Kenan Alpay’ın yorumu:
Tabii ki hiç kimsenin aklında şu durumda bile Esed rejimin tek başına İdlip’e saldırabileceğine dair en küçük bir ihtimal bulunmuyor. Çünkü ortada gerçek anlamıyla kendi ayakları üzerinde durabilen bir rejim değil Rusya ve İran desteğiyle ayakta tutulan bir hortlak figürü dolaştırılıyor. İdlip’i yakıp yıkmak hususunda İran’ın yanıp tutuştuğu sır değil de mesele Rusya’nın Türkiye engelini nasıl aşacağına dair net bir plana henüz ulaşamamasıyla ilgili olarak beklemede tutuluyor.
Kurban Bayramı vesilesiyle Afrin ve İdlip’te kısa bir süre gözlem yapma imkânı bulabildim. İdlip’in adeta hemen her noktası Halep’ten Doğu Guta’ya değin Suriye’nin diğer tüm bölgelerinden gelen muhacirlerle dolup taşmış durumda. Çünkü Türkiye’nin Esed rejimiyle değil hamileri Rusya ve İran’la vardığı Astana Mutabakatı’na göre İdlip çatışmasızlık bölgesi olarak ilan edilmesiyle bu bölgeye olan akın yoğunlaşmıştı. Bu mutabakat çerçevesinde Halep’ten tahliyeler yapılmıştı, Deraa ve Doğu Guta dâhil bir anlaşma çerçevesinde halk ve mücahit gruplar tahliye edilmişti. Zaten Türkiye’nin İdlip’in en uç noktalarına kurduğu 12 askeri gözlem noktası bu mutabakatı muhafaza ve kontrol maksadına matuftu.