İktidara Muhalif Medya Azınlıkta mı Kaldı?

Hükümete muhalif gazeteler Türkiye’de ezici bir şekilde çoğunluktur. Sürekli olarak hükümetin kurdurup, büyüttüğü şeklinde suçlanan ve propagandası yapılan gazete sayısı da, tirajı da azınlıktadır.

İktidara muhalif medya azınlıkta mı kaldı?
Kemal Öztürk

Avrupa Parlamentosu başta, yurt dışındaki siyasi ve basına açık toplantılarda hükümeti sıkıştırdıkları bir kaç konudan biri her zaman medya ve basın özgürlüğü meselesi olmuştur. 

Türkiye’de iktidarın kendi medyasını oluşturduğunu, kamuoyuna iktidar yanlısı medyanın hakim olduğunu, muhalif tüm basının susturulduğunu söylerler, Türkiye’den giden yetkililer de hep savunma yapmak zorunda kalırdı.

İşin ilginci şuydu, sorular ve suçlamalar hep aynı mantıkla ve ayını formatta olurdu. Yani aynı merkezin domine ettiği algının sonuçlarını yaşıyorduk. Bu suçlamalar genelde aynı dönemde, bir kampanya şekilde yapılır, yabancı medya ve Türkiye’deki uzantıları bu kampanyayı her zaman desteklerdi. R. Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde Basın Danışmanlığını yaparken buna çok şahit oldum.

Şimdi Avrupa Parlamentosu’nun son raporunda yine aynı dil ve üslupla Türkiye’deki medya özgürlüğü ve sansür konuları ele alınmış, “Cemaat medyasına” yönelik adli soruşturmalar sert dile eleştirilmiş. Bir süredir zaten Avrupa medyasında ve Türkiye’deki uzantılarında aynı kampanya devam ediyordu.

Gerçekten durumun ne olduğunu anlamak aslında çok kolay. Her hafta medya sitelerinde yayınlanan gazete tiraj raporuna bakmanız durumu anlamanız için yeterli. Son rapora göre tabloyu hiçbir yorum yapmadan size özetleyeyim.

Türkiye’de günlük 39 gazete yayın yapar. Tüm gazetelerin günlük toplam  tirajları 4,5 ile 5 Milyon arasında değişir. Yaz ayları, promosyonlar ve dönemsel olaylara göre tirajlar artar veya azalır. Bu rakamın gelişmiş ülke standartlarının çok altında olduğunu ve her geçen gün düştüğünü unutmayın (Japonya’da sadece Yomiuri Shimbun Gaztesi’nin günlük satışı 14 Miyon’dur). Daha vahim olan durum şudur ki, Türkiye’deki bu tiraj rakamı gerçek değildir ama bu başka bir tartışma konusu.

Günlük yayınlanan gazetelerin iki tanesi spor gazetesidir ve siyasi haber yapmaz. Geri kalan 37 gazetenin bir siyasi tavrı vardır ve yayınlarını buna göre yapar. Benim kriterlerime göre bu gazeteler şu şekilde tasnif edilebilir:

 

Günlük siyasi yayın yapan gazete sayısı 37

Hükümet politikalarına muhalif gazete sayısı 22, (% 60)

Hükümet politikalarını destekleyen gazete sayısı 11, (30)

Güçlüden yana tavır değiştiren gazete sayısı 3, (%10)

 

Siyasi gazetelerin toplam günlük tirajı 4 Milyon 300 bin. (19 Ocak 2015 verileri)

Hükümet politikalarına muhalif gazetelerin toplam tirajı: 2 Milyon 750 Bin (% 63)

Hükümet politikalarını destekleyen gazetelerin tirajı: 1 Milyon 122 Bin (%26)

Güçlüden yana tavır değiştiren gazetelerin toplam tirajı 450 Bin (%10)

 

Bu tasnifte gazetelerin isimlerini yer sorunu yüzünden yazmadım. Ancak hangi gazetenin objektif, hangisinin muhalif  ya da hükümet yanlısı olduğu konusu tartışılır bir durumdur. Bazı gazeteler kimi zaman iktidar yanlısı, kimi zaman da iktidar karşıtı olarak suçlanmıştır. Tasnifi nen kadar değiştirirsek değiştirelim, durum fark etmeyecektir:

Hükümete muhalif gazeteler Türkiye’de ezici bir şekilde çoğunluktur. Sürekli olarak hükümetin kurdurup, büyüttüğü şeklinde suçlanan ve propagandası yapılan gazete sayısı da, tirajı da azınlıktadır. Buna bu gazetelerin sahip olduğu televizyonlar açısından bakarsanız durumun yine değişmediğini göreceksiniz.

Şimdi Türkiye’de kamuoyuna kim hakim, kim yönlendiriyor, kim daha fazla propaganda gücüne sahip daha net anlaşılıyordur sanırım?

Peki bu muhalif gazeteler istedikleri gibi muhalefet yapabiliyorlar mı, editöryal bağımsızlığa sahipler mi? Bunu da yarın örnekleriyle anlatayım.

YENİ ŞAFAK

Medya Haberleri

Facebook, Filistinli haber kaynaklarını yüzde 77 kısıtladı
İsmail Saymaz sen tam bir yalan makinesisin!
Yeni Akit bu saçmalıklara yer vermek zorunda mı?
Milyonların katili Esed'in Halk Tv’de CHP’ye teşekkürünü unuttunuz mu?
Nagehan Alçı’nın başörtülü yayın performansı: Suriye Devrimi’ni DAEŞ’le aynı kefeye koyma çabası