İdamlar ve Bize Düşenler!..

ZEHRA TÜRKMEN

Mısır’da 3 Temmuz 2013’te General Sisi önderliğinde yapılan askeri darbe şimdi gerçekleştirdiği katliamlardan sonra tutukladığı İhvan yöneticilerine idam kararları vermeye başladı. Üç gün önce 529 İhvan mensubunun idama mahkum edilmesi ertesi gün Fatih Saraçhane Parkı’nda protesto edildi. Özgür-Der dün de Sakarya’da,Diyarbakır’da, Batman’da Mısır’daki ve tüm ümmet coğrafyasındaki vesayet sistemlerini ve idamları protesto etmeye devam etti.

Bu protestolar çok önemliydi. Zira seçim atmosferi içinde dünyadaki gelişmelerden ve ümmetin diğer parçalarına ilgiden kopuk duramayacağımız ortaya kondu. Başbakan Erdoğan’ın da tüm ümmet coğrafyasında ve Türkiye Müslümanlarının gözünde niçin önemli olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Çünkü idam kararlarının verildiği gün Keçiören konuşmasında insan hakları söylemini öne çıkartan tüm Batı’nın çifte standartlı tutumuna dikkat çekti ve bu idamlar karşısında dünya insanlığının vicdanını harekete geçirmeye çalıştı.

Mısır’daki darbeye karşı Adeviyye Meydanı’nda başlayan direnişin insani ve İslami dayanakları tabii ki bir bilincin verimliliği idi.

İlk Kur’an vahyinin inzal olduğu Mekke; itikatta, sosyal-siyasi ve ekonomik düzende vahiy dışı değerlerin, yani cahiliyyenin hüküm sürdüğü bir belde idi. Ve vahyin muhatabı olan Müslümanlar bu cahili ortamda birçok zorlukla ve sıkıntıyla karşı karşıya kaldılar. Çeşitli ve çetin imtihanlardan geçtiler.

Rabbimiz Ankebut Sûresi’nin ikinci ayetinde şöyle buyurmaktadır: “İnsanlar, ‘inandık’ demekle imtihan edilmeden bırakılacaklarını mı zannederler.” Rivayetlere göre Ankebut Sûresi Medine’ye hicretten hemen önce inzal olmuştur. Hatta Buhari’de geçen aktarıma göre, Habbab Bin Eret’in Resulullah’tan direniş duası istemesine karşılık, Peygamberimiz ona bu ayeti okumasını söylemiştir.

Dolayısıyla bu ayet mü’minlerin yeryüzünde felaha, kurtuluşa ulaşmaları için “zor geçit”lerle karşılaşacak ve“imtihan”a tutulacakları konusunda bir uyarı niteliğindedir.

Kur’an hem evrensel olarak tüm insanlığa, hem Mekke cahiliyesi içinde yaşayan muhataplarına yeniden vahiyle ve fıtratla buluşma çağrısı ile indi. Bu yüzden zihinlerde, davranışlarda ve hayatın her alanına sıçramış olan kirlerden temizlenmek ve bu yolda önceki köklü değişimciler (ıslah ediciler) gibi vahyi bilgiyi, inancı ve mücadeleyi kuşanarak yürümek öncelikli çabamız olmalıdır. 

Kur’an-ı Kerim’e baktığımız zaman Resullerin zulüm ve zorbalıklara, şirk ve diğer sapkınlıklara karşı insani, fıtri ve İslami esaslara ulaşabilmek için ne gibi zorlu yollardan ve imtihanlardan geçtiklerini görmekteyiz.  Bu yüzden Rabbimiz Bakara Sûresi 214. ayette “Yoksa siz, sizden öncekilerin başlarına gelen size de gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız?” buyurmaktadır.

Bakara Sûresi 155. ayette zalimlere ve zorbalara karşı Rabbimizin önerdiği adalet ve esenlik iklimine varabilmek için Allah uğrunda “canlarımızdan ve mallarımızdan eksiltmeler” olacağının, “biraz korku ve biraz açlıkla” sınanacağımızın bilincinde olmak gerekir. İşte böyle bir bilinç ve iman zorbalara, tağutlara, müşriklere karşı vereceğimiz mücadelede bizi imtihanlara hazır hale getirir. Bu bakımdan Allah yolunda mücadele eden Resullerin hayatları da bizim için bir ibret kaynağıdır.

Bugün Mısır’da Firavunlara, darbecilere karşı direnen Mısırlı kardeşlerimizin göstermiş oldukları direniş ve mücadelenin arka planında da bu bilinç ve bu anlayış yatmaktadır.  Mısırdaki darbeciler, İhvan’ın önde gelenlerinden birçok ismi İslami kimliklerinden dolayı öldürdü ve mahkûm etti. Şehit Esma gibi birçok genç kız ve erkek kardeşimizi katlettiler. Şimdi ise tutukladıkları İhvan yöneticilerinden 529 kişiyi idam etme kararı aldılar. Mısır'da darbe yanlısı bazı televizyon programcıları verilen idam cezalarını büyük bir sevinçle karşıladı. Ve insanlıktan nasibini almayan bu zatlar “500 değil 20 bin kişi idam edilmeli” ya da “Kararı tartışmak yerine kutlamalıyız, Nasılmı kutlayacağız? Tabi ki düğün alayı ve havai fişeklerle”şeklinde ifadelerde bulunarak kararı veren adli mercileri tebrik ettiler. 

Peki, dünya Müslümanları ne yaptı?

Dile kolay 529 kardeşimiz beklide idam edilecek. 529 İhvan üyesi… 529 Seyyid Kutupların, Hasan El- Bennaların varisleri darbeci katiler tarafından yok edilecek…

Onlar, bütün baskılar ve yıldırmalar karşısın kimliklerini teslim etmiyorlar. Rabbimizin bizi biraz korku, biraz açlık ve biraz da mallardan ve canlardan eksiltmeyle imtihan edeceği bilinciyle bu imtihanı hakkıyla taşıma şerefini yaşıyorlar.  Ve Mısır Müslümanları inançları ve davaları uğruna özgürlüklerini ve imanlarını teslim etmeyeceklerini haykırıyorlar.

Bizlere düşen ise Mısırlı kardeşlerimizin haklı davalarının yanında durup, onların haklılığına tanıklık yapmaktır.

Bize düşen gerek yerel ve gerek küresel zalimlere karşı hep birlikte karşı durmaktır. 

Bize düşen önce kendi vicdanımızı sonra da dünya insanlığının vicdanını hareket geçirinceye kadar mücadele etmektir.

Ve bize düşen “Kardeşim! Sana ne oluyor ki savaştan bıkmışsın ve omzundan silahını atmışsın? Söyle bana kim fedakârlık edecek ve yaraları saracak ve yeniden sancağımızı kim dalgalandıracak?”diye soran Seyyid Kutuplara, Hasan El-Bennalara cevap vermektir.

Bennaların, Kutupların taşıdığı tevhid ve direniş sancağını tüm dünyada kim dalgalandıracak?