Hz.Yakup dedi ki: "sizin onu götürmeniz gerçekten beni üzer…”

Dedi ki: "Sizin onu götürmeniz gerçekten beni üzer ve siz ondan habersiz iken onu kurdun yemesinden korkuyorum." ( Yusuf – 13)

"Sen onu yarın bizimle gönder, gönlünce gezsin, oynasın. Kuşkusuz biz onu koruyup-gözetiriz." (Yusuf- 12)

Dedi ki: "Sizin onu götürmeniz gerçekten beni üzer ve siz ondan habersiz iken onu kurdun yemesinden korkuyorum." ( Yusuf – 13)

Dediler ki: "Andolsun, biz, birbirini kollayan bir topluluk iken, kurt onu yerse, bu durumda şüphesiz kayba uğrayan (aciz kimseler) oluruz." (Yusuf – 14)

Babalarını, isteklerini kabul edip Hz. Yusuf’u kendileriyle birlikte salmaya ikna için, kardeşlerinin de gezip oynamaya, biraz spor yapmaya ihtiyacı olduğunu belirterek, ricalarının normal olduğunu vurguluyorlar.

Onların, başlangıçtaki kınama yüklü sorularına karşılık olarak Hz. Yakub, -dolaylı yoldan- onlara güvenmemesi diye bir olgunun sözkonusu olmadığını belirtiyor. Onlara, Hz. Yusuf’u yanından ayırmak istememesinin gerçek nedeninin, ondan ayrı kalmaya dayanamaması ve de kurtların ona bir zarar vermesinden korkması olduğunu söylüyor:

Hz. Yakub’un -kendisine söylenildiği üzere gezip oynamak üzere de olsa, Hz. Yusuf’un kendisinden birkaç günlük bile olsa ayrı kalmasına dayanamayacağını; onu bu denli sevdiğini söylemesi, onların yüreklerindeki kıskançlık duygularını daha da körükleyecektir. Hz. Yakub, bu sözünün ardından eklemektedir:

“Siz farkında olmadan onu kurt kapar.”

Babalarının bu sözünü duyar duymaz, aramakta oldukları kılıf için bir ipucu yakalıyorlardı… Belki de yüreklerindeki o şiddetli kıskançlığın etkisiyle hiçbir şeyi göremez olduklarından, niyetlendikleri suçu işlediklerinden sonra babalarına nasıl bir gerekçe uyduracaklarını bile bilemez durumdaydılar. Ancak babalarının bu sözüyle birlikte kafalarında bir şimşek çakıyordu!

Babalarının yüreğindeki bu kaygıyı silebilmek için, onu etkileyebilecek bir yöntemle sürdürüyorlardı konuşmalarını.

Biz bu denli güçlü bir grupken, onu kurtlara yem eder miyiz hiç? Böyle bir şeyin olabileceğini düşünmek, bizim kendimize bile bir hayrımız yok; biz her şeyden aciziz, hiçbir işe yaramayız demektir!

Tüm sevecenliğine ve Hz. Yusuf’una düşkünlüğüne karşın Hz. Yakub, oğullarının kendisini köşeye sıkıştırmaları ve bunca taahhütleri karşısında, onların ricasını kabul etmek zorunda kalmaktadır… Allah’ın kaderinin gerçekleşmesi, kıssanın diğer olaylarının yaşanabilmesi için de böyle olması zaten kaçınılmazdı!

FİZİLALİL KUR’AN

Kur'an Haberleri

"O, merhametlilerin en merhametlisidir"
"Şüphesiz Allah iyilikte bulunanların ecrini boşa çıkarmaz!"
"Sizler, cahiller iken Yusuf'a ve kardeşine neler yaptığınızı biliyor, hatırlıyor musunuz?"
"Oğullarım, gidin de Yusuf ile kardeşinden bir haber getirin ve Allah'ın rahmetinden umut kesmeyin."
"Ben üzüntümü ve hüznümü yalnız Allah’a havale ediyorum."