İçtihadlarımız ‘İtikad Esası’ Olur mu?!

Nasslar, çatışan yorumlara sebep olmaz. Bu nasslar ‘mutlak anlamda’ yoruma ihtiyaç duymaz. Kapalılığı olmayan, gayet açık lafızlardır. İçtihadi hükümlerin çoğu ise, zaman ve toplumsal gerçekliğin yansımasıdır.

Sinan Ön’ün yorumu:

Türkiye’de siyasal düşüncenin din ile irtibatı üç olumsuz tavrı içinde barındırır. Bunlardan ikisi bizim mahallenin, siyasete din penceresinden bakan algı problemleriyken diğeri, karşı mahallenin, dine siyaset pencerisinden bakan dindışı yaklaşımlarıdır.

İnsanımızın büyük bir bölümü İslam’i değerlere karşı hassas olmakla birlikte, maalesef bu konudaki anlayışları arı, duru, saf bir düşünceden neşet etmiş değil! Dini anlama konusunda zihinlere milliyetçilik ve ırk temelli anlayışlar nüfuz etmiş vaziyette. Bunun gerekçesi; dünya egemen siyasetinin ulus mantığı ile toplumları ayrıştırma ve dini esasları seküler bir mantıkla devredışı bırakma çabalarıdır.

Ancak hamurunu İslam’dan alan bu coğrafyada, dinin tam anlamıyla devredışı bırakılmasının imkansızlığı, İslam’ı ekletik bir yapıya dönüştürme siyaseti ile değersizleştirme, aslından uzaklaştırma çabasına dönüşür.

Yazının Devamı >>>

İslam Düşüncesi Haberleri

Felah; fıtrat ve vahiyle yeniden buluşmamızda!...
Diyanetten hatırlatma: Tüm kumarlar haramdır!
Kemalistlerin cehaleti uçsuz bucaksız saçmalama özgürlüğü sunuyor!
İ’tizâl ile itidal arasında Allah nerededir?
Mutlak kötüye karşı el-Kassam’ın özgürleştirici ribatı ve cihadı