HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcıları Bahattin Temel ve Sait Şahin ile Rehber TV Genel Yayın Yönetmeni Fikret Gültekin'in 6'şar yıl 3'er ay hapis cezası aldıklarını belirten dava avukatı Hasan Bozdaş, FETÖ yargısının tertiplemiş olduğu kumpas ve sahte delillerle, İslami Sivil Toplum Kuruluşları ile farklı camiaların hedef alındığı bilinmesine ve delillendirilmesine rağmen kumpasa uğrayan kişilerin yeniden ceza almalarının çok düşündürücü olduğunu söyledi.
17 Ocak 2011'de "Hizbullah üye ve yöneticisi" oldukları iddiasıyla gözaltına alınan; Mehmet Bahattin Temel, Sait Şahin ve Fikret Gültekin'e örgüt yöneticiliğinden 12'şer yıl, 6'şar ay ceza verilmiş, dosya Yargıtay 16. Ceza Dairesi tarafından bozulmuştu. Dosyayı yeniden gören yerel mahkeme sanıklara "örgüt üyeliğinden" 6'şar yıl 3'er ay hapis cezası vermişti.
Dava avukatlarının dosyayı temyiz etmesinden sonra, Yargıtay 11 kişi hakkında beraat kararı verirken, 3 kişi hakkında ise "örgüt üyesi" oldukları iddiasıyla 6'şar yıl 3'er ay hapse mahkûm etti.
Dava avukatı Bozdaş, bugün İstanbul Anadolu 11'inci Ceza Ağır Mahkemesi tarafından Mehmet Bahattin Temel, Sait Şahin ve Fikret Gültekin'in "terör örgütü üyeliği" iddiasıyla 6'şar yıl 3' er ay hapse mahkûm edildiğini söyledi.
2011 yılında FETÖ yargısının bir kumpası sonucu bu davanın hazırlatıldığına dikkat çeken Bozdaş, “FETÖ tarafından İstanbul Mustazaf-Der ve onunla beraber diğer sivil toplum kuruşu yöneticisi ve üyesi kişilere yönelik soruşturma başlatılmış ve mahkûmiyet kararları verilmişti. Kanun yolu aşamaları sonrasında dosya Yargıtay'dan bozulup geri döndü. Yargıtay ilamına göre, Bahattin Temel, Sait Şahin, Fikret Gültekin haricindeki diğer sanıkların beraat etmesi gerektiği, M. Bahattin Temel, Sait Şahin ve Fikret Gültekin'in ise suç vasfında yanılgıya düşerek 'terör örgütü yöneticiliği' değil, 'terör örgütü üyeliği'nden ceza almaları gerektiği ifade edildi. Bu üç kişi bugün ‘terör örgütü' üyeliğinden ceza aldı. FETÖ'nün başlatmış olduğu bir kumpas ve sahte delillerle diğer İslami sivil toplum kuruluşları ve Müslüman camiaları hedef aldığı bilinmesine rağmen bu kişilerin ceza alması çok düşündürücüdür.” dedi.
Dosyada bu kişiler hakkında ceza almalarını gerektirecek herhangi bir delilin olmadığını söyleyen Bozdaş, “Sanıklar, sivil toplum hizmeti gerçekleştiren, bu kapsamda da toplumun takdirini kazanan ve önemli hizmetler gerçekleştiren kişiler. Toplumdaki mevcut konumları da düşünüldüğünde cezalandırılmaları oldukça düşündürücüdür.” ifadelerini kullandı.
"FETÖ'nün başlatmış olduğu bir soruşturma, sahte delillerle ve toplumum önde gelen Müslüman kişiliklerinin hedefe gösterilmesi neticesinde başlatılan bir soruşturma." diyerek dava sürecinden önce başlayan kumpasa işarete eden Bozdaş, açıklamalarına şöyle devam etti:
“Bu kişiler hakkında dosyada soyut isnatlar haricinde bir şey yok. Tamamen sivil toplum kuruluşu hizmetleri yürütmeleri 'terör örgütü' faaliyetiymiş gibi gösterildi. Bunun üzerine de kendileri 'terör örgütü' üyeliğinden cezalandırıldılar. Anayasal hakların kullanımının geldiği netice çok acı verici bir durumdur."
Bozdaş, temyiz yolunun açık olduğunu ve dosyayı yeniden Yargıtay'a göndereceklerini belirtti. 15 Temmuz ABD destekli darbe girişiminin yıl dönümüne kısa süre kala, darbe girişiminin karşısında etkin bir şekilde durmuş HÜDA PAR yöneticileri hakkında böylesi bir kararın çıkması kamuoyu tarafından ise dikkat çekici bulundu. Konu hakkında özellikle sosyal medyada yoğun tepkilerin dile getirildiği görüldü. (Emrah Deniz, Abdurrahman Tetik-İLKHA)