Hukukun değil de neden Erdoğan’ın arkasında olunmasından memnuniyet duyuldu?

Sedat Peker kamuoyuna mafya-devlet-medya ilişkisine dair çok şey anlattı. Verilen tepkilere veya suskunlukla geçiştirmelere göre bu anlatıların devamı da bekleniyor. Savcıların harekete geçmesi beklendi, beklendi epeyce beklendi. Olmadı!

HAKSÖZ HABER

Organize suç örgütü lideri Sedat Peker kamuoyuna mafya-devlet-medya ilişkisine dair çok şey anlattı. Verilen tepkilere veya suskunlukla geçiştirmelere göre bu anlatıların devamı da bekleniyor. Savcıların harekete geçmesi beklendi, beklendi epeyce beklendi.. Olmadı. Süleyman Soylu kimi siyasetçi kimi yüksek bürokrat birçok ismi kötü işlerle birlikte andı. Yine soruşturma açılmadı. Neden?

Organize suç örgütü lideri Sedat Peker, Süleyman Soylu ile yaşadığı sürtüşmeyi her videosunda alevlendirerek bir üst noktaya taşıdı.

Birçok karanlık ismi anan Peker’in kendi suçlarını da itiraf etmesi kamuoyunun gözünden kaçmadı. İktidarın gözünün içine bakan savcılar hariç!

Üç haftadan fazla bir zaman geçmesine rağmen Peker’in andığı, Soylu’nun bahsettiği isimlerin hiçbiri hakkında (Özışık kardeşler hariç) soruşturma açılmadı.

Peker’in söyledikleri şayet "deli saçması" olarak görülüyorsa ve umursanmıyorsa bir kertede anlaşılabilir bir durum olurdu. Ancak Soylu’nun Emniyet Müdürleri ve rüşvet alan siyasi isimleri zikretmesi de mi saçma görüldü?

Kamuoyunun beklediği adaleti uygulamaya alması beklenen iktidarın soruşturmalardan kaçınması hayırlı bir durum olarak görülmüyor!

Devletin soruşturmalar açarak varsa kötü niyetli, pis işlere bulaşmış, nüfuzunu kötüye kullanmış isimleri tespit etmesi, şayet haklarında gerçekten kötü  şeyler yoksa üzerlerindeki şaibeyi kaldırmaları iyi olmaz mıydı?

“Kimin ne kaybedeceğinden korkuluyor da soruşturmalara yanaşılmıyor?” soruları şayet soruşturmalar açılsaydı sorulacak mıydı? Ancak iktidarın kendisinin şeffaf olduğunu iddia etmesi ve ardından soruşturmalardan kaçınması akıl alır gibi olmadığı gibi şaibe ve şüpheleri de artırdı.

Süleyman Soylu İçişleri Bakanı olarak iki farklı kanalda gazetecilerin karşısına çıkarak Sedat Peker’in Youtube üzerinden yaptığı açıklamaların benzerlerini yaptı. Hakkındaki iddialara yanıt vermeye çalıştı. Bunda pek başarılı bulunmadı. Daha çok siyaset içerisindeki ‘üst düzey’ bürokratlarla yaşadığı gerilimlerin perde arkasındaki olayları açıklamaya çalıştı. Kamuoyunun neler yaşandığını bilmediği perde arkasındaki kavga ile kimi siyasilere adeta nota verdiği düşünüldü.

Peki ya sonuç ne oldu? İçişleri Bakanı Süleyman Soylu 4,5 yıllık övgüyle bahsettiği bakanlık döneminin adeta altında kaldı. “Savcılara anlatacağım soracaklar bana” dedi. Oysa kamuoyu televizyona çıkmış ve reyting rekorları kıran iki programda da Süleyman Soylu’dan o isimleri, kirli ilişkileri olanları deşifre etmesini bekledi. Kamuoyuna istediği bilgileri ve şeffaflığı göstermeyen iktidar erkleri neye hizmet ettiklerini düşünüyorlar şimdilik bilinmiyor? Her ne kadar vatan, millet, bayrak söylemlerine sığınılsa da kamuoyu tatmin olmamış bir şekilde organize suç şebekesi lideri Sedat Peker’den gelecek videoları ve açıklamaları daha bir merakla bekliyor. 

"Kamuoyu açıkça isim istiyor" denilse yeridir. Kimi kötü benzetmelere girmeye elbette gerek yok. Fakat isim istenirken yargısız infaz veya idam kastedilmiyor aksine o isimler hakkında adil bir soruşturma isteniyor. Adaletli bir yönetim sergilediğini düşünen iktidarın ise herhangi bir soruşturma açmaya tenezzül etmemesi ise sadece muallaktaki soruların artmasına neden olacak gibi görünüyor.

“Mehmet Ağar, Korkut Eken, Tolga Ağar, Pelikancılar ve faaliyetleri hakkındaki dosyalar açılıp bu isimler hakkında neden yargı süreci işletilmiyor?” gibi temel meseleler merak edilmeye devam ediyor.

Kamuoyunun iktidardan şu anda beklediği tek şey hukukun işletilmesi iken sadece ‘ben şu isimlerin arkasındayım’ demek cevap olmadığı gibi sorunları da çözmüyor! 

Üç haftalık sessizliğinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, sahnedeki kavgada İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun arkasında olduğunu belirten açıklamalarda bulunarak anlatılara dahil oldu.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu “emrindeyiz, emrinde olacağız” diyerek Erdoğan’ın arkasında olmasından duyduğu yüksek memnuniyeti sevinç ve gururla dile getirdi. Hukuku arkasına alması beklenen bakanın söylemleri manidar bulundu.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu iddia ettiği gibi hiçbir kötü işe bulaşmamış ve kendisine dönük sarf edilen her iddianın iftira olduğunu düşünüyorsa neden hukukun değil de Erdoğan’ın arkasında durmasından memnuniyet duyuyor?

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!