İktidarını da güvence altına almak için katlediyor...

Abdullah Muradoğlu, Siyonist çetenin katliamlarına devam etmesinin sebebinin iç siyasetle ve ABD seçimleriyle yakından ilgili olduğunu vurguluyor.

Abdullah Muradoğlu / Yeni Şafak

Ateşkes ve Sisifos’un kayası...

Filistinliler’i öldürmeye devam ettikçe iktidarını da güvence altına aldığına inanan Netanyahu bu yüzden ateşkes ve rehine anlaşmasına yanaşmıyor. Hangi kanatta oldukları fark etmiyor, Siyonistler Filistin’i Filistinlilerden arındırmakta ittifak halindeler. Aleyhindeki yolsuzluk davaları sebebiyle hapse girmesine kesin gözüyle bakılan Netanyahu bu durumu kullanıyor.

“İsrail’in cephaneliği” olan ABD’nin Netanyahu üzerinde etkili olacak bir baskı uygulamaya yanaşmadığı sürece ateşkes girişimleri akîm kalacaktır. “Silah ambargosu” dahil, ABD’nin İsrail’e baskı yapmaya yanaşmaması Netanyahu’yu soykırıma teşvik etmekten başka bir işe yaramıyor.

Bu yüzden sözde ateşkes girişimleri bir “Sisifos sarmalı”na dönüşmüş bulunuyor.

Antik Yunan efsanelerinde geçen hikâyeye göre Sisifos, bir kaya parçasını tepeye taşımakla cezalıdır. Hikâyenin can alıcı noktası, Sisifos’un kayasının tepeye çıkarıldığı anda gerisin geriye yuvarlanmasıdır. Sürekli tekrarlanan döngüde Sisifos’un cezasının son bulması imkânsız tabii.

Biden Yönetimi ne zaman ateşkes ve rehine takası anlaşmasına ramak kalındığını duyursa, Netanyahu tarafından akamete uğratılıyor. Netanyahu hem Gazze’de soykırıma devam ederek, hem de savaşı bölgeye yaymak için kışkırtıcı suikastler gerçekleştirerek ateşkesi masadan uzaklaştırıyor. Biden Yönetimiyse her defasında İsrail’e askerî desteği artırma yoluna gidiyor. Böyle bir durumda Netanyahu yaptığını yapmaktan neden vazgeçsin?

Biden Yönetimi sözde ateşkes girişimlerini sürdürürken İsrail ordusu Gazze’de çocukları öldürmeye devam ediyor. Cumartesi günü İsrail Gazze Şeridi’nin merkezindeki el-Zawayda kasabasındaki bir evi ve bitişiğindeki gıda deposunu bombaladı. Bu saldırıda aynı aileden 9 çocuğun yanı sıra anneleri ve büyükanneleri de hayatını kaybetti. İsrail Ordusu tarafından yapılan açıklamaya göreyse bu saldırı belirtilmeyen bir ‘terörist alt yapısını’ hedef alıyordu. İsrail’e göre, bebek, çocuk, kadın, yaşlı fark etmiyor, nefes alan her Filistinli teröristtir. El Zawayda’da gerçekleşen saldırı, Gazze’deki soykırımın her gün yaşanan bir sahnesidir.

ABD’nin askerî, diplomatik ve malî desteğiyle Siyonistler Filistin topraklarını dilim dilim Filistinlilerden arındırıyorlar. Siyonistler “Oslo” anlaşmaları dahil Filistinlilerle yapılan anlaşmalara riayet etmeyerek sözde “Büyük İsrail”i inşa etme politikasını sürdürdüler. Aldatılan her zaman Filistinliler oldu. Aldatanlarsa İsrail, ABD ve diğer Batı’lı müttefikleriydi.

Nehirden Denize” işgal altındaki Filistin topraklarında işkence, katliam ve yerinden etmeler rutinleşti. Filistinlilerse kuşaklar boyunca “Nehirden Deniz”e özgürlük ve haysiyet için direniyorlar. ABD ve Batı rejimleriyse soykırımcı Siyonist çeteleri sadece ‘yatıştırmak’ gibi bir politika izliyorlar. Ancak bu utanç verici politikaların üzerindeki örtüler birer birer kalkıyor.

Washington’da yayınlanan “The Hilİ” gazetesinde 18 Ağustos’ta “İsrail için en büyük tehdit, zaman: Z kuşağı İsrail’in davasına giderek daha az sempati duyuyor” başlıklı yazısında Adam Stahl ABD’de İsrail’e desteğin giderek azaldığından yakınıyordu. Stahl genç kuşak Amerikalılar arasında İsrail karşıtı duyguların artmasının istikbalde İsrail’e siyasi desteği tehlikeye atacağı uyarısında bulunuyordu. İsrail’i eleştirmeyi ‘Yahudi karşıtlığı’ olarak göstermeye çalışan Stahl bu eleştirilerin engellenmesi için federal ölçekte önlemler alınması önerisinde bulunuyordu.

“Şikago Küresel İlişkiler Konseyi(The Chicago Council on Global Affairs)” tarafından bu ay yayınlanan bir anketteyse, Amerikalıların çoğunluğunun İsrail’in saldırıya uğraması halinde ABD askerlerinin İsrail’i savunmak için kullanılmasına karşı olduğunu ortaya koyuyordu. Ankette Amerikalıların yüzde 42’si İsrail’i savunmak için ABD askerlerinin kullanılmasını desteklerken yüzde 56’sı buna karşı çıkıyor. Cumhuriyetçiler’in yüzde 53’ü, Bağımsız seçmenlerin yüzde 42’si, Demokratlar’ın ise sadece yüzde 34’ü ABD’nin İsrail’i savunmasını destekliyor. Önceki yıllarda yapılan anketlerde İsrail’e askerî destek daha yüksek çıkıyordu.

Nitekim ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in Kasım’da yapılacak seçimler için Başkan adaylığının tasdik edileceği “Demokrat Parti Kurultayı” İsrail’e askeri desteğin askıya alınması için gerçekleştirilen protestoların hedefi oldu. Onbinlerce Amerikalı Şikago’da Gazze için sokaklarda. “Rüzgarlı şehir” olarak anılan Şikago’da şimdi rüzgarlar Filistin’den yana esiyor.

Yorum Analiz Haberleri

“Esed’in düşüşüyle Rusya 'süper güç' olmaktan çıktı”
Döktüğün kan yetmedi mi hala utanmadan konuşabiliyorsun?
"Suriye'den bize ne?" yaklaşımını besleyen körlük
Suriye devrimine çarpık ve indirgemeci yaklaşımlar
Yılbaşında normalleşen haram: Piyango