“İdeolojik Bilim, Adem Kıssası ve Kötülükten Korunma”

Muş Has-Der’in bu haftaki konuğu Muş Alparslan Üniversitesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Murat Kayacan idi.

On beş günde bir Kur’an kıssalarının çeşitli yönleriyle değerlendirildiği Muş Has-Der’in bu haftaki (16.1.2016) konuğu Muş Alparslan Üniversitesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Murat Kayacan, antropologların bazılarına göre yeryüzünde Adem öncesinde de insanların yaşadığının düşünüldüğünü; bu görüşü nakledenlerin kötü niyetli olanlarının, vahyi verileri boşa çıkarmaya, iyi niyetli olanlarının ise “ilk insan dönemindeki evlilikleri” izah etmeye çalıştıklarını belirtti.

Evrim teorisini kanıtlama amacıyla yarı insan, yarı maymun kafataslarının bulunduğuna dair haberleri de analiz eden Kayacan, 1912 yılında “Pithtown insanı” diye sergilenen kafatasının, üst kısmının elli yıl önce ölen bir insana, alt çenesinin ise altmış yıl önce ölmüş bir maymuna ait olduğunun 1952 yılında tespit edildiğini söyleyerek, bu yapılanın “bilime ideolojik yaklaşım” örneği olduğunu belirtti.

Kayacan, ideolojik bilimsel yaklaşıma dair şu aktarımda bulundu: “Ota Benga, 1904 yılında Samuel Verner adlı evrimci bir araştırmacı tarafından Kongo'da yakalanmıştı. Adı, kendi dilinde "dost" anlamına gelen yerli, evli ve iki çocuk babasıydı. Ama bir hayvan gibi zincirlendi, kafese kondu ve ABD'ye götürüldü. Buradaki evrimci bilim adamları, St. Louis Dünya Fuarı'nda onu çeşitli maymun türleriyle birlikte kafese koyarak ‘insana en yakın ara geçiş formu’ olarak sergilediler. İki yıl sonra ise New York'taki Bronx Hayvanat Bahçesi'ne götürdüler ve birkaç şempanze, Dinah adı verilen bir goril ve Dohung adı verilen bir orangutan ile birlikte ‘insanın eski ataları’ adı altında sergilediler.”

Daha sonra Kur’an’da ilk insan konusunu ele alan ve Hz. Adem’in kimin halifesi olduğuna değinen Kayacan, onun insanlardan önce yeryüzünde var edilen cinlerin yerine geçmek suretiyle halife olmuş olabileceğini ancak Adem’in “Allah’ın halifesi” olamayacağını, Allah’ın evrene müdahalelerinin hala devam ettiğini, dolayısıyla insanı kendisine halife olarak tayin etmediğini ifade etti.

Adem kıssası bağlamında kötülükten korunma konusunu ele alan Kayacan, “İblis’in hala hayatiyetini sürdürdüğünü söyleyenler var. Bundan farklı olarak, İblis’in şeytanların atası olduğunu ve soyunun; çocukları, torunları ve insan takipçileri ile kıyamete kadar devam edeceği fikrinde olanlar da var” dedi.

Cinlerin ve İblis’in –insanlardan farklı olarak- yaratılış maddesinin ateş olduğunu söyleyen Kayacan, “Kur’an’ın cinlerden özetle söz etmesi, o alem ile fazlaca meşgul olmamamız ancak o alemin varlığını da kabul etmemiz gerektiğini gösteriyor. Onların halifelik yetkisi yok. Yani ‘Allah dilemedikçe şu insanın/bölgenin/hayvanlar grubunun vs. yönetimini ele geçirmeye karar verdik.’ deyip cinlerin harekete geçmeleri söz konusu değildir.” dedi.

Şeytanın ateşten yaratılmasını, topraktan yaratılan insana üstünlük olarak takdiminin, ırkçı bir tutumu akla getirdiğini söyleyen Kayacan, üstünlüğün şu özden yaratılmada ya da falanca renkten olmada aranmaması gerektiğini, üstünlüğün Allah’tan korkmakla tezahür ettiğini belirtti. Kayacan, Peygamber’in (s) şeytanının Müslüman olduğu yolundaki yaklaşımların doğru olmadığına dair şu ayeti aktardı: “Bu şekilde her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman ettik. Onlar aldatmak için, birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi bunu yapmazlardı. Sen onları uydurduklarıyla başbaşa bırak.” (Enam, 6: 112).

Son olarak Kayacan, kötülükten korunmaki isteyen insanların; içki, kumar, falcılık vs.’den uzak durmaları ve namazlarında devamlı olmaları gerektiğini vurgulayarak, kurtuluşun cenneti kazandıracak güzel işler işlemekte olduğunu söyledi.

Etkinlik-Eylem Haberleri

Akademi Beyoğlu'nda Barbie filmi üzerinden haz, beden ve tüketim ilişkisi söyleşisi
Gazze yürüyüşüne şahit olan vicdanlı Norveçliler gözyaşlarıyla destek oldular!
“Yükselen yeni milliyetçilik”
Bursa'da Gazze Dayanışma Platformu çağrısıyla Gazze için eylem gerçekleştirildi
Peygamber dostu dört güzel insan