İhbardan başka çıkar yolum yok!

İnsan bir kere zalimlere meyledince geri dönüş çok zor oluyor!

Abdurrahman Güner / HAKSÖZ HABER

“Cübbeli Ahmet” ismiyle tanınan Ahmet Mahmut Ünlü bir zamandır Müslümanları hedef almayı alışkanlık haline getirdi. Eskiden de böyleydi aslında ama son yıllarda tabiri caizse "sıklet" artırdı.

Müslümanları sol-sağ Kemalistlere şikayet ederken işi ihbar boyutuna kadar vardıran Ünlü, selefi grupların örgütlendiğini vs. iddia ederek “isterlerse” bu isimleri Emniyet’e verebileceğini dahi söylemişti.

Tüm bunların yanında bir de dehşet bir Mustafa Kemal güzellemesine girişen Ahmet Ünlü, “vatanı kurtaran Atatürk’e nasıl düşman oluruz” diyerek hepten farklı bir seviyeye yükselmiş Diyanet İşleri’nin hedef alırken de Atatürk özlemini dile getirmişti.

Karşımızda ne yaptığını bilmeyen bir cahil olduğu şüphe götürmese de Ahmet Mahmut Ünlü’nün niçin böyle davrandığını anlamaya çalışalım. İçerisinde yetiştiği camianın az evvelki konularda tutumu oldukça nettir. İsmailağa’nın Müslümanları İslam düşmanlarına şikayet ettiğini ve zalimleri hayırla yad ettiğine şahit olmadık. Demek ki burada bir camiaya teşmil edilmemesi gereken bir “karakter” problemi var!

Ortada bir karakter problemi varsa akla ilk gelenler para, makam, şöhret gibi kadim hastalıklardır. Veyahut görünür olmanın sonuçlarından kibrin vazgeçilmez ağırlığı söz konusu kişinin hayat meşgalesi haline gelmiştir. Bazıları için insanların gözü önünde olmak için yapılmayacak soytarılık yoktur. Böylelerine medya maymunu tanımlaması tam olarak oturuyor. Bunlar için Allah ıslah etsin demekten başka bir şey gelmez elimizden!

Ancak işin bir de Allah yolunda çabalamaktan başka gailesi olmayan mücahitlere dokunan tarafı var ki bizim canımızı orası yakıyor. Ahmet Ünlü geçtiğimiz gün sosyal medyada yaptığı paylaşımlarda yine birilerini ihbar etmeye çalıştı. Kendince Selefilik ve Vahhabilik şeklinde yaptığı ayrımların büyük bir tehlike olduğunu yineleyen Ünlü şu sözlerle Haksöz’ü hedef aldı:  “Dolayısıyla bu durum Türkiye'de de büyük bir tehlike arz ediyor. Zira Irak ve Suriye bizden hiç de uzak değildir. Ben ne zaman Selefîlere çatsam Akit yazarı Kenan Alpay bana hakaret etmeye başlıyor. Acaba karın ağrısı nereden kaynaklanıyor?! Aynı zamanda ulusal medyada da konuşmacı olarak maalesef sıkça çıkartılan Kenan Alpay’ın, “Nusra Cephesinde savaşan bir kardeşimiz daha şehit oldu” diyen Haksöz Dergisi’nin yayınlarını neşreden Haksöz Haber’de...”

Öncelikle Ahmet Ünlü’nün tamamen ezbere dayalı ayrımları nifak tohumu ekmekten başka bir işe yaramaz. Misal olarak Haksöz’ü hedef almadan önce yaptığı paylaşımlarda Çeçenistan’ı Selefi/Vahhabi grupların yerle bir ettiğini söylerken Rusya ile birlikte Müslümanlarla savaşan Kadirov’a tek laf etmiyor! Kadirov’un menşei mi onu eleştirilmez kılıyor? Dikkat çekmeye çalıştığımız husus tutarlı bir kimseyle karşı karşıya olmadığımızdır. Ciddiye dahi alınmaması gereken bu ithamlar ihbardan başka çıkar yolu kalmayan bir muhbirin veryansınlarından ibaret! Peki, niçin ihbardan başka çıkar yolu yok?

Bu sorunun cevabını bulmak için İslam düşmanı Birgün, Oda TV vb. yayın organlarının Ahmet Ünlü hakkında son bir haftadır hazırladıkları içeriklere bakmak yeterli olacaktır. Oda TV tam kadro Ünlü'yü savunmaya geçti. Ahmet Ünlü’ye yönelik "kasetin var" sözlerinin altından "FETÖ çıktığı" yönünde bir iddiayla haber yapan Oda TV belli ki Ünlü’nün yaklaşımından epey memnun. Netice olarak Ahmet Ünlü görünür olmak adına her şeyi yapabilecek utanması kalmamış bir kimsedir. Türkiye’de yükselen ulusalcı-milliyetçi sapmaların da farkında olan Ünlü popülizm adına başka Müslümanları hedef almayı görev bellemiş belli ki!

Suriye cihadının ana omurgasını oluşturan HTŞ üzerinden Haksöz’ü hedef alan Ahmet Ünlü “bunlar törörisleri destekliyor” şeklinde höykürerek yaranmaya çalıştığı zalimlere “clark” çekiyor. Mücahitleri hedef alarak dökülen Müslüman kanını meşrulaştırmak tam olarak ihbardan başka çıkar yolu olmayan bir utanmaza yaraşırdı zaten! İran denildi mi dahi tüyleri diken diken olan Ahmet Ünlü, Müslümanları satmak adına rafizilerle bir araya geliyor. Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş…

Abdulah İbni Ömer (rh)’dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurdu:

“Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, haksızlık yapmaz, onu düşmana teslim etmez. Müslüman kardeşinin ihtiyacını gideren kimsenin Allah da ihtiyacını giderir. Kim bir Müslümandan bir sıkıntıyı giderirse, Allah Teâlâ o kimsenin kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Kim bir Müslümanın ayıp ve kusurunu örterse, Allah Teâlâ da o kimsenin ayıp ve kusurunu örter.”

Allah Resulü (sav) Buhari ve Tirmizi'de geçen bu hadis-i şerifte Müslümanların birbirleriyle ve zalimlerle olan ilişkileri hakkında ölçüyü koymaktadır. Mücahitleri destekliyor olmakla "itham edilmek" bizim için yeterli bir kıvançtır. Müslümanları düşmanlarına teslim etmek adına zalimlere meyledenler için ise üzülüyoruz. Ahmet Ünlü’nün seviyesini ne kadar düşürebileceğine hiç şaşırmamak lazımdır. Her şeye rağmen kim olursa olsun bir kimsenin zalimlere meyletmesi de bizi sevindirmez!

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!