İftarlık Gazoz’un Ajitasyonu

Niyazi Karaçay, İftarlık Gazoz filmini okuyucularımız için değerlendirdi.

Niyazi Karaçay / Haksöz Haber

"İftarlık gazoz" filmi Yönetmen Yüksel Aksu’nun “Dondurmam kaymak” ve “Entel köy Efe köye karşı” uzun metraj filmlerinden sonra çekilmiş üçüncü filmi. Nuri Bilge Ceylan’ın “Kış uykusu” filminden sonra Kültür Bakanlığından en büyük desteği alan ikinci filmdir ayrıca. Filmin görüntü yönetmeni Mirsad Heroviç, müzikler ise "Babam ve oğlum" filminden de bilinen Evanthia Reboutsika’ya ait…

1970’lerde bir Ege kasabasında geçer film, ilkokulu yeni bitirmiş Adem başarılı bir öğrencidir, yaz tatilinde Gazozcu Cibar Kemal'in (Cem Yılmaz) yanında çalışmak ister ve orada çırak olarak işe başlar.

Ramazan ayınında girmesi ile bütün mahalle eşrafı ile teraviye giden Adem, hocanın vaazlarını pür dikkat dinler. Etrafındakiler oruç tutmasına izin vermese de gizlice oruç tutmaya başlar. Ama aynı zamanda gazoz sattığı için yaz sıcağı çektiği sıkıntıyı arttırır ve hocanın orucu bozduğunda 61 gün tutacağı kefaret orucunu bildiği için Adem’in kendi iradesi ile mücadelesi başlar. Bu doğal seyrinde devam eder ve yer yer oldukça komik öğeler içerir.

Filmdeki İslami anlayış –yönetmen Yüksel Aksu Anadolu Müslümanlığı olarak tanımlıyor olsa da- Ege Müslümanlığı diye tanımlayabileceğimiz, tüm ülkenin genel yapısından farklı olarak daha ılıman bir yapıdadır ve zaten filmde de bunu rahatlıkla görebiliyoruz. Ramazan ayında oruç tutan, teravihe giden ama aynı zamanda Ramazan sonrası rakı içmeyi kültürlerinin normal bir parçası olarak gören bir anlayışın sonucu olarak.

70’lerden kalma Yeşilçam filmlerinden kopmuşçasına kasabanın tütün toplayan işçileri ve bu işçilerin ağası vardır bir de. Bu ağanın Ankara ODTÜ’de okumuş Hasan isminde sosyalist, sevecen, sürekli gülümseyen bir de oğulları!

Hasan Dev-Gençlidir. Kasabada bir grup arkadaşı ile sosyalist bir tohum ekmek ve köylüleri içinde bulundukları gafletten kurtarmak, bilinçlendirmektir (!) amaçları. Gece arkadaşları ile duvarlara "Kahrolsun Faşizm” yazmakta gündüz ise babasının işçilerine emekten, işçi haklarından vs. bahsetmektedir. Oruç tutan tütün işçilerine "Siz zaten akşama kadar köle gibi çalışıyorsunuz, oruç tutmak açın halinden anlamak değil midir; sizin oruç tutmanıza gerek var mı?” babında sözler sarf etmekte, Adem’e ise okuması için kitap vermektedir.

Filmin genelinde yer yer Hasan karakteri üzerinden sol güzellemeleri yapılıyor ve fakat kültürel Müslümanlık da olduğu gibi aktarılıyor. (Bu yönü ile en azından klişe Türk filmlerindeki olumsuz imam karakteri gibi benzeri İslami öğeler bu yanlıştan arınarak olduğu gibi aktarılmış, olumsuzluk anlamında bir algı yaratılmamış.)

Film hikâyesini doğal, komik ve eğlendirecek şekilde pazarlıyor ki bunu afişinden fragmanına hatta oyuncusuna kadar belirgin şekilde vurguluyor. Fakat genelinde bu şekilde olan film son 20 dakikasında ise nerdeyse bağlamından ve hikâyesinden çok farklı bir kulvara giriyor ve sol güzellemeleri yerini adeta keskin bir propagandaya, ağır bir politik mesaja ve ölüm orucu güzellemelerine dönüyor. Yönetmenin filmin genelinde güldürüp sonuna doğru ağlatmayı vadetmesinin ne demek olduğuna şahit oluyoruz adeta…

Solcu ama sempatik Hasan oruç tutmasını istemediği işçilerin toplu iftarında oruç tutanlara tüm sevecenliği ile gazoz ikram etmektedir. Sonrasında Ankara’dan bir araçla gelen ve kirli sakalları, el kol hareketleri ile ülkücü oldukları anlaşılan “canavar” bir grup kasabada Hasan’ı ararlar ve onu iftar sofrasında gazoz dağıtırken bulurlar. Bagajdan çıkardıkları otomatik silahlarla iftarda herkesin gözü önünde Hasan’ı delik deşik ederler…

Buradan sonra duygusal yoğunluğun, ajitasyonun yoğun şekilde verildiğine şahit oluyoruz içli müzikler eşliğinde. Hasan’ın vurulması o dönem çocuk olan Adem’de şok etkisi yaratır ve Adem 20’li yaşlara geldiğinde o da bir devrimci olarak bulur kendini. Artık 1980’lerde darbe dönemindeyiz ve Adem cezaevi şartları nedeni ile ölüm orucuna başlayan mahkumlardan biridir. Ölüm orucunun 61. gününde (61 burada aynı zamanda oruç bozmanın kefaretine denk gelen 61 gününe işaret etmekte ve aynı zamanda bir ibadet olan oruç ile ölüm orucu arasında bir bağ kurulmaktadır.) Adalet bakanlığı ile yapılan görüşmeler olumlu neticelenmiş ve mahkumlar ölüm orucuna son vermiştir. Gardiyanlar Adem’i tedavi etmeye, bir şeyler yedirmek için götürmeye çalıştıkları sırada Adem’in “gazoz istiyorum” şeklinde sayıklaması çocukluğuna göndermedir. Adem ölmek üzeredir. Kamera ellerini zafer işaret yapmış olan Adem’i zumlayarak arkadan verirken esaslı duygusal müzikler ile ölümü görülmektedir…

Koğuşlarda 15-20 kişi sol elleri yumruk yapmış “Ademler ölmez” şeklinde slogan atmakta, sonrasında ne hikmetse Tevhid bayrağına sarılmış Adem’in cenazesinde anne bağrını yırtarak oğluna haykırmaktadır… Mezarlıkta defin esnasında aynı duygu yoğunluğu devam etmekte imamın okuduğu dualar ile defnedilirken mezarına ilginç bir enstantane olarak gazoz dökülmektedir..

Böyle propagandist bir filmde Cem Yılmaz gibi popüler bir figüre rol vererek, komedi ve eğlence piyasasına mâl edilmesiyle ortaya çıkanı özetlemeye çalıştım. Türkiye’de solun her zaman ve çok iyi yaptığı klişe bir duygu sömürüsünün, ajitasyon ve propaganda ile seyircinin gözüne gözüne sokulmak istenmesi, apolitik tiplerde etki yaratma beklentisi, kendi tabanlarında ise coşkuyu doruğa çıkarma hevesi sanırım istenilen şeylerden birazı…

Son olarak filmin son bölümünü dikkate alarak ismini “Ölüm orucu ve direnişimiz” koymaları çok daha isabetli olacağı kanaatindeyim.

Kültür Sanat Haberleri

Genç Birikim dergisinin Aralık 2024 sayısı çıktı
Vatanına dönerken yaşadıkları kadar ağır değildi yükü
“Made in Gaza: From Ground Zero” Savaş bölgesinde mahsur kalan film yapımcılarının sesi oluyor
Taksim Camii Filistin Kitap ve Kültür Günlerine ev sahipliği yapacak
Ümraniye Kitap Fuarı cumartesi günü başlıyor