Hukuku paspas ederek siyasi kazanç elde edilemez!

Ekrem İmamoğlu’na yönelik 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ve siyasi yasak kararı verilmesi kabulü mümkün olmayan bir vasatı ortaya çıkartıyor.

HAKSÖZ HABER

Yaklaşan 2023 seçimleri öncesinde siyasetin gündemi oldukça yoğun. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adaylığı kesinleşmişken karşısında kimin yer alacağı ise seçimin sonucundan bile daha fazla merak edilir bir hal aldı! Muhalefetin "yıpratılmasından" çekindiği için adayın ismini kesinleştirmekten kaçındığı söylenirken en temelde büyük bir fikir ayrılığı olduğu şüphe götürmüyor.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçaroğlu adaylığı isterken partisi ise kendisini destekliyor. Altılı masanın en büyük ittifakı olarak CHP’nin ne istediği şüphesiz önemli. Ancak ikinci büyük parti olan İYİ Parti, Kılıçdaroğlu isminden yana değil. Anlaşılan o ki Kılıçdaroğlu’nun kazanma olasılığını düşük gören İYİ Parti başta olmak üzere diğer muhalefet partileri süreç içerisinde sıyrılan Ekrem İmamoğlu gibi bir ismi Kılıçdaroğlu’na karşı tercih ediyor. İmamoğlu'nun vizyon ve perspektif eksikliğinin İYİ Parti açısından onu yönlendirmeye müsait hale getirdiği için de tercih ediliyor olabilir...

İmamoğlu’nun uzun yıllardır kaybeden muhalefet açısından sembolik bir isim olduğunu unutmamak lazım. Mağlubiyet serisine son veren İmamoğlu, İstanbul gibi muhafazakar-dindarlar için ehemmiyetli bir şehirde “altı okun” kazanmasını sağladı. Bu mağlubiyet AK Parti için büyük dersler içeriyordu ama ortaya çıkan resim gereken derslerin alınmadığını gösteriyor.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun YSK üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle yargılandığı davada karar açıklandı. İmamoğlu'na 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ve siyasi yasak kararı verildi. Kamuoyunun büyük bir kısmının unuttuğu bir davada çıkan bu sonuç Ekrem İmamoğlu’na başarısız belediyeciliği ve siyasi perspektif noktasındaki noksanlığı sebebiyle yitirdiği popülaritesini tekrardan kazandırdı. Şuan bütün ülke onu konuşuyor…

İYİ Parti başta olmak üzere CHP’li olmayıp AK Parti ile sorunlu liberal-sol kesimler gibi birçok muhalif grup da Kılıçdaroğlu isminin handikapları sebebiyle İmamoğlu’nu ön plana çıkartıyor. Yaşanan son gelişme ise ortaya çıkan “mağduriyet” sebebiyle İmamoğlu cephesini hareketlendirdi.

Tüm bu gelişmeler ise iktidar cephesi açısından oldukça sıkıntılı bir fotoğraf çıkartıyor. Hukukun bir şekilde siyasi manevralar için aparat haline getirilmesi ahlaki açıdan kabulü mümkün olmayan bir durumdur. İktidar muhalefetin en güçlü aday ismi olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nu Ekrem İmamoğlu üzerinden yıpratmak için komik bir davaya bel bağlamışa benziyor. Davanın istinaftan dönmemesi durumunda iktidar bu sürece kazan-kazan mantığıyla yaklaşıyor olmalı. İmamoğlu cephesini ezerken Kılıçdaroğlu’nu da İmamoğlu karşısında ikinci plana düşürerek seçimlerde bir adım öne geçmenin planlarının yapıldığını öngörmek mümkün. İmamoğlu-Kılıçdaroğlu ikiliğinden yola çıkarak altılı masanın dağılacağı zannıyla her şeyi yapmak mubah görülüyor herhalde!

Her şeyden önce hukuku paspas ederek siyasi kazanç elde edilmez! Ekrem İmamoğlu gibi siyasi perspektif, erdemli tutum ve icraat noktasında ortaya hiçbir şey koymamış bir isim bile olsa hukuki olmayan kararlar vicdanları yaralayacaktır. Ahlaki ilke ve değerlerin ötelendiği siyasi adımların ise kabulü mümkün değildir.

Kimse vicdan ve ahlak merkezli siyaset üretip topluma sorunları ve çözümleri aktarmak derdinde değil anlaşılan! Dibine kadar ırkçılığa batmış geçmişi her yönüyle problemlerle dolu CHP’nin başını çektiği muhalefete karşı hukuku umursamadan iş yapmaya çalışan iktidar koalisyonu Türkiye adına oldukça üzücü bir tabloya işaret etmektedir!

Yorum Analiz Haberleri

Sosyal medyanın aptallaştırdığı insan modeli
Dünyevileşme ve yalnızlık
Cuma hutbelerindeki prangalar kırılsın
Batı destekli spor projeleri neye hizmet ediyor?
Kemalizm’e has bu Laiklik Fransa’da bile yok!