Mavi Marmara mağdurlarının avukatlarından Av.Dr. Ramazan Arıtürk ve Av. Cihat Gökdemir, Komor Birliği devleti adına almış oldukları yetkiyle bugün TSİ.11.00’da uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) başvuru yaptılar ve bu İsrailli yetkililer adına dava açtılar.
İsrail’in 31 Mayıs 2010 tarihinde Uluslar arası sularda saldırarak 8 Türkiye, 1 ABD vatandaşı 9 sivil insani yardım gönüllüsünü katlettiği Gazze Özgürlük Filosu’nun amiral gemisi Mavi Marmara ‘Komor Birliği Devleti’ bayrağı taşımaktaydı.
UCM’nin kurucu sözleşmesi olan Roma Statüsünün taraflarından biri olarak Mavi Marmara gemisinin bayrak devleti olması nedeniyle gemide işlenen suçların yargılanması için başvuru yetkisine sahip olan Komor Birliği devleti adına Lahey’de başvurunun yapılmasının ardından UCM önünde Türkiye saatiyle 11.30’da basın açıklaması düzenlediler.
UCM'NİN BASIN AÇIKLAMASI
Av.Ramazan Arıtürk ve Av.Cihat Gökdemir’in 14.05.2013 tarihinde Komor Birliği Devleti adına Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne yapmış olduğu İsrail aleyhine başvuru sonrasında basına yapmış olduğu değerlendirmedir:
İSRAİL, Türkiye’den Sonra Uluslararası Ceza Mahkemesinde de SANIK KOLTUĞUNDA
31 Mayıs 2010 tarihinde İsrail, Gazze Özgürlük Filosundaki ‘Komor Birliği Devleti’ bayrağı taşıyan Mavi Marmara gemisine ve diğer gemilere taammüden saldırarak ‘Savaş Suçları’ işlemiş ve saldırıda 8 Türkiye, 1 ABD vatandaşı 9 sivil insani yardım gönüllüsünü katletmiştir. İsrail askerleri ve sivil ajanları, çoğu ağır yaralı olmak üzere 50’den fazla sivili yaralamış, tüm yolcuları hukuksuz bir şekilde alıkoymuş ve hapsetmiş, işkence ve onur kırıcı muameleye tabi tutmuş, eşyaları ve gemileri de gasp etmişlerdir. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi tarafından oylanan ve kabul edilen rapora göre de “işbu saldırıda gerçekleşen hukuka aykırı fiillerden dolayı IV. Cenevre Sözleşmesi hükümleri ihlal edilmiştir” tespiti yapılmıştır.
BM İnsan Hakları Konseyi’nce de kayıt altına alınan bu suçları işleyen İsrail’i,saldırgan ve saldırı emrini veren sorumluların yargılanması için, Komor Birliği devleti adına almış oldukları yetkiyle Av.Dr. Ramazan Arıtürk ve Av. Cihat Gökdemir, 14.05.2013 tarihinde Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) başvuru yapmışlardır.
Başvuru dilekçe ve ekinde; 31 Mayıs ve devam eden günlerdeki suçlara dair görüntü, doküman, belgeler ve diğer deliller (tanık, mağdur ifadeleri, video ve fotoğraflar, otopsi raporları, diğer adli tıp raporları, bilirkişi raporları ve BM İnsan Hakları Konseyi Genel Kurulu’nda kabul edilen BM İnsan Hakları Konseyi Uluslararası Vaka İnceleme Heyeti Raporu) yer almaktadır.
14 Ekim 2010 tarihinde de mağdurlar bireysel başvuru haklarını kullanarak UCM’ye başvurmuşlar ve bu başvuru dosyaları da halen UCM savcılığında açık bulunmaktadır.
UCM’nin kurucu sözleşmesi olan Roma Statüsünün taraflarından biri olarak Komor Birliği, Mavi Marmara gemisinin bayrak devleti olması nedeniyle de gemide işlenen suçların yargılanması için başvuru yetkisine sahiptir. İsrail’in işlemiş olduğu suçların UCM’de yargılanması için yer bakımından tartışmasız bir yetki söz konusudur. UCM,soykırım suçu, savaş suçu, saldırı suçu ve insanlığa karşı suçların yargılandığı uluslararası bir mahkeme olarak, BM İnsan Hakları Konseyi’nin ‘Özgürlük Filosuna karşı saldırıda işlenen suçlar, savaş suçlarıdır’ şeklinde tanımladığı suçları işlediği tartışmasız olan İsrail’i de yargılayacaktır.
Bu başvuru ile başlayacak olan uluslararası ceza yargılamasında, İsrail Başbakanı Benyamin Netenyahu başta olmak üzere İsrailli üst düzey diğer sorumlular sanık olarak yargılanması ve cezalandırılması Komor Birliği adına Av.Dr.Ramazan Arıtürk ve Av. Cihat Gökdemir tarafından vekaleten talep edilmektedir.
Daha önce de UCM’de,‘Dökme Kurşun Operasyonu’nda İsrail’in yasak silahlar kullanarak bombardımanlarla katlettiği çoğu çocuk ve kadın 1500 sivil Filistinli için açılmış bir dava söz konusudur. Filistin’in BM’de ‘gözlemci devlet’ statüsü kazanmasından sonra bu davanın da ciddiyetini farkeden İsrail, bu yargılamalardan muaf kalmak ve ceza alma riskini bertaraf edip, hesap sorulamaz ve hukuk tanımaz bir politikayı devam ettirebilmek için gayrimeşru her türlü çaba içerisine girmiştir. Ancak Komor Birliği adına yapılan bu başvurumuz sonucunda açılacak dava ile, İsrail’in işlediği savaş suçları karşısından kaçacak bir yeri kalmayacaktır.
UCM’ye yapılan bu başvuru evrensel hukuk, insan hakları ve insancıl hukuk anlamında dünyanın nerelerden nereye geldiğinin, UCM’nin de bu değerlere ne kadar inandığının ve nerede durduğunun göstergesi olacaktır.
Bu başvuru UCM’nin, BM Güvenlik Konseyi veya belli güç odaklarının bazı ülke ve liderlerini terbiye aracımı olduğunu, yoksa hukukun tecelli edeceği bir merkez mi olacağını gösterecektir. BM İnsan Hakları Konseyi’nin ‘Özgürlük Filosuna karşı saldırıda işlenen suçlar, savaş suçlarıdır’ şeklindeki tanımlamasına rağmen UCM’nin bu başvuruyu ciddi olarak ele almaması veya reddetmesi halinde, kendisini de inkar ederek varlığını ve meşruiyetini sona erdirecektir.