HAKSÖZ HABER
İbrahim Karagül gazetecilik yapma şekli ile Türkiye’de bir şeyi temsil ediyor. Durmaksızın gelecek adına uyarılar veren Karagül komplocu olduğu kadar distopik bir toplum-siyaset tahayyülüne sahip.
Anlaşılması güç ama İbrahim Karagül yapıp ettikleriyle savunmaya çalıştığı şeye zarar verdiğinin farkında değil mi? Yeni Şafak’taki köşesinde yine korku ve panik dalgası oluşturmak için elinden geleni yapmış.
Son yazıyı incelemeden evvel Karagül’ün köşe yazısı başlıklarına kısa bir göz atmak istiyoruz: - “Siyasi iç savaş”tır bu! Türkiye’yi durdurmak için her yol deneniyor. - Bu kriz de aşılacak. Ellerinde patlayacak. Durmak intihardır! // - Erdoğan’ın başlayıp da bitirmediği bir şey yok. - Bizans engelleyemedi, siz durduramazsınız! -Yine şaşıracaksınız! // -‘Siyasi terörizm’ ve ‘iç işgalci’lik: -İç muhalefet ‘dış tehdit’e dönüştü. -Ekonomik saldırı talimatı yetmedi. Ortada kaldınız.. // - 2021 nasıl yaşandı? 2022’de neler olacak? - Gücün, bilginin, hızın sınırları zorlanacak. - Bir mucize kapısı açıldı. 2022’ye birlikte girelim. // -Gıda savaşları başladı. Hem iç hem dış tehdit! -Gıda fiyatları milli güvenlik meselesi. -Tarımda olağanüstü hal yönetimi olmalı.. // - İmparatorluklar kuşağı uyanmalı. - Süper Kuşak inşa edilmeli. - Bu mümkün! Peki neden?
Görüldüğü üzere en naif ifadesiyle “coşkulu” bir gazeteci ile karşı karşıyayız. Ancak iş sadece heyecanlı olmak ile sınırlı kalmıyor. “- İçeride intikam cephesi kuruldu. 2023 iç savaş mı? - Meral-Ekrem dayanışması kimin projesi? - Anadolu çocukları mutlak kazanmalı.” başlıklı son yazısında Karagül, 2023 seçimleri sonrasında iç savaş çıkabileceğini belirtiyor:
“ABD ve Avrupa, bütün muhalefeti tek çatı altında toplayarak, onları terör örgütleriyle birleştirerek bir proje yürütüyor. Hedef, 2023’ü bir iç savaşa dönüştürmek."
"CHP’den İyi Parti’ye, PKK’dan FETÖ ve ittifaktaki diğer partilere, hepsi 2023’ü bir iç savaş gibi görüyor. Bir imha saldırısı olarak görüyor. Size bu hedefi kim gösterdi?
ABD ve Avrupa, kırk yıldır PKK ve FETÖ’ye ne rol vermişse, şu an siyasi muhalefete aynı görevi vermiştir. Siyasi partileri terör örgütleri yerine ikame etmiştir.
Kandil’den talimatlar geliyor, siyasi parti isimleri vererek yönlendirmeler geliyor, tek kelime itiraz etmiyorlar. Edemiyorlar. Sadece CHP mi, İyi Parti de, Saadet de, AK Parti’den kopanlar da itiraz edemiyor."
Karagül vakıa ile doğrudan ilişkisi olmayan söylemleriyle komplo teorilerinin en basit ve en çirkin olanlarını üretip piyasaya sürüyor. Bu tutum bütün topluma ve siyasete hastalık taşıyor ne yazık ki. Siyasette tartışmaya açık olan her adımı “FETÖ PKK projesi” diye yaftalayan Karagül meşru siyaset yapmayı imkansız hale getirdiğinin farkında değil gerçekten!
Bir zamanlar AK Parti atacağı adımları önce toplumun tartışmasına izin verirdi. Bu sayede toplumsal meşruiyetini oluşturan iktidar, muhalefet karşısında her zaman iki adım önde olurdu. Şimdi ise iktidara yakın gazeteciler iç savaş paranoyası oluşturarak meşru zemini tarumar ediyorlar… Yazık! Üzülmemek elde değil!