Kış mevsiminin ağır geçmesi, zor şartlarda çadırlarda yaşayan sivillerin hayatını daha da zorlaştırdı.
İdlib kırsalında derme çatma çadırlarda kalan aileler, yağışlı havaların etkili olması, çadırların dayanıksız ve sürekli ıslak olması nedeniyle barınma ve ısınma sorunuyla karşı karşıya.
Kar yağışlarında yıkılan çadırlar, altyapının olmaması yüzünden de aşırı yağmurlarda sular altında kalıyor.
Yerinden edilmiş aileler, dondurucu soğuklarda genellikle sobalı bir çadırda toplanarak geceyi bir arada geçiriyor.
"Soba veya yakacak alacak maddi durumum yok"
Esed rejimi ve destekçilerinin saldırıları yüzünden yerinden edilen sivillerden Meryem Halid (76), AA muhabirine yaptığı açıklamada, 4 yıldır çadırda zor şartlarda bir yaşam sürdürdüklerini söyledi.
Yağmur yağdığında çadırlarının sular altında kaldığını belirten Halid, "Çadırın içinde su birikintileri oluşuyor. Benim günüm ve gecem bu yatakta geçiyor. Isınmak için soba veya yakacak alacak maddi durumum yok." dedi.
Halid, tansiyon ve mide hastası olduğunu vurgulayarak, "Soğuktan sürekli hastalanıyorum. Göç ederek hayatımızın en zor günlerini geçirdik. Yoksulluk ve kış şartları nedeniyle çile çekiyoruz." ifadelerini kullandı.
"Her yıl bir öncekine göre daha zor geçiyor"
Soğuk kış aylarında battaniyelerle ısınmaya çalıştıklarını dile getiren Mahmud Hüseyin de yağmurlu gecelerde eşyalarının sular altında kaldığını dile getirdi.
Hüseyin, "Yağmurlu gecelerde sular altında kalmamıza rağmen uyumaya çalışıyoruz. Hayatımızın en zor günlerini burada geçiriyoruz." diye konuştu.
Esed rejimi güçlerince 4 yıl önce zorla yerinden edildiklerinin altını çizen Hüseyin, "Evimdeyken sobayla ısınıyorduk. Ama burada her kış sular altında kalıyoruz. Her yıl bir öncekine göre daha zor geçiyor." şeklinde konuştu.
"Ne yapacağımızı bilmiyorum"
Geceleri havaların soğuk olduğunu aktaran Abdülmecit Şarki (51) ise sobaya yakacak bulmadıkları gecelerde çocuklarının hasta olduğunu kaydetti.
Hastalanan çocuklarına ilaç parası yetiştiremediğini söyleyen Şarki, şöyle devam etti:
"Çadırda 4 aile bir sobayla ısınıyoruz. Yakacak bulamıyoruz. Başka bir soba almaya da maddi durumumuz yok. Yağmurlu gecelerde sular altında kalıyoruz. Rüzgar çadırları uçuracak gibi çok sert esiyor. Ne yapacağımızı bilmiyorum."
Şarki, "Daha önce ne yemeğin ne yakacağın derdine düşerdim. Şimdi ise her gece 'yarın çocuklara nasıl ekmek bulurum' diye düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
Basit bir hayat yaşamak istediğini dile getiren Şarki, "En düşük yemek maliyeti yaklaşık 50 ile 60 TL arası değişiyor. Masraf büyük ama gelir yok. Annem yatalak. Burada hayat zor." diye konuştu.