İktidar neden İsrail’le normalleşmeye çalışıyor?

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, İsrailli mevkidaşı Lair Lapid ile ortak basın toplantısı düzenledi. Çavuşoğlu, İsrail ile normalleşme adımları kapsamında, ikili ilişkilerin büyükelçi seviyesine çıkarılması için çalışmanın başladığını söyledi.

HAKSÖZ HABER

Bakan Çavuşoğlu, görüşmelerde Türkiye ile İsrail arasında başlayan olumlu diyaloğu somut adımlarla ilerletme kararlılığının teyit edildiğini belirterek "Kısa vadede karşılıklı üst düzey ziyaretleri devam ettireceğiz. Dışişleri Bakanlıklarımız arasında ikili siyasi ve bölgesel istişareler önem taşıyor. Diğer taraftan diplomatik temsil düzeyimizin de büyükelçi seviyesine çıkarılması için çalışmaları başlattık" ifadelerini kullandı.

Türkiye bir süredir Ortadoğu ülkeleri ile olan ilişkilerinde farklı bir çizgi izlemeye başladı. İsrail tarafından başlatılan “normalleşme”” furyası ile Arap ve Müslüman beldelerin ‘İsrail’e güvence vermesi’ arzusu birçok ülkenin İsrail’le ikili anlaşmalar imzalamasına olanak tanıdı. Girişilen ticari anlaşmalar sonrası İsrail, ekonomik ilişkiler konusunda verdiği taahhütlerin karşılığında ‘sevilmeyi ve ses çıkarılmaması gereken’ ülke olarak kendisini konumlandırdı.

İsrail'in Arap ülkeleriyle ilişkilerini normalleştirme süreci 42 yıl boyunca Mısır ve Ürdün ile sınırlıydı. 2020’den itibaren ise 4 ülke peş peşe benzer adımlar atarak İsrail’le normalleşme yolunu seçti. Fas, Mısır, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn ve Sudan'ın ardından ne yazık ki Türkiye’nin İsrail’le normalleşme yolunda olduğu görülüyor!

Türkiye 2008 yılından beridir İsrail’e karşı mesafesini koruyordu. Son bir yıldır ise bu durumun değiştiği iktidarın yaptığı açıklamalara yansıyor. Üstelik her geçen gün Türkiye ve İsrail tarafından sürecin daha kuşatıcı ve kapsamlı olması yönünde mesajlar verilirken Cumhurbaşkanları ve Dışişleri Bakanlıkları nezdinde sürekli görüşmeler ve toplantılar yapılıyor.

Filistin’i ablukada tutan ve Filistinlileri katleden İsrail’in tavırlarını kınayan açıklamalarıyla İsrail’e karşı söylem üstünlüğünü hakim kılan Türkiye’deki AK Parti iktidarının karşılaştığı siyasi ve ekonomik engelleri aşmak için farklı yollara başvurduğu görülüyor.

Dünya siyasetine “İsrail’in bir katil devlet” olduğu imajıyla Filistinlilerin haklarının iadesini talep eden Türkiye’nin, hangi ulvi amaçları gözeterek İsrail’le yakınlaşmaya çalıştığı net ifade edilemeyerek adeta ilişkilerin sonucunda ‘normalleşme’ gerçekleştirmek arzusu yattığını belli etmemeye çalıştığı varsayılıyor!

Türkiye’nin, İsrail’le normalleşme çabalarına ‘Doğu Akdeniz petrol ve gaz arama’ çalışmalarının ön ayak olduğu ifade edilirken, iktidardan İsrail’le normalleşme çalışmalarının altında yatan temel sebebe dair herhangi bir açıklama gelmemesi tepki çekiyor.

İşgalci İsrail Dışişleri Bakanı Lapid’te yaptığı açıklamada işgal edilen Kudüs’ten Türkiye’ye direkt uçuşlar olacağını belirterek: "Türk istihbaratı İran'ın komplosunu ortaya çıkardı. Güzel İstanbul'a memleketinizin güzel kumsallarına hayranım. Umarım önümüzdeki günlerde İsrailliler buralara geri dönecektir. Türkiye vatandaşları da Kudüs'ü yakında İstanbul'dan direk uçuşla ziyaret edebilecekler." dedi.

Yorum Analiz Haberleri

Laiklerin maneviyat arayışı
Fitneden daha kötüsü fitneye meftun olmaktır
Diyarbakırlı Ziya Gökalp’e kulak verilseydi..
“Süreç ve Esenyurt aynı sayfada değil”
Zulme sessiz kalmak en kötüsü...