABER

Gerçek Hayat dergisinin Hilafet kapağı üzerine başlayan tartışma AK Parti’yi sıkıntıya soktu. Konuya ilişkin bir açıklama yapmak zorunda kalan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik abartı dozu yüksek cümlelerle kendilerinin böyle bir hedefi bulunmadığını deklare etme ihtiyacı hisseti. 

Twitter üzerinden açıklama yapan ve Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devleti olduğunu söyleyen Çelik, "Türkiye'nin siyasal rejimiyle ilgili siyasal kamplaşma üretmek yanlış. Cumhuriyetimiz tüm nitelikleriyle gözbebeğimiz" dedi. Çelik açıklamasında şu sözlere yer verdi:

 "Türkiye'nin siyasal rejimiyle ilgili siyasal kamplaşma üretmek yanlıştır. Cumhuriyetimiz tüm nitelikleriyle göz bebeğimizdir. Dünden beri sosyal medyada siyasal rejimimizle ilgili ortaya çıkan sağlıksız tartışma ve kamplaşma, Türkiye'nin gündemi değildir.

Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır. Milletimizin duası ve desteğiyle, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ülkemiz ve insanlık için erişilmez denilen hedeflere yürüyoruz.

Cumhuriyetimiz parlamaya devam edecektir. Milletimizin tüm fertleri bu gelecekte pay sahibidir.

Kurtuluş Savaşı'mızın başkomutanı, devletimizin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve İstiklal Savaşı kahramanlarını rahmetle ve saygıyla yad ediyoruz.”

Ayasofya gündeminin hemen ardından Gerçek Hayat’ın böyle bir kapakla çıkmış olmasının makuliyeti elbette tartışılır. Bu tarz çıkışların en başta İslami camiayı savunma konumuna düşüreceğinin öngörülememesi basiretten uzak olunduğunu gösterir. Ali Erbaş üzerinden kopartılan gürültü henüz dinmemişken, bu tarz bir çıkışın birileri için malzeme olarak değerlendirileceğinin görülmesi gerekirdi.

Bununla birlikte sonuçta ortada haftalık bir derginin bir kapağı var ve konu bundan ibaret. Bir iktidar yetkilisi ortaya bir tez atmış ya da Meclise bu doğrultuda bir kanun teklifi verilmiş falan değil. Bir yayın organı özlemini dile getirmiş. Ne var bunda? Bu kadar telaşa kapılmayı gerektiren şey nedir?

Birileri meşrebine göre örneğin “bu özleminiz gerçekçi değil”, hatta “bu özleminizin gerçekleşmemesi için mücadele edeceğiz” falan da diyebilir ama öyle olmuyor. Tüm Kemalist-laik mahalle “vay ülkemizin başına gelenler” ağlamaklığıyla arabesk feryatlara girişiyorlar.

Bu tutum karşısında iktidar çevreleri de telaşa kapılıp, topu kendilerinden uzaklaştırma saikiyle alelacele cevaplar veriyor, abartılı tepkilere yöneliyorlar. Ömer Çelik’in cümlelerinde görüldüğü üzere:

Cumhuriyet kutsaması, Mustafa Kemal yüceltmesi gırla gidiyor. Durun, Sayın Sözcü sonuçta Cumhuriyet dediğiniz şeyin halkın iradesini yansıtması gerekmiyor mu? Halk isterse farklı bir yönetim şekli neden olmasın? Biraz soğukkanlı olmakta fayda var.

Ayrıca da ilelebet diye başlayan cümleler de hem çok mantıksız, hem çok sakıncalı. Mantıksız çünkü insanlık tarihinde herhangi bir devlet sisteminin ya da devletin ilelebet yani sonsuza kadar ayakta durması diye bir şey söz konusu değil. Ayrıca da sakıncalı çünkü inancımıza göre sonsuzluk sadece Rabbu’l Alemin’in kudretinde olan bir şeydir, insanların ürettikleri, meydana getirdikleri bir şeyin sonsuza kadar var olacağına inanmak İslam akidesiyle çelişir.

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!