“Hakkı batıl ile örtmeyin ve hakkı gizlemeyin. Oysa siz gerçeği biliyorsunuz.” Bakara 42
‘Eleştiri’ kibir taşır, incelemecidir, akılcıdır ve kararlı olmayı gerektirir.
‘Önyargı’ hiç yargısız olmaktan iyidir, ama gelişmeye ve diyaloga kapalıdır, geçici bir ittifsak olarak kalır.
‘Bilgi’ ağırdır, çok ağır ve sorumluluk yükler üstüne daha da ağırlaşır.
‘Tecrübe’ye fazla güvenmek bir tuzaktır, hazırdan yemeye başlayıp tükenene kadar ya da kendi çapında takılıp kalma ile biten.
‘Duyarlık’ samimiyettir ama bilgisiz duyarlık zarar verirken, bilgisiz tecrübeye bağlı duyarlık kronik ve bulaşıcı hastalık haline gelir.
‘Öngörü’ gerekli ama tehlikelidir, erken gelen baharda açan çiçekler gibi çoğunlukla telef olurlar ama müjdeledikleri şey ‘güzel’dir.
‘Hayal’ umuttur ve idealleri taşıyan bir tahayyül yoksa her şey kuru kupkuru kalır.
‘Hayal gücüyle beslenen kurgu’ ise başıboş dolaşırken kör labirentlerde dingin zihinleri kaos’a sürükler, iblisi bir geleneğin vesvesesi ile.
SSCB’yi çökerten öncelikle kendini yoldaşlarından soyutlanması Dünya anti-emperyalist mücadelelerini kendi politikalarına ipoteklemesiydi. Tabi, kendi politikalarındaki merkeziyetçi, öteleyici ve tutuculaşan zihnini de buna katmıştı. Stalinizm II. Dünya harbinin galipleri arasında olmanın avantajı ile bütün katliamlarını devasa propagandaları arasında III. Dünya’nın, Kapitalist Emperyalizm karşısında ezilen devrimcilerinin gözlerinden kaçırdı hep. Alttan alta SSCB Emperyalizmi ile hesaplaşmaya başlayan Sosyalist hareketler SSCB’nin Çekoslovakya müdahalesi ile patladı.
Tarihin sayfalarını karıştırın günümüzle büyük benzerlikler göreceksiniz. Uzay yarışında devasa SSCB roketleri, milyonluk Moskova Kızıl Meydanında dev Kızıl Ordu Gövde gösterileri, Sinema dünyasında ve yoğun ajitasyona dayalı propaganda alanında ihtişam. Küba, Vietnam zaferleri ve Che posterleri ile aşka dönüşen direniş öyküleri. Kapitalizme karşı otoriter-totalizmin övülmesi. Hatta en önemlisi Baas tipi azınlık ulusalcılarının, anti-emperyalist karakteri dolayısı ile Lenin tarafından kutsanması. III. Dünya ülkelerindeki yükselen umutlar ve iki kutuplu dünya, iki kutba indirgenmiş siyah ve gri bir dünya ve o dünyada beyaz’a yer yoktu.
Tarihin bazı yönlerden tekerrürdür. Benzerlikleri ve farklılıkları ile günümüzde İran aynı süreci yaşamaktadır.
Bu gün yaşadığımız yeni bir soğuk savaşta figürler değil, figüranlar değişti.
“Ağır ağır ölür özsaygılarını ağır ağır yok edenler, kendilerine yardım edilmesine izin vermeyenler, ne kadar şanssız oldukları ve sürekli yağan yağmur hakkında bütün hayatlarınca yakınanlar, daha bir işe koyulmadan o işten el çekenler, bilmedikleri şeyler hakkında soru sormayanlar, bildikleri şeyler hakkındaki soruları yanıtlamayanlar.” Pablo Neruda
Gerçekler birçok kişi için ürpertici bir belirsizliğe dönüşmüştür. İşin farkında olanlar iç karartan manzaraya bakıp nene söylemek istediklerini hissediyorlar, hatta biliyorlar. Ama daha ilk kelimelerin arkasından kocaman engeller koyup pragmatizmin esiri olmuşlar. Yeteri kadar ıslah edemedikleri taraftarlarının iten içe ikiye ayrıldıklarını görüyorlar. Sözü açıkça adil şahitlik yönünde ya da siyaseten yarar gösteren (yanlış bir) ehven-şer anlayışı ile zalime arka çıktıklarında iki taraflı tabilerinin kaybından korkuyorlar ve basiretli gözlerin yakaladığı utanç verici sessizliğe gömülüyorlar. Daha pişkinleri iki yönlü, ne şiş yansın, ne kebap mantığı ile tecrübeli politik demeçler veriyorlar. Kendilerin özel dünyala ve özel dertler oluşturuyorlar.
Sizin özelinize saygımız var ama biz özelimizi dünyanın merkezine koymadığımızdan dolayı, Sizin özelinizi merkeze taşıyan söyleminizden dolayı sizden soğuyoruz.
Derdinize derman olmak isteriz ama biz sadece kendi derdimizi dünyanın merkezine koymadığımızdan dolayı, sizin derdinizi merkeze taşıyan söyleminizden dolayı sizden soğuyorum.
Zira dünyada iki kutuptan başkaları da var ve en önemlisi bizim adil şahitlik gayemiz var.
“Dediler ki: ‘Yahudi veya Hristiyan olun ki hidayete eresiniz’.’Hayır, doğru yol Hanif olan İbrahim'in dinidir.’” Bakara 135
“Şeytanın katıp bırakmaları, kalplerinde hastalık olanlara ve kalpleri duyarlılıktan yoksun bulunanlara bir deneme kılması içindir. Şüphesiz zalimler, uzak bir ayrılık içindedirler.” Hacc 53