Suriye cihadının sembol şehirlerinden biri olan, 5 yıldır misket, varil, fosfor bombaları, balistik füzeler ve tüm konvansiyonel saldırılara rağmen direnen ancak 3 ay önce kuşatılan Halep; Şam, Humus ve Dera’da olduğu gibi açlığa, yokluğa mahkûm edildi.
15 Kasım itibari ile abluka altına alınan, Rusya destekli Beşşar Esed güçleri ve İran destekli milislerin acımasızca katliamlarına ve zulümlerine maruz kalan Haleplilerin kurtarılması için ateşkes kararı alındı. Yapılan ateşkes ile Doğu Halep’te sıkışıp kalan siviller tahliye edilerek İdlib’e yönlendirildi.
Ancak Halepliler abluka ve katliamdan kaçarken bu kez de İdlib’de yeni bir yaşam mücadelesi içerisinde kendilerini buldu. Kış şartlarının çetin hâle gelmesi, kar yağışı ve soğuk havanın kendini iyiden iyiye göstermeye başlaması ile Halepliler için yeni sıkıntılar baş gösterdi.
Sivil toplum kuruluşları tarafından ivedilikle kurulan çadır kentler şimdilerde beyaz örtüye büründü. Var güçleriyle çalışan sivil toplum kuruluşları, Halepli miniklerin üşümemesi için gayret gösteriyor. 70 dönümlük bir arazide kurulan İdlib’deki Kemmuneh kampı ve diğer 2 kamp tamamlandığında 80 bin mültecinin barınma ihtiyacı karşılanacak.
Türkiye’nin her ilinden ayrı ayrı kalkan yardım konvoyları, Rusya ve İran destekli Esed zulmünden kaçarak tahliye konvoyları ile İdlib’e ulaşan Haleplilerin ihtiyaçlarını karşılamak için çaba gösteriyor ancak, mültecilerin daha çok kışlık eşya, battaniye ve çadıra ihtiyacı var.
Kaynak: Yeni Şafak