Gün geçmiyor ki Suriye’de yeni bir fitne patlak vermesin. Bazen bu fitneler düşmanın attığı bombalardan da daha büyük iz bırakıyor. İşte onlardan biri de yatan ve semiren bazı grupların, ribat savaş şöyle dursun hiçbir faydası olmayan fitne çıkaran bir kısım güruhun “İdlib’in doğusunu Ruslara kaptırdı ” fitnesine HTŞ cevap veriyor.
İki sayfalık beyanatın tam metnini ilginize sunuyoruz:
Allah’ın i̇zniyle hamleleri̇ kırılacak ve yenilecekler.
Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah’adır. Resulullah’a, ailesine ve tüm ashabına salat ve selam olsun. Üç aydan fazla bir süredir mücahidler, Güney İdlib kırsalı, Doğu Hama kırsalı ve Güney Haleb kırsalında, Rus uçakları ve Rafızi milisler tarafından desteklenen cani rejime karşı ve Doğu Hama kırsalında Haricilere karşı şiddetli çatışmalara girmekte.
Bu savaşlarda Hey’et Tahriru’ş-Şam mücahidleri Özgür Suriye Ordusu’ndan olan sadık kardeşleriyle birlikte, kanları ile suladıkları yerlerin şahitlik ettiği kahramanlıklar ve fedailikler yazmaktalar. Nusayri-İran-Rus saldırıları karşısında sarp dağlar gibi dimdik durdular. Sebat ettiler ve –aralıksız 90 günden fazla süredir devam eden savunma savaşlarında- Ehli Sünnet’in topraklarını korumada ve mustazaf halklarını savunmada en önde olduklarını ispat ettiler. Bu savaşlarda düşmana zararlar verdirdiler ve Allah, düşmanların boyunlarını onlara musahhar kıldı. Bu askeri hamlede mücrim rejimin yüzlerce askerini öldürdüler, onlarca araçlarını ve zırhlılarını imha ettiler. Yine saflarımızdan onlarca şehid ve bir o kadar da yaralılar verildi. Bizim bu husustaki tesellimiz Allahu Teâlâ’nın şu buyruğudur: “Düşmanınız olan topluluğu aramakta gevşeklik göstermeyin. Siz acı çekiyorsanız, şüphesiz onlar da, sizin acı çektiğiniz gibi acı çekiyorlar. Oysa siz, onların umut etmediklerini Allah’tan umuyorsunuz. Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.”
İslam askerlerinin bu tarihi direnişlerinden sonra, Güney İdlib kırsalındaki bazı köylerin düştüğü bu günlerde, bazı seslerin ortaya çıkarak, Hey’et’in bölgeleri teslim ettiği ya da ilk günden beri Hey’et’in reddettiği, kabul etmediği, başarısızlaştırmak için çabaladığı ve gücü nispetince işlevsizleştirmeye çalıştığı zillet ve utanç ittifaklarını ve Astana anlaşmasını uyguladığını iddia etmekte. Bizler daha önce mücrim rejimin düzenleyeceği bir askeri hamle hakkında uyarıda bulunmuştuk. Özellikle de Elbukemal ve doğu bölgeleri savaşlarının bitiminden sonra bu beklenen bir durumdu. Bugün ise Hey’et bu devrim ihanetlerini tatbik eden ve sahada uygulayan olarak itham edilmekte! “Yazıklar olsun elleriyle yazdıklarından dolayı onlara; yazıklar olsun kazanmakta olduklarına.”
Astana’da oturup Esed rejimine meşruiyet veren biz değildik. İşgalci düşmanla ittifak edip kendi karargâhlarının ve merkezlerinin koordinatlarını veren de biz değiliz. Rusya’nın desteğiyle rejimin ilerlemeye çalıştığı “Gerilimin Azaltılması Bölgeleri” anlaşmasını tebrik eden de biz değildik. Bizler, örümcek evinden daha zayıf hüccetlerle, dine ve ırza saldıran düşmanın def edilmesi farz-ı aynını terk edip oturanlardan değiliz. Bu hüccetlerini, bazen ‘menhecin saflığı’ ipiyle örerler, bazen de ‘hakların iade edilmesi’ sloganlarıyla örerler ki, bunların hiç birisi de kıyamet günü onlara bir yarar sağlamayacak şeylerdir.
Allah’ın fazlı ve lütfu ile, Hey’et bir an bile cepheleri terk etmemiştir. Mücrim rejim karşısında Müslüman sınırlarındaki ribat noktalarımız yüzlercedir. Humus’un kuzeyinden, Ğuta’ya, oradan Der’a’ya askerlerimiz şiddetli savaşlar ve kahramanlıklar yazmakta. Şimdi de askerlerimizden önce, komutan ve şer’ilerimiz savaşmakta ve en ön saflarda ribat tutmakta. Düzenlemeler, hazırlıklar, çalışmalar ve techizatlanmalarla gecelerini gündüzlerine katmakta, kuzeyle güneyi kat etmekteler. Bizler Ehl-i Sünnet’imizi ve özgür bölgelerimizi savunmayı sürdüreceğiz. İcram rejiminin bu askeri hamlesi kolay bir gezinti olmayacak. Güç ve kuvvetiyle Allah geride onlar için hoşlanmayacakları şeyler bırakmıştır.
Bu, aynı zamanda her samimi aktivist, medyacı ve gazeteci için bir çağrıdır: Savaşın gidişatını kendi gözlerinizle görmeniz için savaş sahasına ve ribat hatlarına gelin, mücahid kardeşlerinizin kahramanlıklarını ve fedakârlıklarını belgeleyin. Bu, sizin boynunuzdaki borcunuzdur, biz de bunu size yüklüyoruz. “Onların şahitlikleri yazılacak ve bundan sorulacaklar.”
Bizler, sahadan hakikatleri aktarmaya çalışan herkesin girmesini ve ulaşımını üstleniyoruz. Yardımcımız Allah’tır ve Ona dayanmaktayız.
“Allah emrinde galip olandır. Ancak insanların çoğu bilmezler.” Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah’adır.
Çeviri: Muhammed Atta