İdlib Risk Altında

Kızılay Başkanı Kınık, ateşkes kapsamı dışındaki grupların rejimle ve kendi aralarındaki çatışma riski nedeniyle İdlib'de yaşayanların diken üstünde olduğunu belirtti.

Halep’ten tahliye edilenler için Kızılay’ın sınırın Suriye tarafında kurduğu çadır kentin yapımı sürüyor. Al Jazeera’ye konuşan Türk Kızılayı Genel Başkanı Kerem Kınık, çadır kentin olası bir İdlib operasyonu da düşünülerek, kapasitenin artırılabileceği bir alanda yapıldığını söyledi. Musul’dan gelen Türkmenler de bu çadır kentte barındırılıyor. Kınık, ateşkes kapsamı dışındaki grupların rejimle ve kendi aralarındaki çatışma riski nedeniyle İdlib'de yaşayanların diken üstünde olduğunu da belirtti.

Türkiye ve Rusya’nın arabuluculuğunda 15 Aralık’ta Halep’te sağlanan ateşkes sonrası, yaklaşık 45 bin kişi şehirden tahliye edildi. Otobüslerle İdlib’e götürülen Haleplilerin bir kısmı akrabalarının yanına yerleşirken, bir kısmı da Türkiye sınırında Kızılay tarafında kurulan çadır kente yerleştirildi.

Çadır kentin yapımı sürüyor, henüz hazır olan kısmında sadece on bin civarında kişi barınıyor. Tamamlandığında, tahliye edilen Haleplilerin sayısının üzerinde bir kapasiteye sahip olacak. Çünkü ateşkes kapsamında olmayan grupların çoğunlukta olduğu İdlib’e de rejimin operasyon düzenlemesi ve on binlerce sivilin bu kez İdlib’den Türkiye sınırına kaçması ihtimali var. 

Al Jazeera’den Ece Göksedef, Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık'la, yapımı süren çadır kenti, İdlib için alınan önlemleri ve Türkiye’de tedavisi süren Haleplilerin durumunu konuştu.

Halep’ten tahliye edilenler için kurulan çadır kent ne zaman hazır olacak? Kaç kişilik bir kapasite öngörülüyor?

Halep’ten son yapılan tahliyelerle, 15 Aralık itibariyle Fua, Kafariya ve Madaya bölgesinden olanlarla beraber 44 bin civarında insan o bölgeden çıkarıldı. Bunların büyük bir kısmı İdlib bölgesine geldi. Urum El Kübra, Atarib ve İdlib kırsalındaki bazı bölgelerde akrabalarının yanına yerleşti. Bir kısmı bizim orada inşa ettiğimiz çadır kente yerleştirildi. Bir kısmı da geçici olarak barınabilecekleri camiler, okullar gibi bir takım yerlerde bulunuyor.

AFAD, Kızılay ve İHH organizasyonuyla İdlib’in içerisinde biz 10 bin çadırlık bir çadır kent oluşturmaya çalışıyoruz. İdlib’in Türkiye sınırına yakın bölgesinde olacak.

Sınıra ne kadar uzaklıkta bu çadır kent?

En fazla 10 kilometre mesafede sınıra.

O bölge büyük bir alan, Bin dönüme yakın bir alan. Altyapı çalışmaları yapılıyor. Kış şartları çok ağır. Yağmur ve kar nedeniyle zemin çok ağırlaştığı için onun üzerine stabilizasyon malzemesi serilmeye çalışıyor. Onun da temininde sıkıntılar yaşıyoruz. Buna rağmen hızlı bir şekilde, zemini düzgün olan, hazır olan bölgelere yaklaşık 4 bin çadırlık bir sevkiyat yaptık, kuruldu. İnsanlar açıkta bırakılmasın diye bunların içine hızlı bir şekilde alındılar.

Bu süre zarfında beklemediğimiz başka şeyler de oldu. Özellikle Musul ve Telafer bölgesinden çok sayıda insan, ağırlıklı olarak Türkmenler geldi. Geçenlerde İdlib’deydim, oradan Azez’e geçtim. O bölgelerde de 2 bin, 3 bin civarında Türkmen var. Çok zorlu şartlarda, bir ay yürüyerek, Rakka’yı, Menbic’i, ateş altındaki sıkıntılı bölgeleri geçerek gelmişler. Onları da aldık tabii çadır kente. Dışarıda kalan Türkmen olmadı. Halep’ten çıkarılıp çadır kentin şu an hazır olan bölümüne yerleştirilenlerin sayısı da 3 bin çadırda yaklaşık 10 bin kişi.

Ekstra bir şekilde tümüne ekmek, yiyecek, gıda, ısınma malzemesi gönderilmesi gerekiyor. Bugüne kadar İdlib’e Kızılay aracılığıyla gönderilen TIR sayısı 1500 civarında. Son Halep operasyonundan sonra diğer STK’lardan gönderilenlerle birlikte bu sayı 2 bini aştı.

Çadır kent tamamlandığında yaklaşık kaç insanı barındırabilecek? Bitişi için zaman verebilir misiniz?

10 bin çadır yaklaşık, 60 bin kişiyi barındırabilecek bir kapasitede olacak. Tamamının bitişi 40 günü bulur. Bu süre zarfında AFAD’ın 111 metrekarelik karşılama çadırı kuruldu. Acil bir durum olduğunda kadınlarla erkekleri ayırarak buralarda barındırabiliyoruz. Dolayısıyla açıkta kimseyi bırakmadık.

Hem İdlib’e giden yardımlar hem çadır kent için ne kadarlık bir bütçe harcandı?

Net bütçeyi söylemek şu an çok zor. 1500 TIR insani yardım malzemesi, TIR başına operasyonun en az 25 bin TL olduğunu düşünürseniz bu büyük bir rakam. Bu çerçevede özellikle İslâm dünyasından da bölgeye yardım geliyor. Özellikle Körfez ülkelerinden, Katar’dan, Suudi Arabistan’dan, Birleşmiş Milletler’den sınırlı da olsa bu bölgeye yardımlar geliyor.

Türkiye’ye getirilen yaralıların durumu nedir?

Türkiye’ye gelen yaralı sayısı yaklaşık 300. Maalesef 40’a yakınını kaybettik. Onların cenazeleri döndü. Şu an Türkiye’de tedavisi devam eden 200’e yakın kişi var. Diğerleri geri döndü.

Türkiye’de barındırılan kimse oldu mu?

Kısıtlı olarak özellikle yalnız yetim çocuklardan, dullardan, özürlülerden, orada bakımı yapılamayacak olan varsa alınsın kararı vardı. Ama ağırlıklı olarak Halep’ten gelenlere sorduğumuzda akrabalarından ayrılmak istemediler. Biz aynı şartları onlara sağlamaya özen gösteriyoruz çadır kentte, çoğu o tarafta kalmayı tercih ediyor bu sebeple. Türkiye’de barındırılan kişilerle ilgili net bir sayı veremiyorum şu an.

İdlib’e de rejim tarafından bir operasyon yapılması olasılığı var. Bu olasılık göz önünde bulundurularak şimdiden bir hazırlık yapılıyor mu?

Biz ümit ediyoruz özellikle Astana sürecinde Türkiye’nin rol almış olduğu Rusya ve İran’ın destek verdiği BMGK’nın da karara bağladığı ateşkes süreci, ümit ediyoruz ki yeni Halepler oluşturmaz. İdlib tarafı risk altında, çünkü bazı gruplar bu ateşkes kapsamı dışında. Bu grupların kendi aralarındaki bazı silahlı çatışma riskleri ve rejimle olan riskleri nedeniyle İdlib biraz diken üstünde. İdlib merkezindeki 200, 300 bin insanın mobilizasyon ihtimaline karşı da biz aslında biraz daha yüksek kapasitede kamp inşa ediyoruz bölgede.

Ümit ediyoruz ki bir şey olmaz. Ama olursa da, onları da koruma altına alabileceğimiz kapasiteler oluşturmaya çalışıyoruz. Çadır kentin bulunduğu bölge böyle bir ihtimalde güvenli olan bölge.

Kaynak: Al Jazeera

Röportaj Haberleri

Nazmul İslam: Bangladeş’te devrim bir süreç esas mesele şimdi başlıyor!
"Sinvar’ın yolunu sürdüreceğiz"
"Aksa Tufanı sömürgeleştirme sürecine karşı normal bir direniş eylemidir!"
"Batı medyası İsrail'in savaş suçlarını görmezden geliyor"
Gazze’deki direniş ve fedakârlık insanlığa örnektir