İflah olmaz İrancılığın palavradan tahlilleri

"İran’ı bütün zulümlerine rağmen yaşatmalıyız!" kuşağında bugün Salih Tuna, "Yeni dünyanın eşiğinde" isimli yazısıyla İran propagandasına devam ediyor.

HAKSÖZ HABER

Fütürizm bir ideoloji olarak aslında günümüz düşünce sorunlarına ışık tutan bir yerde duruyor. Fütüristler büyük düşünce adamlarıymış gibi gelecekten tahminlerle veyahut geçmişe dönük yönlendirmeleriyle insanların düşünmelerini engellemiş oluyorlar. Nasıl mı? Geleceğe dönük bir tahmin yapıyormuş gibi görünürken veyahut geçmişte böyle olsaydı bugün böyle olacaktı tarzı söylemlerle mantıksal ve nesnel düşünce geliştirmeyi imkansız hale getirerek yapıyorlar bunu.

Misal: Küresel ısınma olmasaydı, kutup ayıları insan ırkının sonunu getirecekti! Bu önermeyi çürütmek mümkün değildir. Zira önermenin kendisinin ayakları yere basmıyor. Çürütülemediği için bu önermeye umut bağlamak ise çok problemli bir duruma işaret ediyor.

İkinci önermemiz acem sevdalısı Salih Tuna’dan geliyor: “15 Temmuz'u başarsaydılar, Türkiye'yi İran'la savaşa sokacaklardı.” Hadi bakalım… 15 Temmuz Darbe Girişimi çok şükür ki başarısız olduğuna göre bu cümledeki önermenin nasıl bir zeminde inşa edildiğini merak ediyoruz gerçekten. Kasım Süleymani isimli kasabın "15 Temmuz Darbe Girişimi'nin engellenmesinde büyük bir rol aldığı" zırvasını daha unutamamışken bu ikinci önerme de bizi can evimizden vurdu. Ancak mesele önermelerin tutarlılığı falan değil. Zira fütüristlerin tezleri en temelde şartlanmışlık üzerine kurulu oluyor. Salih Tuna’nın da yazısında zikrettiği Fukuyama’nın “Tarihin Sonu” tezi, Fukuyama’nın liberalizmin zaferine dönük göstergelere yüklediği şartlanmış ideolojik bağlamdan neşet ediyor. Bugün de oldukça tartışmalı bir yerde duran tezin savunucuları kadar muarızları da olduğunu atlamamak gerekiyor.

Aynı şartlanmışlık Salih Tuna için de geçerli. O da İran’ın politik ve askeri ilerleyişini muhkemleştirmek adına elinden gelen her şeyi yapıyor. Fukuyamalar, Duginler, Sezai Karakoçlar vs. bin dereden su getirerek mevzuyu İran’ın ehemmiyetine(!) getiriyor kendince. Türkiye ile her yerde karşı karşıya gelen İran’ın imajını temizlemek için bunları yapan Tuna, ne kadar uğraşsa da boşuna. Geçtiğimiz günlerde bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan, Karabağ meselesiyle alakalı Ruhani’yi arayarak İran’ın tutumu hakkında uyarılarını dile getirmişti.  Herkes meselenin farkında yani…

Batı’nın mezhep savaşı çıkartmak istediğini iddia eden Tuna, ABD’nin Irak işgalinden sonra burayı kime teslim ettiğini unutmuş olsa gerek. Irak’ın demografik yapısını değiştirecek kadar mezhepçilik yapan İran, Irak’ın hala belini doğrultamamasının da temel sebebidir. Suriye Savaşı’nda İran’ın cürümleri bütün dünyanın gözü önünde yaşandı zaten. Haleb’in Rusya’yla beraber nasıl yerle bir edildiğine hep birlikte şahit olduk. Mezhebi için Bağdat’ı, Haleb’i yerle bir eden İran varken Batıya ne hacet!

Fütürizm demişken bizim de bir önermemiz var: Türkiye ve Erdoğan, İran'ın zulümlerine, cinayetlerine karşı daha aktif bir politika izleyecekti ama bunu engellemek için 15 Temmuz Darbe Girişimi yapıldı. Bu işte kimin usta olduğu yazdığı yazılardan belli ama biz de şansımızı deneyelim dedik...

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!