İlan edilen Cumhuriyet, kurulan Tek Adam ve Tek Parti Despotizmi’ydi

Kenan Alpay yazısında “Padişahları kovduk, saltanatı devirdik” içerikli nutuklar ve şiirlerle bir taraftan milletin kafası şişiriliyor diğer taraftan da Tek Adam ve Tek Parti saltanatına tabi kılmak üzere jandarmanın dipçiği devreye sokuluyordu." dedi.

Bayrak sallamak, ateşli nutuklar atmak, geçmişi efsaneler üzerine kurup ulu önder kültü üzerinden cumhuriyet güzellemesi ve vatanseverlik edebiyatı yapmak makbul vatandaş olmanın ilkelerinden biri sayılır hep. Ezber bozulmasın, klişe söylem ve duyguların dışına çıkılmasın, tarihi hakikatlerin izi sürülmesin diye devlet imkanlarıyla bütün tedbirler alındı. Resmi ideoloji anayasayla teminat altına alındı, ordu halka karşı Kemalist oligarşinin muhafızı olarak konumlandırıldı, tarih en berbat yöntemler kullanılarak oligarşinin hizmetine koşuldu. En temel ve hayati soruların sorulmasına hiç müsaade edilmedi: Cumhuriyet kavram ve ideal olarak iyi bir yönetim tarzı olabilirdi ama Türkiye’de kurulan cumhuriyet nasıl bir yönetim tarzıydı? Bu cumhuriyet kime, nasıl hizmet etti veya kimlere, nasıl zulmetti?

“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” sloganı Meclis’in duvarlarından okul ve hastanelerin koridorlarına, oradan meydan ve yüksek dağlara kadar her yere övünçle kazındı. Peki, 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edilince egemenlik “kayıtlı ve şartlı” bile olsa hakikaten milletin mi oldu? Halkın iradesi tahakkuk etti mi? Halkın iradesini beyan etmek üzere parti kurmasına, gazete ve dergi yayınlamasına, sokaklara çıkıp itiraz etmesine müsaade edildi mi? Ne gezer...

Yazının devamı için tıklayın 

Yorum Analiz Haberleri

Suriye'deki gelişmelere "şerhli" yaklaşmak Suriyelilerin sevincini hafife almaktır!
Mahmud Abbas'ın ihaneti zilletini artırmaktan başka bir işe yaramadı!
Gerçek bir lider, ‘övgü, yergi ve tehdit'lerle aslî hedefinden sapmaz!
CHP'nin ideolojik körlüğü Suriye meselesinde ayyuka çıktı!
“Suriyelilerin genelinde zalim bir diktatörü devirmenin onuru var”