21 Temmuz 2010 tarihinde annesi ve kardeşleriyle birlikte piknik yapan Canan Saldık, başına isabet eden kurşunla hayatını kaybetmişti. Canan'ın ölümüne neden olan kurşunun, şehrin çıkışındaki Van Hacıbekir Kışlası'ndan geldiği iddia edilmişti. Bunun üzerine Van Cumhuriyet Başsavcılığı ve Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı soruşturma başlatmıştı. Soruşturma sonucunda Açılan davada, 3'ü rütbeli 5 asker ölüme sebebiyet vermekten 2 ile 6 yıl arasında hapis cezasıyla yargılanmıştı.
25 Şubat 2011'de Van Askerî Mahkemesi'nde yapılan nihai duruşmada çıkan kararda sanıkların beraat etmesi üzerine Mazlumder Van Şubesi Başkanı Abidin Engin, Canan Saldık olayında rapor hazırlayan Şahin Aladağ ve Bahrettin Bildirici ile birlikte dernek binasında basın açıklaması düzenledi.
İşte basın açıklamasının tam metni:
Basına ve kamuoyuna
21 Temmuz 2010 tarihinde annesi ve kardeşleriyle birlikte piknik yapan Canan Saldık, başına isabet eden kurşunla hayatını kaybetmişti. Canan'ın ölümüne neden olan kurşunun, şehrin çıkışındaki Hacıbekir Kışlası'ndan geldiği iddia edilmişti. Bunun üzerine Van Cumhuriyet Başsavcılığı ve Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı soruşturma başlatmıştı. Soruşturma sonucunda Açılan davada, 3'ü rütbeli 5 asker ölüme sebebiyet vermekten 2 ile 6 yıl arasında hapis cezasıyla yargılandı.
Canan'ın ölümüyle ilgili Van Askerî Mahkemesi'nde süren davada bir bilirkişi raporu da hazırlanmıştı. Balistik inceleme uzmanı Jandarma Kıdemli Başçavuş Adem Şimşek ve Piyade Yarbay Levent Ayık'ın imzasını taşıyan 27 sayfalık raporda, olayın Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Hacıbekir Kışlası atış alanında zırhlı araç üzerine monte edilen Bixi markalı makineli tüfeğin 5 numaralı atış görevi sırasında yaşandığı belirtildi.
Kısa sürede sonuçlanan davada çıkan karar ile ailesi ve insanlık adeta küçük dillerini yutmuştur. Aralarında bir albay, bir binbaşı, bir başçavuş ve iki erin bulunduğu 5 sanık hakkında beraat kararı çıktı. 25 Şubat 2011'de Van Askerî Mahkemesi'nde yapılan nihai duruşmada çıkan kararda sanıklar, ölüme sebebiyet vermek ve görevi kötüye kullanmak suçlamalarından beraat etti.
Bu karar ile adalet duygusu Canan ile beraber toprağa gömülmüş, devlet karşısında vatandaşı koruması gereken hukuk, bir kez daha suç işlemişlerin yanında yer alarak masumları acıları ile baş başa bırakmış, bu ülkede hakkaniyete uygun yargı kararlarını beklemenin hayalden öte bir anlam taşımadığı kanaatini pekiştirmiştir.
İnsan hayatına mal olabilecek kadar tedbirsiz, güvenlik önlemleri alınmadan ve karavana atış yapabilen bu kişilerin ve sorumluluk sahibi yetkililerin suçsuzluğuna inanmak adalet ile ilgili değerlerin berheva olduğu anlamına gelmez mi?
Askeriyede kaybolan bir kurşunun hesabını soran ve gerektiğinde cezalandıran işleyiş ve sistem, kurşun çekirdeğini bir çocuğun kafasında veya bir evin penceresinde bulduğunda hesap sorma gereği olmadığına mı hükmeder?
Bir canın hayatına mal olacak kusur, disiplinsizlik, eylem cezalandırılmıyorsa, buna vermemiz gereken isim kusursuz ölüm veya kusursuz cinayet mi olmalı?
Bu olayla benzeştirilirse düğünlerde, maçlarda maganda kurşunlarıyla ölümlere yol açanların ceza alıp taksirli sayılması bu hukuk anlayışı ile karşılaştırıldığında hukuksuzluk mudur? Şayet askeri mahkemede yargılansaydılar kusursuz mu sayılacaklardı?
Canan'ımızı bizden alarak canlarımızın yanmasına sebep olanların, yaptıklarının cezasını çekmeden davanın sonuçsuz bırakılması ile en temel insan hakkı ilkesi olan yaşama hakkının ne kadar gözetildiği bu davanın sonucu ile belirginleşmiştir.
Masum bir çocuğun yaşamını elinden alan eylem ve sonrasında gelişen hukuki süreç insanlığa karşı bir cürümdür. En kısa sürede yüksek yargının vicdanlarda yara açmış bu kararı düzelterek, masum Canan'ın ailesi ve insanlık onuru lehine adil bir karar vermesi gerektiğine dair inanç ve temennimizi kamuoyuna duyururuz.
MAZLUMDER VAN ŞUBESİ BAŞKANI ABİDİN ENGİN