İçişleri Bakanı’nın görevi saldırıların üstünü örtmek midir?

Türkiye gazetesinden tetikçiliğiyle malum Fuat Uğur, son günlerde yaşanan sopalı saldırılar hakkında İçişleri Bakanı ile yaptığı görüşmeyi köşesine taşımış. Ortaya oldukça trajikomik ve absürt bir yazı çıkmış!

HAKSÖZ HABER

Yaklaşık bir haftadır Türkiye’nin gündeminde olan siyasetçi ve gazetecilere dönük saldırılar hakkında  Fuat Uğur, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile bir görüşme gerçekleştirmiş. Dostlar alışverişte görsün mesabesinde sorular soran Uğur’a İçişleri Bakanı oldukça ilgi çekici cevaplar vermiş.

Süleyman Soylu’nun saldırıları tıpkı Semih Yalçın gibi 'tepkisel'olarak değerlendirdiğini söyleyen Fuat Uğur, tepkiselin ne demek olduğunu bilmiyor herhalde. Ne demek olduğunu bilse, Soylu bu tespiti yaptıktan sonra bazı sorular sorması gerekirdi ama Fuat Uğur’dan gazetecilik yapmasını beklemek beklentiyi fazla yükseltmek olur!

Tepkisel hareketler anlık gelişir yani organize olmadıkları için çokta büyütülecek bir mevzu yoktur. Peki, Ankara’nın göbeğinde iktidar partisinin eski genel başkan yardımcılarından birisine, sopalarla kafasına vurarak gerçekleştirilen saldırı için basitçe ‘tepkisel’ denilip geçilebilir mi? Hele de saldırı hakkında ortaya çıkan gelişmeler düşünüldüğü vakit.

Devamında “Bir kere şunu bilmenizi istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti devleti, özel olarak Bakanlığım, Emniyet Teşkilatımız, istihbaratımız ve her kademeden polisimiz, kesinlikle uçan kuştan haberdar olmakta. Önce herkesin içi rahat olsun” şeklinde ifadeler kullanan İçişleri Bakanı tenakuz içine de düşmüş oluyor. Uçan kuştan haberiniz varsa saldırılar nasıl yaşandı? Süleyman Soylu kendisini garantör konumuna yerleştirmeyi seven bir siyasetçi. Daha önce devlete ‘dernek ve STK’lar hakkında sınırsız yaptırım hakkı’ tanıyan yasa tasarısı için de mealen ‘ben buradayken kimse STK’lara bir şey yapamaz’ demişti. Çocuk kandırır gibi durmadan kendi varlığını işleyişin devamının garantisi olarak gösteren Soylu, bizzat var olan kişi merkezli işleyişin problemin ta kendisi olduğunun farkında değil herhalde!

'Bizden habersiz kuş uçmaz' diyor İçişleri Bakanı bu cümleden defalarca tekerrür eden ve nihayetinde aynı günde üç farklı isme yönelik gerçekleşen organize saldırıların bilgisi dahilinde işlendiğini mi anlamamız gerekiyor? Nasıl bir tesadüf ki, ortak yönleri Bahçeli'yi eleştirmek olan üç farklı isme yine tesadüfe bakın ki evlerinin önünde rast gelen kişilerin  tepkisel(!) saldırı gerçekleştireceği tutmuş.  Bu kişiler yine tesadüf eseri olsa gerek ülkü ocakları üyesi. Kullandıkları araba ülkü ocakları Ankara Başkan vekilinin arabası. Tepkisel olunca tesadüfler birbirini izlemiş olsa gerek…

Bu saldırıların organize olmadığını iddia ederek tepkisel demek karşındakinin aklıyla alay etmektir. Kargaların bile güleceği bu açıklamalarla İçişleri Bakanı Soylu muhataplarını yine çocuk yerine koymuş. Duayen gazetecimiz Fuat Uğur da verilen cevaplara tatmin olmuş. Keşke bütün dünya buna inansa, birlik olsa, hayat bayram olsa…

Aslında Bahçeli’nin danışmanı Yıldıray Çiçek’in de yapmaya çalıştığı gibi saldırıların tartışılma zemini bağlamından çıkartılarak tabiri caizse iş sulandırılmaya çalışılıyor. Failler ve azmettiriciler de bu sayede tereyağından kıl çeker gibi sorumluluktan kurtulmuş olacak. Fuat Uğur’un bu çabası eminiz ki birilerinin çok hoşuna gidecektir.

Yazının sonunda Fuat Uğur '80 öncesinde yaşanan sokak şiddetinin bugün için söz konusu olmadığını söyleyerek yüreklere su serpiyor ve ekliyor "sakin olun". Yani Uğur diyor ki  "uslu uslu sopanızı yiyin oturun yerinize!" endişe edecek bir şey yok!

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!