Selahattin Günday / Al Jazeera
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde yasa dışı dinlemelerin yapıldığı, Emniyet - adliye ekseninde daha sonra pek çok soruşturmaya konu olan faaliyetlerin yürüdüğü dönemde İstanbul Emniyet Müdürü olan Hüseyin Çapkın, "Selâm-Tevhid kumpas soruşturması" kapsamında "tanık" sıfatıyla ifade verdi.
Hüseyin Çapkın, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dâhil birçok üst düzey siyasetçi ve kamu görevlisinin telefonlarının dinlemeye alındığı "Selâm-Tevhid" soruşturması sırasında da Emniyet müdürüydü.
"Selam-Tevhid"in esasen başka amaçlar için düzenlenmiş düzmece bir soruşturma olduğu iddiasıyla bir "kumpas" soruşturması' açılmıştı. Eski Emniyet Müdürü Çapkın bu ikinci soruşturma kapsamında ifade verdi.
"Kandırılmış polis müdürüyüm"
Hüseyin Çapkın ifadesinde, "Yaklaşık 30 yıl İl Emniyet Müdürü olarak görev yaptım. Emniyet müdürünün haberi olmadan soruşturma başlatma ve operasyon yapma olaylarına ilk kez şahit oluyorum" dedi.
Türkiye tarihinde daha önce böyle bir durumun gerçekleşmediğini ifade eden Çapkın, "Bugüne kadar olanları, basında ve kamuoyunda tartışılanları gördüğümde maalesef kendimi kandırılmış bir polis müdürü olarak görüyorum" ifadelerini kullandı.
"Selâm-Tevhid soruşturmasından haberim olmadı"
"Selâm-Tevhid" soruşturmasının başladığı tarih olan 2010’da İstanbul Emniyet Müdürü olarak görev yaptığını belirten eski Vali Hüseyin Çapkın, dinleme ve izleme kararlarının hiçbir zaman Emniyet müdürünün önüne gelmediğini söyledi.
"Haberim olsaydı engellerdim"
Soruşturmanın hiçbir aşamasında bilgilendirilmediğini ve dosyanın 17 Aralık döneminde adliyeye intikâl ettirildiğinden haberi olmadığını ifade eden Çapkın, "Eğer başka bir amaçla ve hukuk dışı bir şekilde ülke menfaatlerine aykırı dinlemelerin yapıldığından haberim olsaydı veya ilgili birim sorumluları bana bu konuyla ilgili bilgi verseydi, hukuken ve yasal çerçevede derhâl müdahale eder ve bu durumu engellerdim. Devlet adamı ve sorumlu mevkideki makam sahibi olarak böyle bir şeye asla müsade etmezdim. 43 yıllık devlet adamı olarak bunun yasal yol ve yönteminin kesinlikle bu olmayacağını belirterek duruma müdahale ederdim ve durumdan silsile halindeki yetkili amirlerimi haberdar ederdim" diye ifade verdi.
Dönemin emniyet müdürü olan Hüseyin Çapkın, 17-25 Aralık soruşturmaları ile ilgili de tanık olarak dinlenilmişti. Çapkın, bu soruşturmalardan da haberinin olmadığını söylemişti.
Soruşturmayı yürüten polis, hâkim ve savcılara dava açıldı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu’nun göreve gelmesiyle birlikte savcılıktaki dosyalar incelemeye alındı. İncelem kapsamında ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle hakkında dava açılan savcı Adem Özcan’ın yürüttüğü "Selam-Tevhid" dosyası tespit edildi.
Dosya üzerinde yapılan incelemelerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, bazı bakanlar, milletvekilleri ve kamu görevlilerinin telefon görüşmelerinin dinlenildiği tespit edildi. Recep Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu ile bakan ve milletvekillerinin görüşmelerinin "yürütülen terör soruşturması" ile alâkası olmayan "soyut gerekçelerle" danışmanlarının telefonlarının dinlemeye alınarak kayıt altına alındığı belirlendi.
Danışmanlarının teknik takibe alınması ile dinlenilen Erdoğan’ın bazı yabancı devlet adamları ile yaptığı görüşmelerin de dinlenildiği, hatta evrak üzerinde çözümünün yapıldığı tespit edildi.
Bu tespitlerin ardından 2014 yılında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, "Selam-Tevhid" soruşturmasını yürüten polisler hakkında soruşturma başlattı. Soruşturma sonucunda Fethullah Gülen ve Emre Uslu ile soruşturmayı yürüten polislerin de aralarında olduğu 122 kişi hakkında dava açıldı. Sanıklar, "Hükümeti devirmeye teşebbüs, silahlı terör örgütü kurmak ve siyasi-askeri casusluk" ile suçlanıyor. Sanıkların İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki yargılaması devam ediyor.
Polislerin yanı sıra soruşturma dosyasında imzası olan 54 hâkim ve savcı ile ilgili de işlem yapıldı. Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından açığa alınan 54 hâkim ve savcı hakkında "Hükümeti devirmeye teşebbüs, silahlı terör örgütü kurmak ve siyasi-askeri casusluk" suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle iddianame düzenlendi. Hâkim ve savcılar Yargıtay’da yargılanacak.