HSYK, Kaçmaz için neyi bekliyor?

Ali İhsan Karahasanoğlu

HSYK, 2000 hakimin görev yerini değiştiren kararı dün açıkladı.

Daha 2 ay önce, benzer sayıda hakimin görev yeri değiştirilmişti. O değişiklik, bir ilden, başka ile tayin şeklinde idi.

Şimdiki ise; görev yapılan il veya ilçe değişmemek şartı ile, aynı adliye içinde hakimlerin görev yaptıkları mahkemede değişikliği içeriyor.

Bunun yanısıra, dünkü kararla, ihtiyaç duyulan bazı il ve ilçelerde yeni mahkemeler kuruldu.. Yine ihtiyaç fazlası olan bazı yerlerdeki mahkemeler de kapatıldı..

2 ay önceki kadar olmasa da, dün açıklanan değişikliğin de, mahkemelerde davası olan vatandaşlar için büyük önemi var..

Düşünsenize, 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin hakimini alıp, 3. Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderdiğinizde, dolayısıyla o mahkemede yürüyen dosyalarda verilecek kararları da etkilemiş oluyorsunuz. 1. Asliye Ceza Mahkemesi’ne yeni atadığınız hakim de, haliyle oradaki dosyalarda farklı kararlar alacak.

“Siyasi karar” tartışmalarının sıklıkla yaşandığı bir ülkede, bu değişikliklerin, verilecek kararları da değiştireceği gerçeğini kimse inkâr edemez.

HSYK, kendi yapısının da tartışıldığı bugünlerde, bu önemli kararları alelacele alırken, esas alması gereken kararları ise bekletiyor.

Ne gibi?

Sincan Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz’ın dosyası gibi..

Haftalar öncesinde medyaya yansıdı..

Osman Bey’in, hangi kanuna aykırılıkları sergilediği, tek tek ortaya konuldu, tartışıldı.

Hatta öyle ki; o konuda haber yaptığımız için, Adalet Başmüfettişleri, Ankara’da ayrı, İstanbul’da ayrı gazetemiz yetkililerinin ifadelerini aldılar.

Bizden istenilen ifade ne için idi?

Osman Kaçmaz hakkındaki suçlamaları içeren bilgileri, gazeteye kim verdi?..

Gazeteye o şahıs verdi, bu şahıs verdi..

Veya mektupla geldi, maille geldi..

Ne farkeder ki?

O hakimle ilgili suçlamalara bir baksanıza siz..

O suçlamalarda neler var neler.. İstanbul’da iken, Ankara’da görev başında imiş gibi sahte imza atma.. İzin almadan, günlerce adliyeye gelmeme.. Bir sanık için aracılık yapılması.. İfade alınmak üzere getirilen bir sanığın, mesai saati içinde adliyede hakim olmadığı için nezarete geri götürülmesi.. Bazı gazete muhabirleri ile senli benli konuşmalar, ona haber sızdırmalar.. Vs. vs..

Evet, benim beklentim, HSYK’nın bu hakim hakkında kararı bir an önce vermesi idi.

“HSYK”nın adı anılınca, Osman Kaçmaz hakkında ne karar verilmiş diye hemen kulak kabartıyordum..

Ama ne hikmetse HSYK, Osman Bey hakkındaki kararı vermedi.

Bu denli tartışmalı bir hakimin, görev başında kalmasına fırsat verdi..

Bugün Sincan’da, Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı koltuğunda, yukarıya bir kısmını alıntıladığım suç isnatlarına muhatap olan bir kişi oturuyor.

Ve bu hakim için, henüz bir karar verilebilmiş değil.

Oysa Ferhat Sarıkaya’yı, 1.5 ayda ihraç etmişti HSYK.

Şimdi ise Osman Kaçmaz hakkında açılan soruşturma, aylardır sürüncemede bekletiliyor.

Osman Kaçmaz ile ilgili haber yapanlar soruşturuluyor da, Osman Bey ne hikmetse soruşturulamıyor.

Bir hakimin, görevden ihracı için daha hangi suçlamalara muhatap olması gerekir?

Duruşmalara girmeyen; izin almadan/raporlu olmadan adliyeye gelmeyen bir hakimi kim koruyor ki, soruşturma böyle savsaklanıyor..

Bu ülke nasıl bir ülke?

Her türlü disiplinsizliği sergileyen subaylar, YAŞ kararlarında hiç gündeme bile gelmezler.. Görevlerine devam ederler..

Bakınız,tekrar tartışmaya başladığımız Dursun Çiçek..

Ama onlarca subay, somut bir gerekçe sunulmadan, “disiplinsizlik” iddiası ile YAŞ’ta ihraç edilir..

Aleyhinde ondan fazla somut suçlama olan Osman Kaçmaz hakkında, HSYK gerekli kararı almaz.. Ama Ferhat Sarıkaya, görevini yaptığı için 1.5 ayda meslekten ihraç edilir.

Bu nasıl bir ülke? Söyler misiniz?

VAKİT