Kenan Alpay'ın yazısından bir bölüm:
Kemalist ideoloji ve kadrolar sadece tarihi, eğitimi, siyaseti değil İslami bütün değer ve sembolleri de tasallut altında tutmak istiyor. Hiç hesap vermeyen fakat hep hesap soran bir saldırgan ruhla hareket eden kadrolar şimdilerde “Hutbelerde neden Atatürk anılmıyor? Camilerde neden Atatürk adına Fatiha okunmuyor?” gibi son derece ahlaksız, mantıksız ve fakat bir o kadar da tiksinti verici psikolojik harp teknikleriyle güya Diyanet İşleri Başkanlığı’nı vefasızlıkla suçluyorlar. Meğerse minberlerde Atatürk’ün adı rahmet ve minnetle anılmayınca tarih inkâr ediliyor ve Cumhuriyet’in değerlerine ihanet ediliyormuş!
Evet, bu saldırgan ve dayatmacı ruh haliyle öteden beri muhatabız elbette. Ancak vakıa şu ki; bu Kemalist saldırganlığı şımartan hatta azgınlaştıran muhafazakâr-demokrat kadroların son dönemlerde giderek artan dengesiz, tutarsız hatta yaltaklanmaya kadar varan siyasal tutumları oldu. Sözde FETÖ’yle mücadele adına, sahte bir ant-emperyalist duruş namına Kemalist ideoloji ve kadrolara yerli ve milli payeleri vererek yeni müttefik ilan edilmesiyle iş tümden çığırından çıktı…