İnsan Hakları Cemiyeti Genel Merkezi, Diyarbakır'ın Sur ilçesine bağlı Dürümlü (Baqews) mezrasında PKK'lilerin bomba yüklü kamyonu infilak ettirmesi sonucunda 16 kişinin hayatını kaybettiği olaya ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.
Basın Açıklamasının Tam Metni:
DÜRÜMLÜ (BAQEWS) KATLİAMININ HESABI SORULMALIDIR!
Diyarbakır’ın Sur ilçesine bağlı Dürümlü(Baqews) mezrasında 12.05.2016’da gece saat 22:30 sıralarında silahlı PKK militanlarının sevk ve yönetimindeki bomba yüklü aracın infilak ettirilmesi sonucu 4 sivil vatandaş hayatını kaybetmiş, 12 vatandaş kaybolmuş, onlarca kişi de yaralanmıştır. Ayrıca patlamanın olduğu yerde büyük bir çukur oluşmuş , Dürümlü(Baqews) mezrasındakiki bir çok ev ve araç zarar görerek kullanılamaz hale gelmiştir. Kayıp 12 kişinin patlamada hayatını kaybettiği de yapılan DNA testlerinin açıklanmasıyla netlik kazanmıştır.
Olayın başlangıcı, seyri konusunda benzer açıklamalar ve haberler olsa da olayın taze oluşu ve taziyenin devam etmesi nedeniyle doğrudan mağdur anlatımları ve tanık beyanlarına dayalı ayrıntılı değerlendirme yapma imkanı bulunmamaktadır . Cemiyet olarak 7 kişilik heyetle 14.05.2016 da taziye çadırının kurulduğu Tanışık(Herbecin) köyüne ve olayın meydana geldiği yere gidilmiş ve mağdur yakınlarının acıları paylaşılmıştır.
Gelişimi ve detayları nasıl olursa olsun bu vahim olay sebep olunan can ve mal kayıplarından, geride kalan dul ve yetimlerden ve diğer mağduriyetlerden öte toplumu dehşete düşüren travmalara sebebiyet vermiştir. Oluşturulan baskı ve korku ortamı ile topyekün bir toplum sindirilmek istenmiştir. Bu kabul edilemez durumun müsebbibi elbette ki şiddeti yegane yol ve yöntem olarak kabul eden, bunu topluma dayatan zihniyettir. Tonlarca patlayıcının yüklü olduğu bir kamyonu yerleşim yerlerine sokmak başlı başına bir çılgınlıktır, huzur ve güvene taammüden kast etmektir.
Şiddeti ve son süreçte yeni bir eylem türü olarak ön plana çıkarılan bombalı saldırıları halkımıza ve değerlerine saldırı olarak kabul ediyoruz.
Bu ve benzer sonuç doğuran her türlü şiddet yöntemlerine bir an önce son verilmesi çağrında bulunuyoruz. PKK, bu olayın sorumlusu olarak halkımızdan özür dilemelidir. Vahşetin sorumlularını tespit edip gereğini yapmak yerine klasik örgüt yaklaşımı ile mağdurları suçlayan, horlayan ötekileştirmeye çalışan bir dil ve üslupla olayın değerlendirilmesi ve mağdurların haklı refleks ve tepkilerinin işbirlikçilik olarak nitelendirilmesi kabul edilemez bir tavırdır. Kendisi dışındaki tüm kişi ve grupları dışlayan, düşman gören bir zihniyetin barış ve hoşgörü adına topluma sunacağı bir değer olamaz.
Olaya çifte standartçı bir anlayışla yaklaşan, sadece tek yönlü bakış açısıyla eylem ve söylem geliştiren bazı STK ve çevrelerin bu olay karşısında üç maymunları oynamasını da kınıyoruz. Bu olayın vahameti ve halkımıza yaşattığı acı Roboski’den farklı değildir. Lime lime parçalanmış ceset parçalarını kilometrelerce ötede arayan mağdur yakınlarının olduğu bir tabloya gözlerini kapatanların toplum nezdinde inandırıcılığı kalmayacaktır.
Kimden gelirse gelsin her türlü zulme ve haksızlığa karşı hak temelinde karşı durmayı ve mazlumun yanında olmayı temel şiar edinen cemiyetimizin meselenin takipçisi olacağının bilinmesini istiyoruz. Kamuoyuna da gerekli hassasiyeti gösterme ve sinmişlik psikolojisinden sıyrılarak şiddeti ve ölümü dayatan zihniyete ortak tavır alma çağrısı yapıyoruz. ,
Olayla ilgili soruşturmanın ciddiyet ve titizlikle yürütülmesinin mağdur yakınlarının ve duyarlı kamuoyunun talebi olduğunu da yetkililere hatırlatmak istiyoruz.
İNSAN HAKLARI CEMİYETİ olarak; katliam boyutundaki bu vahşete sahiplenip sebep olan zihniyeti lanetliyor; hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralananlara şifa, mağdur yakınlarına ve halkımıza baş sağlığı diliyoruz.
İNSAN HAKLARI CEMİYETİ