İdris Debi’nin ölümü ve diktatörden “milli kahraman” çıkaran bozuk zihniyet

Ahmet Varol, Çad Cumhurbaşkanı İdris Debi’yi gündeme aldığı yazısında; Fransa’nın gözdesi, Netanyahu’nun dostu İdris Debi’nin ülkeye hakim zihniyet değişinceye kadar “milli kahraman” olarak anılacak bir diktatör olduğunu vurguluyor.

Ahmet Varol’un Yeni Akit’te yayımlanan yazısı (22 Nisan 2021) şöyle:

Çad’da 30 Yıllık Diktatör, Cephede Öldü

Çad’da 30 yıldan fazla süredir hüküm süren diktatör İdris Debi Itno 20 Nisan 2021 tarihinde cephede, isyancılara karşı yürütülen savaşı komuta ederken aldığı yaraların tesiriyle 68 yaşında hayatını kaybetti. Son nefeslerine kadar siyasi hakimiyeti ellerinde tutmak diktatörlerin genel karakteridir. Ancak onlar cephede başkalarını savaştırdıkları için genellikle yaşlılıktan veya bir hastalıktan dolayı yataklarında ölürler. Mareşal İdris Debi diğerlerinden farklı olarak ifade yerindeyse “er meydanında” muhalifleriyle göğüs göğüse çarpışırken yaralanarak can verdi. Dolayısıyla ülkeye hakim zihniyet değişinceye kadar “milli kahraman” olarak anılacaktır.

Fransa’nın gözdesi, Netanyahu’nun dostu İdris Debi 1 Aralık 1990’da gerçekleştirdiği askerî darbeyle yönetimi ele geçirmişti. Fransa’nın çıkarlarının bekçiliğini yaptığından sürekli ondan destek aldı. Hatta Fransa’nın gerek gördüğünde ülkeye asker göndermesine, Çad askerlerini eğitmesine, bu ülkenin ordusuna lojistik destek vermesine ve sağlık yardımı yapmasına imkân sağlayan askerî işbirliği anlaşması da imzaladı.

İdris Debi, 1 Aralık 1990 darbesiyle Hüseyin Habre yönetimine son vermişti. Habre ülke dışına kaçtı. Debi, Mart 1991’de bir geçiş hükümeti oluşturdu. Normalde bu hükümet bir geçiş hükümetiydi ve darbe sürecinden sonra ülkede normalleşme sürecine geçilecekti. Ancak Debi son nefesini verinceye kadar saltanatını sürdürmeye devam etti.

Hüseyin Habre’ye bağlı güçler Ocak 1993’te Debi’ye karşı bir darbe girişiminde bulundu, ama başarılı olamadılar. Debi’den yönetimi alma girişimleri sonraki yıllarda da oldu ama bunların hiçbiri başarılı olamadı. Bununla birlikte ülkede ona muhalefet eden kırktan fazla siyasi akım ortaya çıktı. Ama Debi askeri mekanizmayı kontrolünde tuttuğu için muhalif hareketlerin kendisine karşı herhangi bir siyasi atak gerçekleştirmelerine fırsat vermedi. Birçok Afrika ülkesinde olduğu gibi Çad’da da silahın gücüyle hakimiyetini sürdürdü.

O, tabii bu arada ülkede “demokrasi”yi hakim kıldığını göstermek ve “ne yapalım halk bizi seçiyor” demek için seçimler yapmayı da ihmal etmedi. En son cumhurbaşkanlığı seçimlerini de ölmeden 9 gün önce 11 Nisan 2021 tarihinde gerçekleştirmiş ve oyların %79.32’sini alarak yeniden cumhurbaşkanı seçilmişti. Yani sandık başına giden her beş kişiden dördü diktatör İdris’in saltanatının sürmesinden yana tercihte bulunmuştu. Fakat işin ilginç yanı sandıkta her beş kişiden dördünün desteğini alan diktatörün, sadece bu oylarla iktidarını sürdürememesi, aynı zamanda muhaliflere karşı silahın gücünü ve demir yumruğunu son raddesine kadar kullanmak zorunda kalmasıydı. “Çağdaş demokrasi”nin savunucularının ve hamilerinin başında yer alan Fransa da bu savaşında onu bütün gücüyle destekliyordu.

İdris Debi siyonist işgal rejimine, 27 Kasım 2018’de başlayan ve üç gün süren bir ziyaret gerçekleştirdi. O zaman işgal rejiminin başbakanı Benyamin Netanyahu bu ziyaretin kendileri açısından son derece önemli olduğunu dile getirerek kendisinin de Çad’a bir ziyarette bulunacağını açıklamıştı. O ziyarette Debi, İsrail ile Sudan arasında arabuluculuk yapabileceğini de söylemişti.

Netanyahu, Debi’ye sözünü 20 Ocak 2019 Pazar günü Çad’ın başkenti N’Djamena’ya kalabalık bir ekiple ziyarette bulunarak yerine getirdi. Burada yaptığı basın açıklamasında İsrail ile Çad arasında elli yıldan yani yarım asırdan beri kesik olan diplomatik ilişkilerin de fiilen başladığını duyurdu. Debi de ülkesiyle işgal rejimi arasında imzalanan anlaşmaları kutladığını dile getirdi.

Şimdi diktatör İdris’in öldürülmesi üzerine 37 yaşındaki oğlu Muhammed Debi ülkenin geçici cumhurbaşkanı ve ordunun başkomutanı ilan edildi. Ayrıca üyelerinin çoğunluğu Debi’ye yakın generallerden oluşan ve ülkeyi 18 ay süreyle yöneteceği söylenen bir Geçiş Konseyi oluşturuldu. Bu arada silahlı muhalif güçlerin saldırıları da kesintisiz bir şekilde devam ediyor ve haberlerde başkente doğru ilerlediklerine dikkat çekiliyor.

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!